Yeraltı yer üstüne çıkıp da siyasetle iş tutunca…

Yeraltı yer üstüne çıkıp da siyasetle iş tutunca…
Ankara Emniyeti'nde yaşananları,
Yani bir organize suç örgütü soruşturmasıyla ortaya çıkanları,
Yani, siyaset-bürokrasi-medya ve illegalite ilişkisinin artık saklanamayan, pervasız ve iktidara meydan okuyan halini görünce,
Aklıma Küba-Meksika-Kolombiya tandanslı suç kartelleri ve baronlar geldi.
Oralarda da kartel-siyaset içiçe idi,
Birbirlerinden beslenirlerdi.
Ama karteller, doymak nedir bilmezler,
Hep, daha daha derler; "benim sayemde iktidarda kalıyorsun!" diyerek, isterler de isterlerdi!
Siyasetçi farkına varıp,
Yüz verdiği Kartel'in astarını da istediğini görüp,
"Olmaz! Bu böyle gitmez!" dediğinde; atı alan Havana'yı geçmiş Medellin'e erişmiş olurdu.
İktidar-Kartel arasında,
Yani legalite ile illegalite arasına pazarlık başlardı.
"Yok daha neler! Devlet suç örgütü ile pazarlık mı yapar!" dediğinizi duyar gibiyim.
Ama öyle değil işte; ayı ile yatağa girersen sonucu kestiremezsiniz.
Pazarlık da yaparsın zağarlık da…
Hem de öyle bir pazarlık yapar ki bu Karteller;
"Azdan az çoktan çok gider" dercesine,
"Yanarken yakarım; mahalleyi de ateşe verir, cigaramdan çekerek saçlarımı tararım" diyerek…
O ülkelerde iktidarlar bu savaşı kazanır mı idi peki?
Evet,
Son tahlilde kazanırdı ama kaybederek, kendini de tüketerek, iktidardan düşerek!
Sen!
Yeraltı dünyasını yer üstüne çekip siyasetin etkin bir figürü edersen,
Güya, bununla siyaset dünyasındaki rakiplerini ekarte edeceğini düşünürsen,
Yani "cürüm ortaklığı" kurar; yeraltına, siyasal bir cenneti vaat edersen,
Sonuçlarına razı olacaksın,
Olmasan da oldururlar!
Legal siyasal zeminden bir kere uzaklaştın mı,
Hele de, tüm varlığı illegalite olan yer altıyla bir kere buluştun mu,
Üstelik bir kere iş tuttun mu,
Bir daha iflah olmaz,
Yakanı bir daha kurtaramazsın!
Hep isterler,
Doymak nedir bilmezler,
Bir de siyaset dünyasının zaaf ipini ellerine alınca,
Ki bunu çok iyi yaparlar,
Yapmayacağın ne varsa yapmaya mecbur bırakırlar!
Sonra bir de bakmışsın ki; artık sen, sen değilsin,
"Neredeeeennn Nereye" diye hayret içindesin,
Keşke "gelme deyeydimmmm!" diye kendi kendini yersin,
Ve artık, yeraltının oyununa intikam isteyen bir biçaresin!
Başlarsın onlar gibileşmeye;
Siyasal zeminde yeraltı formüllere,
Legal görevlilerle illegal yöntemlere…
Peki soruyorum;
Yeraltından gelenler intihara şerbetliler,
Hep hazırlar,
Çünkü doğalarında var,
Zaten hep intiharcıydılar.
Ama sen hazır mısın? Sonuçlarına katlanabilecek misin? Kelle verebilecek, Ebabil kuşu misali olabilecek misin?
Durum Özeti:
Hasan dağı arpalıktır,
Eğer saban yürürse…
Her derede bir değirmen,
Eğer suyu gelirse…
Her köylüden bir tavuk,
Eğer köylü verirse…
Güzel gidiş bu gidiş,
Eğer sonu gelirse…
Gelir mi sonu?
Elbette gelir,
Ama senin de sonun ne olur; onu da ancak Allah bilir!

************

Tecirli'den bir mesaj…
Bir haber linki atmış:
"Yargıtay Başkanı nihayet seçildi."
Ve sonrasında bir soru:
Neci bu?
Menzilci mi? Hakyolcu mu? Nurcu mu? Ülkücü mü?
Bir sürü cümle yazmıştım ama geri sildim!
Çünkü soru, acınası halimizi çok güzel ve apaçık özetliyor ve cevabını da içeriyor!
Ben asıl, atanan yeni Yargıtay başkanına üzülüyorum.
Belki de ve hatta eminim ki oldukça objektif/tarafsız/bağımsız ve adilane,
Görevin ve kurumun şanına yaraşır şekilde yönetim sergileyecek…
Ama maalesef kimse bunu konuşmayacak;
Sıkıntılı seçim süreci ile hatırlanacak,
Ve alınan her önemli kararda "hangi zümre-tarikat-cemaat ve grubun etkili olduğu" konuşulacaktır!

*************

Soru ve Cevap
Bir emniyet müdürü,
Bir suç örgütü soruşturmasından dolayı açığa alınmış.
Muhtereme soruyorlar:
"Neden rüşvet aldın?"
Cevap oldukça manidar ve manevi:
"Menzil'e yardım topluyordum.
Rüşvet değil, hayırlı bir iş için alınan paraydı."
Ne alaka diyeceksiniz ama ben çok merak ediyorum;
Fiş de kesmiş mi acaba…
Veya rüşvet verene üç defa, "Ey Mücrim! Helal et! Helal et! Helal et!
Senin kirli paranı manen temizliyorum!" da demiş mi acaba…
Pirim yapan yeni moda;
Tarikata yardım toplamak in,
İmam Hatip'e yardım toplamak out…
Yeni Trend;
İmam Hatip treninden in, tarikat otobüsüne bin…

***********

İran Cumhurbaşkanı ve Düşen Helikopter
Yazıyı bitirirken televizyon alt yazı geçti;
"İran Cumhurbaşkanı'nın bindiği helikopter düştü…"
Ama ulaşılamıyor.
Çünkü en ücra dağ silsilesinin olduğu ormanlık alana düşmüş,
Ve yağmur başlamış,
Ve de hava sisli; yardım helikopterleri, yer tespiti için İHA'lar uçamıyor.
Bu şartlarda yaralı olsalar bile soğuktan ölme ihtimali yüksekmiş…
Bunları duyunca, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun içinde bulunduğu helikopterin düşmesi aklıma geldi.
Ne kadar da benziyor değil mi!
Güzel ayarlama; dört başı mamur bir helikopter kazası!

**************

Galatasaray-Fenerbahçe Derbi Skoru
Ali Koç - 1
Aziz Yıldırım – 0

Günün Sözü Benden
Yeraltı ile iş tutarsan,
Er veya geç, yerin altındaki lağımın patlaması mukadderdir,
Ve yerin üstünü bok götürür!

Son Söz de Sakallı Celal'den
Tanzimat ilan ettik, olmadı,
Meşrutiyet ilan ettik, olmadı,
Cumhuriyet ilan ettik, olmadı,
Yahu, biraz da ciddiyet ilan etsek…

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Uğur Memiş
    Kaleminize sağlık sayın yazar.. İçimden geçenleri yazıya dökmüşsünüz..
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı