Yazıklar olsun! Deprem unutuldu siyasi deprem konuşuluyor!
Bir deprem oldu.
Hem de öyle böyle değil; ülkenin altıda birini kapsayan,
Şehirleri yerle bir eden,
Tepeden tırnağa her şeyini etkileyen bir deprem!
Dile kolay;
45 binden fazla can kaybımız var.
Ki, henüz daha bu da net değil!
Bir ay bile geçmedi,
Şehirler hala enkaz yeri,
İnsanlarımız yarınından ümitsiz,
Kendi ülkesinde mülteci,
Ve perişanlık diz boyu!..
Hal böyleyken,
Depremin ilk iki-üç günündeki "devlet nerede" çığlığı ortadayken,
Depremzede vatandaşlar biçareyken,
Halkın kahir ekseriyeti iktidardan muzdaripken,
İki senedir muhalefet nezdinde bir ümit ışığı oluşmuşken,
Ümit beklenen, ümit vermesi gereken, çare olacak denilenler oyunda oynaşta!
Dilleri önce millet derken,
Temel amacımız iktidarı değiştirmek ve millete çare olmak derken,
"Çaresiz değilsiniz çare biziz ve bu makus kaderi değiştireceğiz" diye söylerken;
Birbirlerini yemekte,
Depreme deprem eklemekte,
Depremzedeye bir tekme daha indirmekteler!
Hadi, ahaliden utanmıyorsunuz bari Allah'tan korkun,
Allah'tan korkmuyorsunuz madem; kendi çocuklarınızdan utanın!
İki gündür deprem unutulmuş,
İnsaf pınarları kurumuş,
Akıl tutulması olmuş gibi,
Yaşanan siyasi deprem konuşulmakta!
Beşiniz birinizi kazıklamış da olsanız,
Biriniz dördünüzle kumpaslar da kursanız,
Haklı da olsanız haktan da ayrılsanız,
Artık ne deseniz boş!
Kucaklaşıp öpüşüp yeniden anlaşsanız,
Nikah tazeleseniz,
Yeni bir ittifaka varsanız boş boş boş!
"Gelecek bizde,
Dertlere Deva'yız,
Biz İyi'lerdeniz,
Demokratik olmak bizden sorulur,
Saadet getireceğiz,
Cumhuriyet'le Halkı birleştiren biziz" deseniz de;
S..tınız Efendiler,
Hem de öyle bir s..tınız ki; ülkenin tüm çeşmeleri aksa temizleyemez!
Üstelik bununla da kalmadınız; sıvamaya başladınız!
Emin olun; temizleseniz de, kokusu seçimde dahi duyulur!
Yahu,
Bu millete birazcık ümidi çok gördünüz,
Şu elim deprem sonrası birazcık hayali lüks ettiniz,
Evleri mezar şehirleri mezarlık, gönülleri yıkık evlatları kayıp, sevdikleri mevta olmuş insanları ortada bıraktınız!
"Belki bu defa milleti düşünecekler,
Belki gerçekten siyasi kavgadan uzak kalacaklar,
Belki kişisel hırslarından arınacaklar,
Ve belki bu defa, ülkeyi ve halkı bu iktidardan, ayrışmadan, gerginlikten, kutuplaşmadan kurtaracaklar" diyen, bu cefakâr halkın ümit kırıntısıydınız!
Ama sizler ama sizler,
Depremin enkazına benzin döktünüz,
Yanan yürekleri daha da harladınız,
Tedavi etmek yerine, yaraya tuz bastınız!
Bu mağdur halkı biçare bıraktınız,
"Artık işimiz Allah'a kaldı" diye, Allah'a yakarttınız!
Umut katilleri,
Ümidin dibine dinamit koyanlar,
Milleti ortada koyup, çarnaçar bırakanlar,
Kişisel hırslarına,
Siyasi ikballerine,
Taht kavgalarına milleti kurban yapanlar!
Hele sizler, hele sizler,
Bu milleti kör ve sağır,
Kendinizi aklıevvel mi sanırsınız!
Yok yok,
Bundan sonra kazansanız da kaybetseniz de,
Evlat acısı çeken millet, hele de bu süreçte yaptığınız siyasi kuyruk kavganızı unutur mu sanırsınız!
Yazıklar olsun size,
İki yüzlü siyaset şeytanları,
Yazıklar olsun!
Allah hepinizi bildiği gibi yapsın,
Ve topunuzun belasını versin!..
Hem de öyle böyle değil; ülkenin altıda birini kapsayan,
Şehirleri yerle bir eden,
Tepeden tırnağa her şeyini etkileyen bir deprem!
Dile kolay;
45 binden fazla can kaybımız var.
Ki, henüz daha bu da net değil!
Bir ay bile geçmedi,
Şehirler hala enkaz yeri,
İnsanlarımız yarınından ümitsiz,
Kendi ülkesinde mülteci,
Ve perişanlık diz boyu!..
Hal böyleyken,
Depremin ilk iki-üç günündeki "devlet nerede" çığlığı ortadayken,
Depremzede vatandaşlar biçareyken,
Halkın kahir ekseriyeti iktidardan muzdaripken,
İki senedir muhalefet nezdinde bir ümit ışığı oluşmuşken,
Ümit beklenen, ümit vermesi gereken, çare olacak denilenler oyunda oynaşta!
Dilleri önce millet derken,
Temel amacımız iktidarı değiştirmek ve millete çare olmak derken,
"Çaresiz değilsiniz çare biziz ve bu makus kaderi değiştireceğiz" diye söylerken;
Birbirlerini yemekte,
Depreme deprem eklemekte,
Depremzedeye bir tekme daha indirmekteler!
Hadi, ahaliden utanmıyorsunuz bari Allah'tan korkun,
Allah'tan korkmuyorsunuz madem; kendi çocuklarınızdan utanın!
İki gündür deprem unutulmuş,
İnsaf pınarları kurumuş,
Akıl tutulması olmuş gibi,
Yaşanan siyasi deprem konuşulmakta!
Beşiniz birinizi kazıklamış da olsanız,
Biriniz dördünüzle kumpaslar da kursanız,
Haklı da olsanız haktan da ayrılsanız,
Artık ne deseniz boş!
Kucaklaşıp öpüşüp yeniden anlaşsanız,
Nikah tazeleseniz,
Yeni bir ittifaka varsanız boş boş boş!
"Gelecek bizde,
Dertlere Deva'yız,
Biz İyi'lerdeniz,
Demokratik olmak bizden sorulur,
Saadet getireceğiz,
Cumhuriyet'le Halkı birleştiren biziz" deseniz de;
S..tınız Efendiler,
Hem de öyle bir s..tınız ki; ülkenin tüm çeşmeleri aksa temizleyemez!
Üstelik bununla da kalmadınız; sıvamaya başladınız!
Emin olun; temizleseniz de, kokusu seçimde dahi duyulur!
Yahu,
Bu millete birazcık ümidi çok gördünüz,
Şu elim deprem sonrası birazcık hayali lüks ettiniz,
Evleri mezar şehirleri mezarlık, gönülleri yıkık evlatları kayıp, sevdikleri mevta olmuş insanları ortada bıraktınız!
"Belki bu defa milleti düşünecekler,
Belki gerçekten siyasi kavgadan uzak kalacaklar,
Belki kişisel hırslarından arınacaklar,
Ve belki bu defa, ülkeyi ve halkı bu iktidardan, ayrışmadan, gerginlikten, kutuplaşmadan kurtaracaklar" diyen, bu cefakâr halkın ümit kırıntısıydınız!
Ama sizler ama sizler,
Depremin enkazına benzin döktünüz,
Yanan yürekleri daha da harladınız,
Tedavi etmek yerine, yaraya tuz bastınız!
Bu mağdur halkı biçare bıraktınız,
"Artık işimiz Allah'a kaldı" diye, Allah'a yakarttınız!
Umut katilleri,
Ümidin dibine dinamit koyanlar,
Milleti ortada koyup, çarnaçar bırakanlar,
Kişisel hırslarına,
Siyasi ikballerine,
Taht kavgalarına milleti kurban yapanlar!
Hele sizler, hele sizler,
Bu milleti kör ve sağır,
Kendinizi aklıevvel mi sanırsınız!
Yok yok,
Bundan sonra kazansanız da kaybetseniz de,
Evlat acısı çeken millet, hele de bu süreçte yaptığınız siyasi kuyruk kavganızı unutur mu sanırsınız!
Yazıklar olsun size,
İki yüzlü siyaset şeytanları,
Yazıklar olsun!
Allah hepinizi bildiği gibi yapsın,
Ve topunuzun belasını versin!..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Ayşe K.
Hakan Demirci