Erkan Yılmaz

Erkan Yılmaz

Var Adalet - Yok Adalet..!

Var Adalet - Yok Adalet..!

-Adalet var mıdır, Troyalı…
-Var…
-Nerede..?
-Duvarlarda, isimlerde, kitaplarda, hitaplarda, nutuklarda, temennide, ümitlerde…
-Dalga mı geçiyorsun, Troyalı..!
Ben pratikteki hali sordum..
-Cevabını bildiğin soruları neden soruyorsun bana…
-Peki o halde; adalette adalet var mıdır..?
-Belki vardır belki yoktur,
Var da olabilir, yok da…
Sahi, “VAR”da adalet var mı ..!
-Muamma gibisin, Troyalı..!
Daha açık olur musun..?
-Senin aklından zorun mu var.? Daha açık nasıl olayım..!
Ya başıma bir şey gelirse…
-Olur mu hiç, böyle konuşma Troyalı…
"Ankara’da -adaletinden sual olunmayacak-  hakimler var…"
-Sen, ya bakar görmezsin veya duyar işitmezsin…
Kendi aralarında ve atamalarında bile “adalet” eksik ise; sana-bana-ona adalet tevziatı nasıl olacak..? Sorarım sana..!

-Oooo… Sen aştın iyice Troyalı..
 Şimdi de sistem tartışmasına mı başladın..!
-Ben kendimi aşsam ne, aşmasam ne…
Sen düşün…
Ben senin içindeyim,
Adalet gerektiren hayatı yaşayan sensin..!
Çok sıkışırsam; susarım ve karanlığın koynuna dalar, kaybolur giderim.
Dert, tasa senin başa,
Sana lazım, adil yasa…
-Sen de başladın, yine vaaza..!
Sorduğuma pişman ettin beni…
Sen de diğerleri gibileştin..
İstiyorsun ki; istediğin gibi sözler edeyim.

Gördüğümü söyledim, söylediğimi özlemedim, özlediğimi göremedim.
Hem soruyor, hem kızıyorsun..!
Adaletin bu mu senin,
Eğer kaldıramıyorsan doğruları duymayı;
Sorma bana…
Biraz insaflı, vicdanlı ve adil ol..!
-Şimdi de ben mi kötü oldum yani, Troyalı..!
Tüm suç bendeymiş gibi konuşuyorsun..!
-Sana ne oluyor ki..
Yarası olan gocunur.
Ki zaten; gocunsun da bence…
Ama sen bile böyle olursan,
Hakikatın söylenmesine tahammül edemezsen,
Adaletinde adalet eksik olursa;
Var gerisini sen düşün…
-Ben ne düşünecek mişim..!
Çiğ yemedim ki karnım ağrısın...
Tabi tabi… düşünme sen zaten. Hiç düşünme…
Ama düşünmezsen;  işte böyle düşünce görürsün,
Düşeni görürsün…
Düzelmeyi de ancak, düşde görürsün..!
Siz bu hale getirdiniz, siz…
Ve bozuksa adalet; siz düzelteceksiniz..

-Ben tek başıma ne yapabilirim ki, Troyalı..
Bu kadarı da fazla değil mi.?
-En başta soruyordun; “adalet var mı” diye…
Ne oldu.? Pişman mı oldun..?
Karanlığa ne sövüyorsun; kalk ve bir mum yak..!
Ve yan… mum gibi yan…
Yan ki; yakasın,
Aydınlatasın…
Hem şair demez mi;
“Ben yanmazsam, sen yanmazsan; nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…”
-Yanmaktan kül oldum Troyalı…
Daha ne kadar yanmalıyım ki..!
-Seni sabırsız gördüm…
Utanmasan, pes edip kaçacaksın.
Nefes al biraz, nefes…!
Biliyorum üzüldün,
Ağrısını sen çektin,
Ağusunu sen içtin…
Ama sabrettin,
Azmettin ve dayandın.
Dayan, dayan; biraz daha dayan…
Yaptıkların, Allah’a ayan…
Unutma ki; uzun ağaç ucuna kadar yanmaz…
Nefes almayı unutma…
Gün gelecek; sen geleceksin,
Ve sen bugün çektiklerini çektirmeyecek;
Adil bir adalet tevziî yapacaksın…
-Tamam, tamam… Daha da bir şey sormam sana, Troyalı…
Zaten canım sıkkındı,
Şimdi bir de, bıkkınlaştım…

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Gly ERDOĞAN
    Adaletin elinden alınan adalete, adalet nerede diye sorulmaz İnşaAllah. Kaleminize sağlık sayın yazar.
  • Niğde
    Yüreğinize, emeğinize sağlık İstanbul’dan selamlar, sevgiler...
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı