Sütten çıkmış ak kaşığız ama aslına aynı rengin lacivertiyiz
Tek eksiğimiz,
Turkish Epstein Dosyası idi…
Hamdolsun; o da oldu tam olduk…
Ne asgari ücret, ne emekli maaşı, ne pahalılık ne de non-stop ve ful kapasite çalışa yargı sistemindeki adalet eksikliği…
Gündem,
Uyuşturucu, aşk, ihtiras, şehvet…
Ya fakru zaruret?
Boşver…
Zaman siyasi magazin/magazinel siyaset zamanı…
Fakru zaruretten bahsetmek; zamanı mı yani!..
Sadece bugün değil, her devir bu böyle; siyasi arenayı kir/sis/cerahat sardığında magazin öne çıkar hep.
Sonuç?
Tepişen filler ve ezilen sadece çimler…
Öyle ya;
Bizim Amerika’dan neyimiz eksük…
Onların Epstein Dosyası, bizim Habertürk…
Ama,
Mehmet Akif Ersoy ismiyle markalaştırılan medya menşeili sürece, medyanın fantezik ilgisini görünce;
Bizimkiler dizisinden, Cemil’in, “Sevim koş koş” repliği aklıma geldi…
Sevim koş; apartman karıştı,
Sevim koş; kız kaçırıyorlar,
Sevim koş; Sabri Bey (Yönetici), Kapıcı Cafer’i suçluyor…
Aynen o misal:
Şimdi de,
Biri birinin kurdu,
Günah keçisi bulundu; hem İslamcı hem bir İslamcı oğlu…
Daha önceleri,
Sanki bunlar hiç olmuyordu.
Sütten çıkmış ak kaşıktı; liberal, sağcı ve solcu…
Bizde adet böyledir,
Her devirde; hep birlikte yenilir-içilir ama fatura günah keçilerine kesilir.
Gidene bye bye, gelene hay hay…
Organize İşler Filmi…
Hırsızlar Çetesi Asım Abi ve tayfası,
Müslüm denen hıyara haddini bildirecekler…
Asım abi önde avaneler arkada; Müslüm’ün kapısına dayanmak üzereler…
Tam o esnada,
At üstünde giden kadını gören Asım Abi “of be manzaraya bak; at, avrat… Öbürü neydi lan” dediği anda,
Müslüm’ün adamları, dayar silahları kafalara…
Az önce kükreyen yiğitler ekibi; bir anda, eller yukarı şekilde kem-küm ekibi…
Müslüm’ün adamı soruyor:
Ne istiyorsunuz?
Cevap Asım Abi’den:
Biz ne isteriz ki… Bir su varsa içeriz… Amannn… Onu da içmeyiz. Biz, şimdi şuradan dümdüz gidince dümdüz gitmiş oluruz. Geldiğimiz gibi gitmiş oluruz… Kem küm…
Müslüm’ün adamı daha sert bir eda ile yeniden soruyor:
Niye geldiniz siz buraya kardeşim?
Asıl manidarlık bundan sonra…
Asım abinin avaneleri Asım Abi’yi satışta:
Birisi:
Asım Abi, siz o halde beyefendiyle görüşün. Biz burda bekleyelim tü… Bekleyelim çocuklar…
Ötekisi:
Bence de burda bekleyelim; n’olur n’olmaz…
Öteki birisi:
N’olur n’olmaz derken…
Bir diğeri:
Görmüyor musun oğlum; herkesin elinde makine var…
Beriki birisi:
Susun lan!..
Tüm bunları dinleyen,
Ve,
Aslında herkesin b.ku yediğini farkeden Asım Abi der ki:
Bırak Tugay bırak!
Çocuklar rahat rahat son sözlerini söylesinler.
Sıkma çocukları…
Ve Müslüm’ün adamı “topunuzun ..... ..….” dercesine şöyle der:
“Hani bir şarkı vardı;
“Bye Bye hepiniz
By by lolunüz…
Beni takip edin!
Hepiniz!..”
Yaşanan tabloya bakınca,
Ben bir fark göremiyorum; ya siz?
*************
Garip Tesadüfler
Varan-1-
İŞİD-MİŞİD kalmamışken,
Bir anda,
Suriye’de İŞİD’ciler 4 Amerikan askerini öldürüyor.
Tesadüfe bakın ki;
Birkaç gün sonra,
Avusturalya’da iki İŞİD’ci, Yahudi topluluğa saldırıyor.
Nasıl bir “tevafuksa” artık;
İŞİD nedeniyle Avusturalya’ya kaçan bir Suriyeli, arkadaşıyla kahve içerken tesadüfen şahit olduğu bu olaya bir anda “Yaradana sığınıp” yaralanma pahasına müdahale ediyor ve İŞİD’ci saldırganı etkisiz hale getiriyor.
Suriyeli artık bir hero/kahraman…
Ve,
Ne ilginçtir ki,
Bu tesadüfî olay dünyada gündem oluyor.
Trump bile,
Suriyeli Ahmad için “cesur birisi, o bir kahraman” diyor.
Varan-2-
Lübnan asıllı Amerikalı, Emlakçı Oryantalist Barrack diyor ki:
Türkiye 4 ila 6 ay içinde S-400’lerden kurtulacak…
Ne tesadüf ki,
Birkaç gün sonra,
Rusya’ya ait olduğu söylenen bir İHA, Batı Karadeniz üzerinden Türkiye topraklarına giriyor ve adeta savunma sisteminiz sıfır dercesine,
Vakti zamanında Çatalca’ya kadar gelip payitahtın kapısına dayanan Ruslar gibi yüce insan-efsanevi başkan Melih Gökçek’in büyük eseri Ankara’nın Çankırı cihetindeki bab-ı ali’sine dayanıyor.
Varan-3-
Bir yıl önce,
Büyük bir tesadüf sonrası Bahçeli tarafından başlatılan,
Terörsüz Türkiye Projesi’nde ikinci evre hazırlıkları yapılıyor.
Ne tesadüf ki,
2015 yılında Şanlıurfa’da bir parkta onlarca insanın ölümüne sebep olan bombalama
Ve,
İki polisin şehit edilmesi olayı yeniden gündem oluveriyor.
Varan-4-
Bu kadar “tesadüfî” gelişmeler olurken,
Ne tesadüf ki,
Faili meçhul cinayetlerle anılan ve öldü sanılan Yeşil lakaplı kişi, bir gazeteciyi arıyor ve “ölmedim yaşıyorum” diyor.
Varan-5-
İBB/İmamoğlu Soruşturması…
İlginç bir şekilde,
Mantar gibi “vatansever” itirafçı çıkıp; iddianamenin omurgası oluveriyor.
Mahkeme safhası başlıyor,
Ve,
Ne tesadüftür ki; itirafçılar birer birer geri çekiliyor.
Valla,
Bu kadar tesadüfe de pes doğrusu…
Tıpkı
Bir zamanlar,
Kedilerin bir trafoya girmesinin bir seçim akşamına ve elektrik kesintisine tesadüf etmesi gibi…
Bence,
Bu kadar tesadüfe tesadüf edilmesi; olsa olsa, tesadüf içinde bir tevafuktur.
İlginç; bak sen şu Allah’ın işine…
*************
Manidar Bir İlginçlik
Ama,
Bence ilginç-milginç değil.
Aksi olsa şaşardım zaten…
MAK Danışmanlık…
Bir veri paylaşmış:
“10 yıl önce;
Siyasi tercihlerinizde iki adaydan birinin, rakip adaya göre daha dindar olması tercihinizi olumlu anlamda ne düzeyde etkiler?
Çok etkiler + Etkiler = % 62
Bugün;
Çok etkiler + Etkiler = % 31”
Yani?
Yani,
23 yılda yetişen yeni nesil,
Ya “dindar” değil,
Ya da,
Babalarının, dedelerinin “dindarlık” kıstasıyla mutabık değil…
Yahut da,
“Ver Mehteri…
Eğleniyor muyuz millet,
Durma yeri göğü inlet…
Fark et farkını,
Aleme ver talkını,
Kütüphane koy adını,
Doldursunlar Bar’ını,
Dindarlık mı cindarlık mı?
Eğlemek hoş, gerisini boşver,
Kimi istiyorsan ona oy ver…”
Başka yoruma gerek var mı?
Neredeeen Nereye…
***********
Kim Kimdir?
Kim?
Ela Rümeysa Cebeci…
Kimdir?
Muhafazakar mahallenin Maria Magdelena’sı…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
