Ersan Şen diye bir adam var.
Pek çoğunuz, katıldığı televizyon programları ve sosyal medyadan biliyorsunuzdur…
İlginç bir adam,
Ama bence, en önemli özelliği "hukuk ve adalet" konusunda ortaya koyduğu istikrardır!
Herkes korkup susarken veya hukukçuluğunu hakim unsurun emrine amade kılarken; Ersan Şen, ilmin izzetinden ve hukuksal objektiviteden taviz vermedi.
Ergenekon-Balyoz gibi davalarda da, sergilenen hukuksuzluğa dikkat çekti ve yanlışa yanlış dedi,
FETÖ davalarında da, aynı "hukuk-adalet" konseptini öne çıkartıp; yanlışa yanlış dedi.
Öyle ki;
Hukuk/kanun namına birilerini mağdur edenler, an gelip de mağdur duruma düştüğünde bile; "oh olsun, dün yediğin hurmalar bugün böyle tırmalar" demedi ve yargının, hukuksuz kullanımına şiddetle karşı çıktı.
Ne adına?
Hukuk namına,
Adalet adına…

Gerçekten takdir edilesi bir adam,
Nesli tükenen kelaynak kuşu gibi…
Evet, sayıları az kalmış olsa da,
İktidar gücünün şehvetine kapılmadan,
Koltuk kapma yarışına girmeden,
Korkmadan,
Pek çokları gibi, "Aman bana ne arkadaş; ben de yanaşma olayım ceplerimi doldurayım" diyerek, sürüye katılıp hakim gücün kanuncusu olmadan;
"Hukuk da hukuk,
Hukukî objektivite,
Adalet ve eşitlik…" dedi durdu…
Hatta "bugün eğip büktüğünüz, perişan ettiğiniz, ırzına geçtiğiniz hukuk, öyle bir an gelir ki; en çok da size lazım olur" uyarılarıyla, demeye de devam ediyor!
Kendisini birebir tanımam.
Ama,
Devir değişse de,
Konjonktür farklılaşsa da,
Olay ve kişiler başkalaşsa da; değişmeyen objektivitesinden ve bunu dile getirmek için yırtınması, çırpınması, dili kuruyana-nefes nefese kalana dek samimâne haykırmasından tanıyorum…
İyi ki varsın Hocam…
20 yıl sonra, 2002-2022 arası 20 yılın hukuk sergüzeşti anlatılacak olsa; "herkes için hukuk, herkes için adalet ve hukuksal objektivite" konusunda, çok eminim ki örnek gösterileceksiniz…
Siz ve sesleri sizin kadar çıkmasa da, sizin gibiler için samimi dileğim şudur ki; akıl ve beden sağlığı yerinde şekilde uzun ömürler yaşayasınız.
Yaşayın ki; hukuk ve adalet konusunda ümit kırıntılarımız devam edebilsin!

Bu arada,
Siz anlatıp açıklarken,
Yanlışa vurgu yapıp, hataları söylerken,
Tabir caizse, hamamın namusunu koruyup, hukukun üstünlüğünü vurgularken, insicamınızı bozmak için laf sokmam isteyen "sözde hukukçular"a da aldırış etmeyin…
Sırf Hukuk Fakültesi okuduğu için, isimlerinin yanına "Hukukçu" yazılan ama "Tahtalı köyün kavalcılığına" soyunup gerçek bir hukukçu değil de hakim unsurun "hakim ve savcısı" olmayı tercih eden bu şahıslar, bir devrin hukuk garabetinin isimsizleri ve utanılası kahramanları(!) olacaktır!