Nefeslen insan, nefes al!..
Çare yok,
Mukadderse eğer,
Yaşanacaktır ömür…
Sürekli sormaktasın;
Ne olacak? Nasıl olacak? Ya daha kötü olursa?..
İstediğin kadar sor, söyle, söylen,
İnle, kaygı et ve meraklan…
Bulamazsın; buna cevap yok,
Yokun cevabı ise çok!
Bilmen gereken; hayat bir an, o da bu an…
Yarıştasın zamanla,
Kazanamazsın,
Kazanan daima zaman,
Anlamadın bunu; bunca zaman…
Tek gerçeğin var; nefes alabildiğin an!
Hep telaşta,
Hırs ve ihtirastasın.
Boş ver evlat, boş ver,
İndir omuzlarından, at sırtından,
Nefeslen, nefes al…
Taşırsan bunları; yükün taş, ayakların baş, işinse yaş olur,
Aş bunları aş…
—Ya aşamazsam?..
Sen bilirsin,
Aşamadığınla kalır,
Koşamadığın yolda takılır,
Çakılır,
Yorgun düşer; yığılırsın…
Gelmediyse vaktin; ölemezsin bile,
Ne sanıyorsun kendini,
Ölmeye bile muktedir değilsin ki!
Bak,
Hala hayattasın,
Hayatı yüklenmiş, yaşamak zorundasın…
Yapma!
Zorlama hayatı!
Kanırtma fıtratı!
Kazanıp, galip geldiğini sanırken,
Sevinemezsin bile,
Kaybettiklerin gelir gözüne,
Boğazın düğümlenir,
Genzin yanar…
Solgun benzinle,
Savrulmuş benliğinle,
Yitip gitmiş dünlerinle,
Hayıflandığınla kalırsın!
Evlat…
Çok koştun,
Taşkın akan seller gibi coştukça coştun,
"Sensin…" dediler; gaza geldin, haza geldin, hız verdin,
Vurdun kendini dik yamaçlara,
Patika yollara,
Yolsuz yolaklara…
Suları karıştırdın,
Yalakları memba sandın,
Kana kana, çamurdu yudumladın,
Dinlemedin, dinlenmedin, düşünmedin,
Nefeslenmedin bile; Tanrı'yı oynamaya başladın,
Kendini layüsel sandın,
"Sakin çocuk, sakin,
Aheste adımlar at, nefesin tükenmesin" diyenleri kötü belledin,
Kem sözler söyledin,
Görmek istemedin,
İttirdin,
Dokuzuncu köyden de sürgün ettin…
İçine kaçtı nefesin,
Fark etmedin bile…
Hükmettiğini sanırken,
Tıpkı, senden öncekiler gibi,
Büyüdüğünü sanırken, büyüklenmekten ibarettin!
Daim sandın kendini,
Kaim gibi'leştin,
Güçlendin ve zalimleştin!
Halbuki, bir virüse bile yenilen,
Aciz ve acuze bir leşsin!
Yaşadın, yaş aldın, yaşlandın,
Kâh taşladın, kâh taşlandın,
An oldu aldandın, zaman oldu aldattın,
Kendini ölümsüz sandın,
Güce ram oldun,
Kudretin şehvetine kapıldın,
"An benim anım" dedin,
Zamanı kendine musahhar sandın,
"Ben Şah'ım, Han'ım, Padişah'ım" kibrine daldın…
Azalan ömründe,
Uzayan gölgenle,
Az kalan dininle,
Bir ayağın kabirde,
Baki'liğe soyundun!..
Kim tutabilirdi seni!
Hırs soludun,
Nefret üfledin,
Nefeslenmek, soluklanmak yerine,
Kan tükürdün, kin döktürdün, ateş püskürdün!
Nefes al kardeş,
Nefeslen…
Sen nefes al ki; nefes alsın nefesi kesilenler,
Nefesi kesilsin; nefsine yenilenler…
O zaman fark edersin;
Daralanı, darda kalanı, darlananı…
Nefes alırsan, görürsün baktığını,
O zaman fark edersin vicdan azabını,
Azap çekebilen bir vicdan varlığını…
Nefes al,
Ciğerlerin bayram etsin,
"Süleymaniye'de Bir Bayram Sabahı"na erişesin,
Ülkene bayram gelsin,
Yüzü gülsün; fakir fukaranın,
Garip gurebanın matemi dinsin!..
Nefsini aldırma artık,
Sadece nefes al…
Nefes almazsan; sen, sen olamazsın!
Temizi bitiren, kiri üfleyen,
Zehir solutan,
Ömür törpüsü ömürler tüketensin!
Nefes alırsan,
Vicdansın,
Karanlığı aydınlatan ay,
Kışı eriten güneş,
Baharı getiren yeşil,
Çatlayan toprağa ab-ı hayat,
Serinliğine sığınılan çınarsın…
İşte o zaman,
Sen insansın, sen insansın, sen insansın…
Nefeslen Evlat,
Nefes al; nefes aldığın kadarsın!
Mukadderse eğer,
Yaşanacaktır ömür…
Sürekli sormaktasın;
Ne olacak? Nasıl olacak? Ya daha kötü olursa?..
İstediğin kadar sor, söyle, söylen,
İnle, kaygı et ve meraklan…
Bulamazsın; buna cevap yok,
Yokun cevabı ise çok!
Bilmen gereken; hayat bir an, o da bu an…
Yarıştasın zamanla,
Kazanamazsın,
Kazanan daima zaman,
Anlamadın bunu; bunca zaman…
Tek gerçeğin var; nefes alabildiğin an!
Hep telaşta,
Hırs ve ihtirastasın.
Boş ver evlat, boş ver,
İndir omuzlarından, at sırtından,
Nefeslen, nefes al…
Taşırsan bunları; yükün taş, ayakların baş, işinse yaş olur,
Aş bunları aş…
—Ya aşamazsam?..
Sen bilirsin,
Aşamadığınla kalır,
Koşamadığın yolda takılır,
Çakılır,
Yorgun düşer; yığılırsın…
Gelmediyse vaktin; ölemezsin bile,
Ne sanıyorsun kendini,
Ölmeye bile muktedir değilsin ki!
Bak,
Hala hayattasın,
Hayatı yüklenmiş, yaşamak zorundasın…
Yapma!
Zorlama hayatı!
Kanırtma fıtratı!
Kazanıp, galip geldiğini sanırken,
Sevinemezsin bile,
Kaybettiklerin gelir gözüne,
Boğazın düğümlenir,
Genzin yanar…
Solgun benzinle,
Savrulmuş benliğinle,
Yitip gitmiş dünlerinle,
Hayıflandığınla kalırsın!
Evlat…
Çok koştun,
Taşkın akan seller gibi coştukça coştun,
"Sensin…" dediler; gaza geldin, haza geldin, hız verdin,
Vurdun kendini dik yamaçlara,
Patika yollara,
Yolsuz yolaklara…
Suları karıştırdın,
Yalakları memba sandın,
Kana kana, çamurdu yudumladın,
Dinlemedin, dinlenmedin, düşünmedin,
Nefeslenmedin bile; Tanrı'yı oynamaya başladın,
Kendini layüsel sandın,
"Sakin çocuk, sakin,
Aheste adımlar at, nefesin tükenmesin" diyenleri kötü belledin,
Kem sözler söyledin,
Görmek istemedin,
İttirdin,
Dokuzuncu köyden de sürgün ettin…
İçine kaçtı nefesin,
Fark etmedin bile…
Hükmettiğini sanırken,
Tıpkı, senden öncekiler gibi,
Büyüdüğünü sanırken, büyüklenmekten ibarettin!
Daim sandın kendini,
Kaim gibi'leştin,
Güçlendin ve zalimleştin!
Halbuki, bir virüse bile yenilen,
Aciz ve acuze bir leşsin!
Yaşadın, yaş aldın, yaşlandın,
Kâh taşladın, kâh taşlandın,
An oldu aldandın, zaman oldu aldattın,
Kendini ölümsüz sandın,
Güce ram oldun,
Kudretin şehvetine kapıldın,
"An benim anım" dedin,
Zamanı kendine musahhar sandın,
"Ben Şah'ım, Han'ım, Padişah'ım" kibrine daldın…
Azalan ömründe,
Uzayan gölgenle,
Az kalan dininle,
Bir ayağın kabirde,
Baki'liğe soyundun!..
Kim tutabilirdi seni!
Hırs soludun,
Nefret üfledin,
Nefeslenmek, soluklanmak yerine,
Kan tükürdün, kin döktürdün, ateş püskürdün!
Nefes al kardeş,
Nefeslen…
Sen nefes al ki; nefes alsın nefesi kesilenler,
Nefesi kesilsin; nefsine yenilenler…
O zaman fark edersin;
Daralanı, darda kalanı, darlananı…
Nefes alırsan, görürsün baktığını,
O zaman fark edersin vicdan azabını,
Azap çekebilen bir vicdan varlığını…
Nefes al,
Ciğerlerin bayram etsin,
"Süleymaniye'de Bir Bayram Sabahı"na erişesin,
Ülkene bayram gelsin,
Yüzü gülsün; fakir fukaranın,
Garip gurebanın matemi dinsin!..
Nefsini aldırma artık,
Sadece nefes al…
Nefes almazsan; sen, sen olamazsın!
Temizi bitiren, kiri üfleyen,
Zehir solutan,
Ömür törpüsü ömürler tüketensin!
Nefes alırsan,
Vicdansın,
Karanlığı aydınlatan ay,
Kışı eriten güneş,
Baharı getiren yeşil,
Çatlayan toprağa ab-ı hayat,
Serinliğine sığınılan çınarsın…
İşte o zaman,
Sen insansın, sen insansın, sen insansın…
Nefeslen Evlat,
Nefes al; nefes aldığın kadarsın!
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
candan Arslan
Nergis yildiz