Erkan Yılmaz

Erkan Yılmaz

Muhtemel mağlubiyet söze vurur bitanesi!..

Muhtemel mağlubiyet söze vurur bitanesi!..
Sakin beyler, sakin…
İktidar sözcülerini dinlerken ağzım açık kalıyor.
Nedir bu sinir, nedendir bu agresiflik, niçindir bu hakaretler!
Ağızlardan söz yerine adeta zehir akıyor…

Biri "dangalaklar" diye bağırıyor,
Diğeri "kahpe adam" gibi, galiz bir lafı ağzına alabiliyor,
Öteki "soyadı bir tuhaf olan kişi" gibi bir aşağılamaya giriyor.

Hani siz, "insanı yücelt ki devlet yücelsin" diyordunuz,
Hani siz, "biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik" diyordunuz,
Hani siz "fakir-fukara, garip-gurebanın hakkı" diyordunuz…
Böyleyken, bu hırçınlığınız neyin nesi…
Sakin sakin…

Kaderin üstünde bir kader varsa,
Ki, siz bunu bolca bolca söylerdiniz…
Bu kaderde, kaybetmek de mukadderse,
Gidişat o cihette,
Ve malum son muhtemelse;
Kadere rıza göstermek,
Size de, sükunet içinde tevekkül etmek yaraşır.
Ama siz böyle yapınca,
Razı olmak ve teslimiyet yerine hırçınlaşınca,
Ağzınızdan söz yerine küfürler uçuşunca;
Ortaya çelişik bir durum çıkıyor.

Ya inancın kaynağı yanlış veya siz yanlışsınız.
İnancın kaynağı yanlış olmayacağına göre;
Demek ki, sorun sizde,
Önceki söyledikleriniz hepten yalandı,
Riya idi,
Kandırmak için söylenen "en dinsel-en mazbut-en sakin" sözlerdi…

Bu arada,
Bir de, garip bir "en"cilik yapılıyor.
En uzun köprü,
En yüksek bina,
En büyük havalimanı,
En büyük hastane,
En çok uçak,
En lüks araba,
En yüksek maaş gibi gibi…

Tamam da, bu kadar "en"leştiniz ama devletin nesi "en" oldu?
Sizin "en" leriniz arttıkça millet "out" oldu,
Devletin gücü azaldıkça azaldı,
Ve farklı bir "en"leşme başladı.

En pahalı mazot,
En pahalı patlıcan,
En pahalı hıyar,
En yüksek döviz,
En yüksek enflasyon,
En yüksek cari açık,
En düşük alım gücü gibi gibi…
Ya buna ne dersiniz!..

Sakin beyler, sakin…
Geldiniz ve gidiyorsunuz,
Size tavsiyem şudur,
Bir sabah erken kalkın ve tenhadaki bir camiye gidin.
Sizin zamanınızda yapılmamış eski bir cami olsun,
Aksi takdirde, "bu camiyi ihale verdiğimiz hangi müteahhit yapmıştı ki" diye düşünürsünüz ve zaten karışık olan kafanız daha da karışır.

Bir sabah namazı kılın,
"Ya biri tanır da hesap sorarsa" diye korkmayın, gidin,
Zaten üç-beş cemaat olacağı için kimse sizi tanımaz.
Namaz sonrası cami bahçesinde bir banka oturun ve sakince şöyle bir düşünün.
"İyi geldik ama sonunu iyi getiremedik,
İyi inandırmıştık ama artık kimse inanmaz oldu,
Yaldızlarımız döküldü,
Artık samimiyetimiz sorgulanır oldu.
Ki zaten, kendi samimiyetime kendim bile inanmıyorum; millet neden sorgulamasın ki…
Vakit tamam,
Öyle görünüyor ki; sona geldik,
Bari, giderken birazcık daha onurla gidelim,
Milletin anasını daha fazla ağlatmayalım,
Lanet ettirmeyelim,
İnsanca gidelim…"
Böyle deyin ki,
Belki ağzınızın bir ayarı olur,
Belki biraz yutkunur ve söz yerine zehir akıtmazsınız!..

Haaaa…
"Camiye gitmeye yüzümüz mü kaldı ki" diyorsanız;
Tüm dediklerimi unutun,
Aynen devam edin,
Ve, haysiyet sıfırlamasını tam gaz sürdürün!..

Etme bulma dünyası
Soru:
(Ben sormuyorum, bir Bakan soruyor bunu)
İBB Başkanı Rize'de neden miting yapar?
El cevap:
Ne oldu? Zoruna mı gitti gülüm,
Sakin ol şampiyon,
Bir devrin İBB Başkanı Siirt'de neden miting yaptıysa, şimdiki İBB Başkanı da o yüzden yapar…

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Hakan Demirci
    Kaleminize sağlık; bazılarının yazamadıklarınızı siz yazıyorsunuz...
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı