Merkez Bankası Başkanı ve Liralaşma
Başkan bir makale kaleme almış,
Gayet güzel hazırlanmış,
Oldukça havalı…
Ama sormadan edemiyor insan;
Acaba hangi ülke ekonomisinden bahsediyor?
Asıl, "Liralaşma Stratejisi" vurgusu yok mu; akla ziyan.
İstikrar ve ısrarla her beyanatında söylüyor.
İTO üyesi bir sanayicinin bankalardan şikayet edince "alma abi alma" demişti ya; o toplantıda bile "Liralaşma Mucizesinden" bahsetmeyi ihmal etmemişti.
Artık sadece gülesim geliyor!
Delirdim galiba…
Etkisizleşmiş, etkisiz elaman haline gelmiş,
Bağımsızlığı sadece kağıt üzerinde kalmış,
Kararları, siyasi irade tarafından dikte edilen bir Merkez Bankası'nın başkanlığını yapıyorsun.
Sonra da kalkmış sürekli ve çok çok "Liralaşma"dan bahsediyorsun.
Kim inanır?..
"Çok öpmeyle çok çocuk olmaz" sözünü aklıma getiriyor.
Başkan,
Sen, sık sık "Liralaşma" dedikçe, insanlar liradan kaçtı ve kaçıyor,
Dolarlaşma/Eurolaşma/Altıncılaşma artıyor,
Hatta hızla artıyor…
İyisi mi; sus abi sus,
Sus ki; söyleyeceğin bir şey olmasa bile, söyleyebileceğin bir şeyler var sanalım ve kendi kendimizi daha rahat kandıralım!
***
Nebati-Hükümet ve Orta Vadeli Program
"Türkiye Ekonomik Modeli"
İsim spesifik ve afili,
Ama pratik sonuçları?
İnanan varsa beri gelsin.
Bu olmayan modele göre,
Enflasyon 2022 sonu yüzde 65,
2023'de ise 24,9 olacakmış…
Bir bugüne, bir yarına, bir yönetişe bakıyorum,
İnanmak, olabilir demek için, ele avuca gelir tutar bir yan arıyorum ama nafile…
Yani yersen….
Muhteremler,
Bir defa yahu,
Bir defa da doğruyu söyleseniz,
Ve deseniz ki;
"Ey Ahali,
Bu sene durum kötü,
Biz de, seçim kaygısıyla işin içine ettik,
Seneye, kötü ve hatta daha kötü olacak,
Canını seven tedbirini alsın!"
Ama ben söyleyeyim; "yersen ve bunu da yediririm" tarz-ı siyasetiniz bu defa sorunlu.
Pek çok kriz ve sıkıntıyı kamufle edebilir,
Demagojiye getirebilir,
Tozpembe hayal satışlarıyla,
Halkı kandırabilirsiniz.
Ama konu mideye,
Mutfağa,
Yani yeme ve içme kısmına gelince;
İşiniz zor ve hatta imkansız!
Hamaset ve gargarayı yutturamazsın!
İnsan denen mahluk yer-içer, fıtratı gereği tuvalete gider ve yine acıkıp, yine yeme-içme ihtiyacı hisseder.
Böyle olunca da,
Söylediğine itibar edilmez ve üstelik denir ki;
Hem kel hem fodul…
***
Sanayi Bakanı ve Eski-Yeni Kıyası
Demiş ki;
"AK Parti'den önce Kurutucu Satışı sıfırdı,
Şimdi 249 Bin…"
Adam haklı,
Lidyalılardan önce para mı vardı,
Veya 90'lı yıllarda/AKP'den önce, tam buğday ekmeği mi vardı,
Hatta 3-5 maaş alabilen bürokrat mı vardı,
Hatta ve hatta bu kadar güzel ve istikrarla yükselen, ülkemizi dünya lideri yapan enflasyonumuz mu vardı!...
Haklısın Sayın Varank,
Hem de çok haklısın...
***
Seçime Beş Kala İktidarın Sosyal Konut Hamlesi
Şapka çıkartıyorum.
Adamlar bu milletin yumuşak noktasını iyi keşfetmiş,
Konut denince, yağları eriyor milletin…
"Üzümü ye bağını sorma" deyip "hücuma" geçiyoruz hemen.
Ahali böyle olunca,
iktidar da, "dolapta pekmez yala yala bitmez" diye mırıldanarak raftan indiriyor bu kozu.
Biraz allayıp pulluyor "el ediyor, gel gel" diyor.
Amansızca koşuyor,
Hatta çekilecek kurayı delmek, listeye girmek için torpil arıyoruz.
İktidar, "valla bu konut işi ne güzel, her dönemde muteber, harikadır bu müteahhitler, bizim gafiller yine yediler" diyerek, kıs kıs gülüyordur eminim ki!..
Ama uyarayım sizi ey iktidar sahipleri,
Sanki bu defa farklı gibi,
Eksik olan sadece barınma sıkıntısı değil çünkü.
Boşalan, boş kalan, doldurulamayan bir tencere var…
Bu yüzden,
Bu defa Sosyal Konut Projesi'ne giren,
Nasiplenen,
Hak sahibi edilen,
Sandığa gidince,
Öncelikle mideyi, mutfağı, tencereyi düşünecek ve öyle oy verecektir!
***
Cumhurbaşkanı Gençlere Konuşuyor,
"…Kendi evlatlarını Paris'e, Brüksel'e gönderip en iyi öğretim kurumlarında okutup, güç ve şatafat içinde yaşattılar.
Anadolu'nun Trakya'nın çocuklarını yokluğa, fakirliğe hatta göz göre göre ölüme terk ettiler.
Biz bu oyunu bozduk.
Şu anda 81 ilimizin tamamında üniversitelerimiz var…"
Tabi kastettiği muhalefet ve özellikle de CHP…
Merakım ve cehaletim mazur görülsün,
Şuanda Amerika'da, Londra'da, Paris'te, İtalya'da en iyi öğretim kurumlarında, hem de paranın gücüyle okuyan, bu ülke ve şehirlerde güç şatafat ve lüks içinde yaşayanlar kimlerin evlatları?
Bir zamanlar, "CeHaPe zihniyeti tarafından Anadolu'nun, Trakya'nın yokluğa, fakirliğe hatta göz göre göre ölüme terk ettiler" denilen kesimin mi çocukları acaba!..
Yoksa şunu mu düşünüyor ve demek istiyorsunuz;
Avrupa'yı Mavrupa'yı, Amerika'yı Mamerika'yı boş verin,
Oralara gitmeye sizin kalibreniz bile yetmez.
Para lazım para,
O da sizde yok.
En iyisi mi; siz, doğduğunuz yerde kalın,
Başka şehre bile gitmeyin,
Üniversiteyi yanı başınıza getirdik; daha ne istiyorsunuz!
Köylüsün sen köylü kal.
Yurtdışını ise bize bırakın,
Çünkü bizde para gani,
Rabbim verdikçe veriyor…
Yeni nesil muhafazakar elitlerin türedi çocukları "Allah'ın izni" ve paranın gücüyle oraları dolduruyor ve hamdolsun ki "CeHaPe Zihniyetine" alan bile bırakmıyorlar!..
Allah'ım, Ya Rabbim…
Bu nasıl bir hırs, hınç, kompleks ve nasıl bir rövanşizm!
Gayet güzel hazırlanmış,
Oldukça havalı…
Ama sormadan edemiyor insan;
Acaba hangi ülke ekonomisinden bahsediyor?
Asıl, "Liralaşma Stratejisi" vurgusu yok mu; akla ziyan.
İstikrar ve ısrarla her beyanatında söylüyor.
İTO üyesi bir sanayicinin bankalardan şikayet edince "alma abi alma" demişti ya; o toplantıda bile "Liralaşma Mucizesinden" bahsetmeyi ihmal etmemişti.
Artık sadece gülesim geliyor!
Delirdim galiba…
Etkisizleşmiş, etkisiz elaman haline gelmiş,
Bağımsızlığı sadece kağıt üzerinde kalmış,
Kararları, siyasi irade tarafından dikte edilen bir Merkez Bankası'nın başkanlığını yapıyorsun.
Sonra da kalkmış sürekli ve çok çok "Liralaşma"dan bahsediyorsun.
Kim inanır?..
"Çok öpmeyle çok çocuk olmaz" sözünü aklıma getiriyor.
Başkan,
Sen, sık sık "Liralaşma" dedikçe, insanlar liradan kaçtı ve kaçıyor,
Dolarlaşma/Eurolaşma/Altıncılaşma artıyor,
Hatta hızla artıyor…
İyisi mi; sus abi sus,
Sus ki; söyleyeceğin bir şey olmasa bile, söyleyebileceğin bir şeyler var sanalım ve kendi kendimizi daha rahat kandıralım!
***
Nebati-Hükümet ve Orta Vadeli Program
"Türkiye Ekonomik Modeli"
İsim spesifik ve afili,
Ama pratik sonuçları?
İnanan varsa beri gelsin.
Bu olmayan modele göre,
Enflasyon 2022 sonu yüzde 65,
2023'de ise 24,9 olacakmış…
Bir bugüne, bir yarına, bir yönetişe bakıyorum,
İnanmak, olabilir demek için, ele avuca gelir tutar bir yan arıyorum ama nafile…
Yani yersen….
Muhteremler,
Bir defa yahu,
Bir defa da doğruyu söyleseniz,
Ve deseniz ki;
"Ey Ahali,
Bu sene durum kötü,
Biz de, seçim kaygısıyla işin içine ettik,
Seneye, kötü ve hatta daha kötü olacak,
Canını seven tedbirini alsın!"
Ama ben söyleyeyim; "yersen ve bunu da yediririm" tarz-ı siyasetiniz bu defa sorunlu.
Pek çok kriz ve sıkıntıyı kamufle edebilir,
Demagojiye getirebilir,
Tozpembe hayal satışlarıyla,
Halkı kandırabilirsiniz.
Ama konu mideye,
Mutfağa,
Yani yeme ve içme kısmına gelince;
İşiniz zor ve hatta imkansız!
Hamaset ve gargarayı yutturamazsın!
İnsan denen mahluk yer-içer, fıtratı gereği tuvalete gider ve yine acıkıp, yine yeme-içme ihtiyacı hisseder.
Böyle olunca da,
Söylediğine itibar edilmez ve üstelik denir ki;
Hem kel hem fodul…
***
Sanayi Bakanı ve Eski-Yeni Kıyası
Demiş ki;
"AK Parti'den önce Kurutucu Satışı sıfırdı,
Şimdi 249 Bin…"
Adam haklı,
Lidyalılardan önce para mı vardı,
Veya 90'lı yıllarda/AKP'den önce, tam buğday ekmeği mi vardı,
Hatta 3-5 maaş alabilen bürokrat mı vardı,
Hatta ve hatta bu kadar güzel ve istikrarla yükselen, ülkemizi dünya lideri yapan enflasyonumuz mu vardı!...
Haklısın Sayın Varank,
Hem de çok haklısın...
***
Seçime Beş Kala İktidarın Sosyal Konut Hamlesi
Şapka çıkartıyorum.
Adamlar bu milletin yumuşak noktasını iyi keşfetmiş,
Konut denince, yağları eriyor milletin…
"Üzümü ye bağını sorma" deyip "hücuma" geçiyoruz hemen.
Ahali böyle olunca,
iktidar da, "dolapta pekmez yala yala bitmez" diye mırıldanarak raftan indiriyor bu kozu.
Biraz allayıp pulluyor "el ediyor, gel gel" diyor.
Amansızca koşuyor,
Hatta çekilecek kurayı delmek, listeye girmek için torpil arıyoruz.
İktidar, "valla bu konut işi ne güzel, her dönemde muteber, harikadır bu müteahhitler, bizim gafiller yine yediler" diyerek, kıs kıs gülüyordur eminim ki!..
Ama uyarayım sizi ey iktidar sahipleri,
Sanki bu defa farklı gibi,
Eksik olan sadece barınma sıkıntısı değil çünkü.
Boşalan, boş kalan, doldurulamayan bir tencere var…
Bu yüzden,
Bu defa Sosyal Konut Projesi'ne giren,
Nasiplenen,
Hak sahibi edilen,
Sandığa gidince,
Öncelikle mideyi, mutfağı, tencereyi düşünecek ve öyle oy verecektir!
***
Cumhurbaşkanı Gençlere Konuşuyor,
"…Kendi evlatlarını Paris'e, Brüksel'e gönderip en iyi öğretim kurumlarında okutup, güç ve şatafat içinde yaşattılar.
Anadolu'nun Trakya'nın çocuklarını yokluğa, fakirliğe hatta göz göre göre ölüme terk ettiler.
Biz bu oyunu bozduk.
Şu anda 81 ilimizin tamamında üniversitelerimiz var…"
Tabi kastettiği muhalefet ve özellikle de CHP…
Merakım ve cehaletim mazur görülsün,
Şuanda Amerika'da, Londra'da, Paris'te, İtalya'da en iyi öğretim kurumlarında, hem de paranın gücüyle okuyan, bu ülke ve şehirlerde güç şatafat ve lüks içinde yaşayanlar kimlerin evlatları?
Bir zamanlar, "CeHaPe zihniyeti tarafından Anadolu'nun, Trakya'nın yokluğa, fakirliğe hatta göz göre göre ölüme terk ettiler" denilen kesimin mi çocukları acaba!..
Yoksa şunu mu düşünüyor ve demek istiyorsunuz;
Avrupa'yı Mavrupa'yı, Amerika'yı Mamerika'yı boş verin,
Oralara gitmeye sizin kalibreniz bile yetmez.
Para lazım para,
O da sizde yok.
En iyisi mi; siz, doğduğunuz yerde kalın,
Başka şehre bile gitmeyin,
Üniversiteyi yanı başınıza getirdik; daha ne istiyorsunuz!
Köylüsün sen köylü kal.
Yurtdışını ise bize bırakın,
Çünkü bizde para gani,
Rabbim verdikçe veriyor…
Yeni nesil muhafazakar elitlerin türedi çocukları "Allah'ın izni" ve paranın gücüyle oraları dolduruyor ve hamdolsun ki "CeHaPe Zihniyetine" alan bile bırakmıyorlar!..
Allah'ım, Ya Rabbim…
Bu nasıl bir hırs, hınç, kompleks ve nasıl bir rövanşizm!
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Hakan Demirci