Ocak ayına geliyoruz,
Dolayısıyla seçim süreci de başlıyor…
İktidar indirim günleri başlatıyor.
Nasıl mı?
Hani, kimi mağazalar yapar ya; "indirim günleri başladı" diye,
Ve, etiketinde 1000 TL yazan ürüne 300 TL yazar ve bunu bir cazibe gibi sunar,
Tüketici de, "ulan, madem 300 TL'ye satılıyordu da neden bugüne kadar 1000 TL'den çaktın bize" demez ve bok var gibi, batan geminin malları bunlar misali saldırır ya;
Aynen öyle…

Varan-1
Enflasyonun düşmesi hikayesi…
Enflasyon Kasım'da 2 puan, Aralık'ta yaklaşık 10 puan, Ocak Ayında muhtemelen 8-9 puan düşecek.
Hükümetin planına göre 2023'ün ilk yarısında enflasyonda yüzde 55-60 düzeylerini göreceğiz.
Yani 25-30 puan düşürülmüş olacak!
İktidar bunu nasıl anlatacak?
"Faizleri düşünce enflasyon düşecek demiştik,
İşte düşürmeye başladı…"
Aslında ne olmuş olacak peki?
Tane tane ifade edeyim;
Kasım-2021'de yüzde 21 olan bir enflasyon var.
Kasım-2022'de yüzde 83,
Yani, 62 puan artmış (üstelik TÜİK rakamlarıyla),
Düşürdük denilecek enflasyonun yüzde 55 olacağını farz edersek, bu durum şu anlama gelir;
2021'in Kasım ayına kadar, ekonomimize giren kazık 21 santimdi.
Kazığın uzunluğu Kasım-2022'de 83 santime çıktı,
Haziran-2023'e kadar yiyeceğimiz kazık 55 santime indirilecekmiş!
Yani bu ne demek?
—Kazık yemeye devam edeceğiz.
—Ve hatta, 2021 yılına göre 35-40 santim fazlasını yemeye devam edeceğiz.
İktidar ise bunu bir lütuf gibi sunacak ve tıpkı bindirimden indirim yapan mağazalara hücum eden bizler, 25-30 santim kısalan kazığı bir nimet olarak göreceğiz.
Kalkıp da,
"Ulan Allahsız,
21 santimlik kazığı 65 santime çıkartıp sokan sensin,
Şimdi ise 25-30 santim kısalttım diye övünüyor musun bir de…" diyen oldukça az olacaktır!

Varan-2
Üç harfli marketler üzerinden başlatılan ve sürdürülecek olan hikaye…
Ne üç harflilermiş be arkadaş,
Valla var ya, herkes cin olmadan adam çarpmaya başlamış da haberimiz yok!
Bence kediler de göz ardı edilmemeli,
Onlar için de bir yönetmelik çıkartılmalı,
Enerji fiyatlarını artıran da kesin kedidir kedi…
Neyse,
Tezgah başka!
Nasıl mı?
Bahse konu, "halk düşmanı" ilan edilen marketler ne zamandır var,
Kendi dönemlerinde ve kendilerine en yakın kişilerce kurulmadı mı!
Hala da o kişilerle yağ alıp bal satmaya devam etmiyorlar mı?
Evet…
Ama üç harflilerden esinlenerek, üç harfli hesaplar yapılınca amaç başka oluyor!
Bu marketlerin birisi üzerinden başlatılan bu süreç, aslında bütün marketlerin kriminalize ve terörize edilmesine doğru ilerleyecek.
Ahaliye, gıda fiyatlarındaki artışın ana sorumlusu olarak marketler gösterilecekler.
Ve sonrasında ne olacak biliyor musunuz?
Bu market sahipleri zulaya çekilecek ve göstermelik de olsa seçime kadar fiyat indirimleri yapmaları istenecek,
İstemek de değil; "…eğer yapmazsanız….!" diye başlanan bir cümleyle, emredilecek.
Çünkü soyadı da üç harfli olan Ticaret Bakanı, geçen gün buna altyapı olacak şekilde yönetmelik değişikliği yaptı ve "şubesi 200'den fazla" olan marketlerin hepsini kucağa çekti!
Sever zaten böyle hamleleri,
Hatta bakanlıktan alınacak söylentileri de işitilmeye başlandığı için beterini bile yapar.
Kaldı ki, bazı kanunlarda yaptığı akla ziyan değişiklikle neler yapabileceğini, piyasa/objektivite ve hakkaniyet gibi ölçütlere riayet kaygısı olmaksızın nasıl bir pasif agresyon sergileyeceğini çok güzel ispatlamıştı!
Tüm bunları ne için yapıyorlar ve daha da yapacaklar?
"Görüyorsunuz, fiyatlar da düşmeye başladı" demek ve marketsel/gıdasal korkunun, önce fiyatlara sonra da seçime yansımasını sağlamak için!
İktidarın tabi ve muti raiyyetinden birisi çıkıp da, "…madem böyle olabiliyordu da; bugüne kadar neredeydiniz, iki senedir anamız ağladı" diye sormayacak; "Herkes konuşur Ak Parti yapar" diye övünmeye bile başlayacaktır!
Peki iktidar neden böyle yapıyor?
İlk defa yapmıyor ki,
Hep yaptığı bu.
Çünkü "muhteşem inançlı ve imanlı(!)" bir kitlesi var.
Sorgusuz-sualsiz inanmayı severler.
Allah'ın emrettiği ve kitabında sürekli dillendirdiği "aklediniz" uyarı ve ikazını, ne hikmetse, hatırlamak bile istemezler ama iktidarın her sözünü "mutlak doğru" gibi algılamaktan taviz vermezler!
Hatırlatanları, uyaranları ise "bozgunculuk" yapmakla itham ederler,
Hain derler,
İhanet içinde diye ötelerler!
Bence akıllıca…
Kaldı ki 18 Aralık 2021'de bunu yapmadılar mı,
8,88 TL olan dolar iki buçuk ay sonra,
18 Aralık 2021'de 18 TL'ye çıktı,
Ya da çıkartıldı…
Yüce iktidarın mucizevi eli devreye girdi ve 19 Aralık sabahı 12 TL'ye düştü/düşürüldü.
Bu bile bir başarı gibi lanse edilip yutturulmadı mı!
Hatta, tabi ve muti tebaa'ya göre bu büyük bir zaferdi ve buna vesile olanlar birer mücahitti!
Ancak bir uyarı yapmak istiyorum.
"Ne yapsan kabulümdür" diyen teba, bu defa çok azaldı.
O teba'nın "kelle sayısı" bu defa seçim kazanmaya yetmeyebilir.
(Kelle sayısı söylemi benim tarzım değil; iktidarın söylemi olduğu için yazdım)
Çünkü karnı guruldayan teba'ya, "din/iman/cennet/huri" edebiyatı pek sökmez.
Pek değil hiç sökmez.
Şuan tam da bu haldeler!

***

AKP Parti Sözcüsü diyor ki:
"YPG/PYD terör örgütünün başındakine Avrupa'da bir gazetede makale yazdırmışlar.
Bu asla kabul edilemez."
Bence de haklı ve asla kabul edilemez.
Ama bunu söylerken,
Hatta söylemeden önce,
Bir an yutkunup şunu da düşünmek gerekmez mi;
"Ulan, Batı demokrasisine kızıyoruz ama 2018'de, seçime giderken terörist başı Öcalan'a mektup-makale yazdırmıştık,
Biri de çıkıp; ya buna ne dersiniz derse…."