Halaya kalk Ey Millet-i Merhume; Dolar düştü!..
Adamın birisi Nasrettin hocaya gelir ve der ki;
"Hocam,
3 çocuk-hanım ve ben, tek odalı bir evde yaşıyoruz.
Çok sıkıntıdayız,
Aman gözünü seveyim, bize bir çare?" der…
Hoca, "Mal-mülk olarak neyiniz var?" diye sorar.
Adam, "Hocam bizde mal-mülk ne gezer. Avluda beslediğimiz bir keçi, bir eşek ve bir de inek var. Başka da bir şeyimiz yok" der.
Hoca biraz düşünür ve, "Bu gece keçiyi odaya alın." der.
Sabah, gariban adam hocaya gelir ve,
"Hocam,
Keçiyi içeri alınca sıkıntı arttı." der.
Hoca bildiğini okumakta ve ne verirse yiyeceğini bildiği bu adama ders vermekte kararlıdır.
"Bu gece eşeği de odaya alın." der.
Ertesi sabah, gariban adam bu defa öfkeyle,
"Hocam,
Daha bir sıkıştık, çok zordayız." der.
Hoca, "hele bir de, ineği odaya alın." der.
İneği de içeri alınca gariban adam sabahı zor eder.
Burnundan soluyarak hocaya koşar,
Hocanın karşısına dikilir ve;
"Hoca!..
Yeter!..
Senden akıl istedik ama daha büyük sıkıntıya girdik,
Zora düştük ve daha bir darlandık,
Sana akıl soranın..." der.
Hoca adama çaktırmadan bıyık altı gülerek ve adeta seni öyle bir hale getireceğim ki, dercesine;
"Bu gece keçiyi dışarı çıkar." der.
Sabah olur, adam hocaya gelir ve der ki;
"Hocam,
Allah senden razı olsun,
Bu gece biraz rahatladık."
Hoca, "O halde, bu gece de eşeği dışarı çıkar." der.
Garip-gureba adam sabah olunca yine hocaya koşar.
Daha bir gülümser halde;
"Hocam,
İyi ki varsın,
Sayende daha da rahatladık." der.
Adamın istediği kıvama gelmeye başladığını gören hoca final vuruşuna hazırdır ve der ki;
"Bu gece de, ineği dışarı çıkar."
İneği de çıkartınca ferahladığını hisseden ve o gece rahat bir uyku çeken,
Garip-gureba ve fakir-fukaralığa dünden razı, akletmekten yoksun, bizim "mutekit/mütedeyyin/teslimiyetçi mütevekkil ve hocaya keramet atfetmek için en basit söylemleri bile ulviyetmiş gibi algılayan adamımız sabah koşarak hocaya gelir;
"Hocam,
Sen ne büyük ve akıllı bir adammışsın.
Allah senden razı olsun.
Bizleri rahat bir yaşama kavuşturdun,
Geceleri uyuyorsak senin sayendedir…" diyerek elini öper.
Ve önüne çıkan herkese hocayı över...
***
Fıkra Tecirli'den geldi…
Sanki şöyle demek istiyordu:
"Bak abi; halimiz tam Nasrettin Hoca fıkrası gibi,
50 günde 9,5 TL'den 18 TL'ye çıkan doların 10-11 TL seviyesine indirilmesine sevinmemiz de böyle,
Hatta, fıkradaki adamın hali daha iyi,
Çünkü o, tam eski haline döndü.
Ama bugün biz, başladığımız durumda bile değiliz.
Keçi hala içeride…
Ama bizim, zihnen-beynen ve aklen fukaralığımız aşikar.
Ki, davul-zurna eşliğinde sevinebiliyoruz!.."
Valla Tecirli,
Ne denir ki…
Ne desen haklısın.
Ama bir söz var; öyle saça böyle tarak.
Düşünme halaya kalk,
Düşünüp de, ne yapsın halk,
Düşünenin haline bak,
Biliyorsun; haklılık güçlüye hak,
Zamane güçlüsüne, söz etmek nahak,
Ne yapsalar; hak-müstehak,
Ama bu sözü de, unutmayarak!..
"Hocam,
3 çocuk-hanım ve ben, tek odalı bir evde yaşıyoruz.
Çok sıkıntıdayız,
Aman gözünü seveyim, bize bir çare?" der…
Hoca, "Mal-mülk olarak neyiniz var?" diye sorar.
Adam, "Hocam bizde mal-mülk ne gezer. Avluda beslediğimiz bir keçi, bir eşek ve bir de inek var. Başka da bir şeyimiz yok" der.
Hoca biraz düşünür ve, "Bu gece keçiyi odaya alın." der.
Sabah, gariban adam hocaya gelir ve,
"Hocam,
Keçiyi içeri alınca sıkıntı arttı." der.
Hoca bildiğini okumakta ve ne verirse yiyeceğini bildiği bu adama ders vermekte kararlıdır.
"Bu gece eşeği de odaya alın." der.
Ertesi sabah, gariban adam bu defa öfkeyle,
"Hocam,
Daha bir sıkıştık, çok zordayız." der.
Hoca, "hele bir de, ineği odaya alın." der.
İneği de içeri alınca gariban adam sabahı zor eder.
Burnundan soluyarak hocaya koşar,
Hocanın karşısına dikilir ve;
"Hoca!..
Yeter!..
Senden akıl istedik ama daha büyük sıkıntıya girdik,
Zora düştük ve daha bir darlandık,
Sana akıl soranın..." der.
Hoca adama çaktırmadan bıyık altı gülerek ve adeta seni öyle bir hale getireceğim ki, dercesine;
"Bu gece keçiyi dışarı çıkar." der.
Sabah olur, adam hocaya gelir ve der ki;
"Hocam,
Allah senden razı olsun,
Bu gece biraz rahatladık."
Hoca, "O halde, bu gece de eşeği dışarı çıkar." der.
Garip-gureba adam sabah olunca yine hocaya koşar.
Daha bir gülümser halde;
"Hocam,
İyi ki varsın,
Sayende daha da rahatladık." der.
Adamın istediği kıvama gelmeye başladığını gören hoca final vuruşuna hazırdır ve der ki;
"Bu gece de, ineği dışarı çıkar."
İneği de çıkartınca ferahladığını hisseden ve o gece rahat bir uyku çeken,
Garip-gureba ve fakir-fukaralığa dünden razı, akletmekten yoksun, bizim "mutekit/mütedeyyin/teslimiyetçi mütevekkil ve hocaya keramet atfetmek için en basit söylemleri bile ulviyetmiş gibi algılayan adamımız sabah koşarak hocaya gelir;
"Hocam,
Sen ne büyük ve akıllı bir adammışsın.
Allah senden razı olsun.
Bizleri rahat bir yaşama kavuşturdun,
Geceleri uyuyorsak senin sayendedir…" diyerek elini öper.
Ve önüne çıkan herkese hocayı över...
***
Fıkra Tecirli'den geldi…
Sanki şöyle demek istiyordu:
"Bak abi; halimiz tam Nasrettin Hoca fıkrası gibi,
50 günde 9,5 TL'den 18 TL'ye çıkan doların 10-11 TL seviyesine indirilmesine sevinmemiz de böyle,
Hatta, fıkradaki adamın hali daha iyi,
Çünkü o, tam eski haline döndü.
Ama bugün biz, başladığımız durumda bile değiliz.
Keçi hala içeride…
Ama bizim, zihnen-beynen ve aklen fukaralığımız aşikar.
Ki, davul-zurna eşliğinde sevinebiliyoruz!.."
Valla Tecirli,
Ne denir ki…
Ne desen haklısın.
Ama bir söz var; öyle saça böyle tarak.
Düşünme halaya kalk,
Düşünüp de, ne yapsın halk,
Düşünenin haline bak,
Biliyorsun; haklılık güçlüye hak,
Zamane güçlüsüne, söz etmek nahak,
Ne yapsalar; hak-müstehak,
Ama bu sözü de, unutmayarak!..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
rümeysa nur
Hakan Demirci