Erkek deve nasıl dişi oldu…
Bir gün Hz. Ali taraftarlarının yoğun olduğu Küfe'den, bir Arap, devesiyle Şam'a gelmiş.
Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
"Ver o dişi deveyi bana!" demiş.
Tartışma büyümüş; Küfe'den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar.
Konu Muaviye'ye yansımış.
Halk meydanda toplanmış...
Muaviye, Küfe'den gelen kişiyle deveye sahip çıkan Şamlıyı dinledikten sonra kararını açıklamış:
—Bu dişi deve Şamlınındır!
Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
—Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
Cemaat hep birlikte bağırmış:
—Şamlınındır!
Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış:
—Ey Küfeli, dinle!
Sen de ben de biliyoruz ki; bu deve senindir ve dişi değil, erkektir.
Ama sen Küfe'ye dönünce gördüklerini Ali'ye anlat ve de ki:
"Ey Ali, Muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var!
Ayağını denk al!"
Seçim arifesindeyiz,
Siyasilerden öyle iddialar işitiyorum ki, akla ziyan…
Peki, inanan var mı?
Hem de nasıl…
Erkek devenin dişi olduğuna inanıyoruz denmesinden daha beter bir inanış!
"Öcalan'ı serbest bırakacaklar" denmesi mi,
"Diyanet'i kapatacaklar",
"Türkiye'yi Suriyelileştirecekler" diye söylenmesi mi,
"Bunlar esrar-eroin kaçakçılarından para getirecekler",
"Yapılan eserleri yıkacaklar" diye yalan zirvelerinde gezilmesi mi…
Gerçekten, "erkek deve dişidir" demekten beter iddialar ve "Evet öyledir" diyen Şamlılar'dan daha beter bunlara inananlar!
Yahu el vicdan,
Birazcık insaf!..
Tamam, siyasi galebe çalmak için iddiada bulunulur!
Ama arkadaş, bu kadarına da pes doğrusu!..
Yazık,
Bu ülke insanına,
İnsanların inancına,
Allah'ın dinine,
Toplumsal barışa,
Vatan mefhumuna bu kadar da eziyet edilmez!
Yazık ve yazık ediyorsunuz!
Bir iktidar uğruna Ya Rab, ne yalanlar satılıyor!
*************
Kısa Kısa-Daldan Dala
Enerji Bakanı:
"Hamdolsun, 694 milyon tonluk nadir toprak elementi keşfettik…"
İçişleri Bakanı:
"Geçmişte Gabar Dağı'nda terörist vardı.
Şimdi, petrol çıktı.
Amerika duysa üzülecek.
Hem de rezervinin çok büyük olduğu tahmin ediliyor"
Helal be size,
Muhteşemsiniz!
Saygıyla selamlıyorum…
Seçim birkaç gün kala;
20 milyar Megawatt'lık elektrik enerjisi keşfettik,
10 milyar metreküp barometrik hava basıncı keşfettik,
Trakya'da, yerin yedi kat altında 5 milyar litrelik Ayçiçek yağı rezervi keşfettik,
Terörden arındırılan Amanoslar'da 1 milyon ton civarı koyun eti rezervi tespit ettik,
Tuz gölünde tuz keşfettik,
Karadeniz'de hamsi, Malatya'da kayısı, Rize'de çay, Antakya'da mozaik keşfettik derlerse, hiç mi hiç şaşırmayın derim!
Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu:
"Dışişleri Bakanlığı'mız Trabzon'da temsilcilik açacak.
Kısa zamanda da, büyükelçi atayacaklar.
Valimiz ile de konuştuk en kısa sürede yerini ayarlayacağız"
Allah Allah,
Bir yaşıma daha girdim.
Sayın Bakan,
Benim bildiğim, büyükelçi başka bir ülke başkentine atanır.
Trabzon nerenin başkenti de "kısa zamanda büyükelçi atanacak" acaba!
Sabah Gazetesi Yazarı Hasan Basri Yalçın:
"Gerçekten ihtiyacı olan insanlar tabii ki var.
Ama onlar hiçbir zaman "açız" demedi, demez.
Ama bundan böyle "millet aç" diye böğürenlerin ağzına kürekle vurmak lazım."
Muharrir Efendi!
En iyi vatandaş ses çıkartmayandır değil mi!
Gerçi çıkartsalar sanki çok duyuyorsunuz ya…
Kolayı seçip sağıra yatmak en güzeli değil mi!
Oh ne ala!
Vur eline çal ekmeği,
Aç kalsa, canı çıksa sessiz kalsın öyle mi!
Muhterem!
O kürek var ya, o kürek!..
Onun bir de sapı var,
Biliyorsun değil mi!
Aman dikkat et; maazallah, "böğürenler" dediğin o insanlar o küreğin sapı ile kovalamasınlar…
Hakarette menzilsiz bu akademisyen-yazar, bayramda Osman Gazi Köprüsü'nü kullanmış ve müthiş bir keşifte bulunmuş.
Şöyle diyor;
"Osmangazi Köprüsü'ndeki kalabalığı görünce aklınıza "geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz" terbiyesizliği geliyor.
Ulaştırma Bakanlığı bir zahmet açıklasa da görsek bayram süresince kaç araba geçmiş köprülerden."
Ulan oğlum,
Ya sen hesap bilmiyorsun ya dayak yememişsin!
Bir yıl 365 gün ve bir yılda iki bayram var.
O iki bayram ise toplamda yedi gün.
Geriye kaldı 358 gün…
"Trabzon'a büyükelçi atanacak" diyecek kadar derin bir devlet bilgisine(!) sahip Ulaştırma bakanı bile bu gerçeğin farkında ve "bir zahmet" susarken, böğürmek sana mı kaldı!
Bu köprü bayramlık mı da; sen, bayramlık ağzını açıyor ve ağzında kürekle konuşuyorsun!
Yoksa sana her gün mü bayram!
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ:
"14 Mayıs'ın akşamı Türkiye'de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılır.
Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb'ine hamdedenler olacak."
Hayırdır Efendi…
Adaleti eksik Adalet Bakanımız ahaliyi ikna edemedi mi!
Urfalı, "geç bunları anam-babam geç bunları" diyerek seni tınmadı, kulaklarını tıkadı, konuştuğun salonları mı boşalttı yoksa!..
Sen de, rutine dönüp büyüklerimin yaptığını yapayım dedin,
Ve kanun kılıcı yetmeyince Tanrı'nın kılıcını kuşanıp "temiz alın-secdede baş" edebiyatına başladın öyle mi!
Peki, bunları söylemeden önce aynada alnına baktın mı hiç!
Evet,
Bence de, "temiz alnını şükür için secdeye koyup hamdedenler olacak".
Amenna…
Ama senin hayal ettiğin gibi olmayacak,
Bu ülke, sen ve senin gibilerden kurtulduğu için olacak!..
Dostane laflar eden "mütedeyyin" muhteremler!
Size de bir çift kelamım var.
Öfke, kin, nefret ve hırs mı görmek istiyorsunuz;
O halde, yine ve yeniden okuyun Bozdağ'ın sözlerini…
Hala göremediyseniz ve hala inattaysanız,
Hala, "uçtu ama yine de oğlak" diyorsanız; akraba-i taallukatınıza bir bakın!
AKP'ye oy vermeyecek olan annen mi, kardeşin mi, yeğenin mi yoksa ablan mı şampanyacı!
Onların mı alınları kirli,
Secde nedir bilmezler!..
Buyur söyle mütedeyyin muhterem, söyle!..
Hırs demiş,
Kin ve nefret mi görmek istemiştin; al sana, hem de en alasından!
Buyur işte; nerene dayarsan daya!
Öfkeye gelince; evet, ben öfkeliyim öfkeleniyorum!
Ama hele bir sor; neden? diye…
İşte bu yüzden,
İşte bu utanması kalmamış yüzsüz yüzlerden,
Bu yüzsüzlüğün genelleşmesinden,
Dinsel müfterilerden,
Emevici ekabirlikten,
Toptancılıktan ve kategorize zihniyetten dolayı!..
Günün Sözü
Hatay, ülkemizde soğanın en çok yetiştiği ilk beş ilden birisidir.
Galiba bunu bilmeyen bir okurum; "Hatay'ın Hassa ilçesinde geçen gün 16 TL'ye aldım." demiş.
Onun hatırına,
"…ama soğan bugün de 25 TL." demeyip;
"Soğan, yetiştiği yerde/tarlada/Hassa'da bile 16 TL ise, Ankara'da 25 TL olması gayet normal" diyorum!
Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
"Ver o dişi deveyi bana!" demiş.
Tartışma büyümüş; Küfe'den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar.
Konu Muaviye'ye yansımış.
Halk meydanda toplanmış...
Muaviye, Küfe'den gelen kişiyle deveye sahip çıkan Şamlıyı dinledikten sonra kararını açıklamış:
—Bu dişi deve Şamlınındır!
Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
—Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
Cemaat hep birlikte bağırmış:
—Şamlınındır!
Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış:
—Ey Küfeli, dinle!
Sen de ben de biliyoruz ki; bu deve senindir ve dişi değil, erkektir.
Ama sen Küfe'ye dönünce gördüklerini Ali'ye anlat ve de ki:
"Ey Ali, Muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var!
Ayağını denk al!"
Seçim arifesindeyiz,
Siyasilerden öyle iddialar işitiyorum ki, akla ziyan…
Peki, inanan var mı?
Hem de nasıl…
Erkek devenin dişi olduğuna inanıyoruz denmesinden daha beter bir inanış!
"Öcalan'ı serbest bırakacaklar" denmesi mi,
"Diyanet'i kapatacaklar",
"Türkiye'yi Suriyelileştirecekler" diye söylenmesi mi,
"Bunlar esrar-eroin kaçakçılarından para getirecekler",
"Yapılan eserleri yıkacaklar" diye yalan zirvelerinde gezilmesi mi…
Gerçekten, "erkek deve dişidir" demekten beter iddialar ve "Evet öyledir" diyen Şamlılar'dan daha beter bunlara inananlar!
Yahu el vicdan,
Birazcık insaf!..
Tamam, siyasi galebe çalmak için iddiada bulunulur!
Ama arkadaş, bu kadarına da pes doğrusu!..
Yazık,
Bu ülke insanına,
İnsanların inancına,
Allah'ın dinine,
Toplumsal barışa,
Vatan mefhumuna bu kadar da eziyet edilmez!
Yazık ve yazık ediyorsunuz!
Bir iktidar uğruna Ya Rab, ne yalanlar satılıyor!
*************
Kısa Kısa-Daldan Dala
Enerji Bakanı:
"Hamdolsun, 694 milyon tonluk nadir toprak elementi keşfettik…"
İçişleri Bakanı:
"Geçmişte Gabar Dağı'nda terörist vardı.
Şimdi, petrol çıktı.
Amerika duysa üzülecek.
Hem de rezervinin çok büyük olduğu tahmin ediliyor"
Helal be size,
Muhteşemsiniz!
Saygıyla selamlıyorum…
Seçim birkaç gün kala;
20 milyar Megawatt'lık elektrik enerjisi keşfettik,
10 milyar metreküp barometrik hava basıncı keşfettik,
Trakya'da, yerin yedi kat altında 5 milyar litrelik Ayçiçek yağı rezervi keşfettik,
Terörden arındırılan Amanoslar'da 1 milyon ton civarı koyun eti rezervi tespit ettik,
Tuz gölünde tuz keşfettik,
Karadeniz'de hamsi, Malatya'da kayısı, Rize'de çay, Antakya'da mozaik keşfettik derlerse, hiç mi hiç şaşırmayın derim!
Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu:
"Dışişleri Bakanlığı'mız Trabzon'da temsilcilik açacak.
Kısa zamanda da, büyükelçi atayacaklar.
Valimiz ile de konuştuk en kısa sürede yerini ayarlayacağız"
Allah Allah,
Bir yaşıma daha girdim.
Sayın Bakan,
Benim bildiğim, büyükelçi başka bir ülke başkentine atanır.
Trabzon nerenin başkenti de "kısa zamanda büyükelçi atanacak" acaba!
Sabah Gazetesi Yazarı Hasan Basri Yalçın:
"Gerçekten ihtiyacı olan insanlar tabii ki var.
Ama onlar hiçbir zaman "açız" demedi, demez.
Ama bundan böyle "millet aç" diye böğürenlerin ağzına kürekle vurmak lazım."
Muharrir Efendi!
En iyi vatandaş ses çıkartmayandır değil mi!
Gerçi çıkartsalar sanki çok duyuyorsunuz ya…
Kolayı seçip sağıra yatmak en güzeli değil mi!
Oh ne ala!
Vur eline çal ekmeği,
Aç kalsa, canı çıksa sessiz kalsın öyle mi!
Muhterem!
O kürek var ya, o kürek!..
Onun bir de sapı var,
Biliyorsun değil mi!
Aman dikkat et; maazallah, "böğürenler" dediğin o insanlar o küreğin sapı ile kovalamasınlar…
Hakarette menzilsiz bu akademisyen-yazar, bayramda Osman Gazi Köprüsü'nü kullanmış ve müthiş bir keşifte bulunmuş.
Şöyle diyor;
"Osmangazi Köprüsü'ndeki kalabalığı görünce aklınıza "geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz" terbiyesizliği geliyor.
Ulaştırma Bakanlığı bir zahmet açıklasa da görsek bayram süresince kaç araba geçmiş köprülerden."
Ulan oğlum,
Ya sen hesap bilmiyorsun ya dayak yememişsin!
Bir yıl 365 gün ve bir yılda iki bayram var.
O iki bayram ise toplamda yedi gün.
Geriye kaldı 358 gün…
"Trabzon'a büyükelçi atanacak" diyecek kadar derin bir devlet bilgisine(!) sahip Ulaştırma bakanı bile bu gerçeğin farkında ve "bir zahmet" susarken, böğürmek sana mı kaldı!
Bu köprü bayramlık mı da; sen, bayramlık ağzını açıyor ve ağzında kürekle konuşuyorsun!
Yoksa sana her gün mü bayram!
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ:
"14 Mayıs'ın akşamı Türkiye'de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılır.
Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb'ine hamdedenler olacak."
Hayırdır Efendi…
Adaleti eksik Adalet Bakanımız ahaliyi ikna edemedi mi!
Urfalı, "geç bunları anam-babam geç bunları" diyerek seni tınmadı, kulaklarını tıkadı, konuştuğun salonları mı boşalttı yoksa!..
Sen de, rutine dönüp büyüklerimin yaptığını yapayım dedin,
Ve kanun kılıcı yetmeyince Tanrı'nın kılıcını kuşanıp "temiz alın-secdede baş" edebiyatına başladın öyle mi!
Peki, bunları söylemeden önce aynada alnına baktın mı hiç!
Evet,
Bence de, "temiz alnını şükür için secdeye koyup hamdedenler olacak".
Amenna…
Ama senin hayal ettiğin gibi olmayacak,
Bu ülke, sen ve senin gibilerden kurtulduğu için olacak!..
Dostane laflar eden "mütedeyyin" muhteremler!
Size de bir çift kelamım var.
Öfke, kin, nefret ve hırs mı görmek istiyorsunuz;
O halde, yine ve yeniden okuyun Bozdağ'ın sözlerini…
Hala göremediyseniz ve hala inattaysanız,
Hala, "uçtu ama yine de oğlak" diyorsanız; akraba-i taallukatınıza bir bakın!
AKP'ye oy vermeyecek olan annen mi, kardeşin mi, yeğenin mi yoksa ablan mı şampanyacı!
Onların mı alınları kirli,
Secde nedir bilmezler!..
Buyur söyle mütedeyyin muhterem, söyle!..
Hırs demiş,
Kin ve nefret mi görmek istemiştin; al sana, hem de en alasından!
Buyur işte; nerene dayarsan daya!
Öfkeye gelince; evet, ben öfkeliyim öfkeleniyorum!
Ama hele bir sor; neden? diye…
İşte bu yüzden,
İşte bu utanması kalmamış yüzsüz yüzlerden,
Bu yüzsüzlüğün genelleşmesinden,
Dinsel müfterilerden,
Emevici ekabirlikten,
Toptancılıktan ve kategorize zihniyetten dolayı!..
Günün Sözü
Hatay, ülkemizde soğanın en çok yetiştiği ilk beş ilden birisidir.
Galiba bunu bilmeyen bir okurum; "Hatay'ın Hassa ilçesinde geçen gün 16 TL'ye aldım." demiş.
Onun hatırına,
"…ama soğan bugün de 25 TL." demeyip;
"Soğan, yetiştiği yerde/tarlada/Hassa'da bile 16 TL ise, Ankara'da 25 TL olması gayet normal" diyorum!
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Egemen T.