Erdoğan'a yakın olan Putin, İmamoğlu'na da mı yatırım yapıyor?
Abrek deriz ona,
İlginç bir adam…
Fotografik hafızası ve müthiş isim hatırlamasıyla hep dikkatimi çekmiştir.
Bir yere gelince veya bir ortama girince herhangi bir şekilde ve öylesineymiş gibi çevreye bakar,
Hani vardır ya; etrafa göz atmak tabiri,
Öyle ve onun gibi yani…
Ama algıda seçiciliği ve farklı farkedişiyle ortama dair nüansları hemen fark eder; senin-benim göremediğimizi görür ve sonra da, "filanca kişiyi gördünüz mü veya şunu fark ettiniz mi" diye soruverir.
Olay ve olgulara bakışı da böyledir.
Görünenden ziyade görünmeyene odaklanır.
Öyle ki,
2015'lerde yaşanan hendek olaylarında bile, bizler, iktidarın "vatan/millet/bayrak" hamasetiyle gözü kapalı şahlanırken; o hep, "yahu arkadaş, burada kafama yatmayan bazı şeyler var. Bu yaşananlar normal değil. Bunca olan şey, herhangi ve spontane olan şeyler gibi görünmüyor. Kör gibi bakmayın ve bir de tersinden bakmayı deneyin…" derdi ve bize farklı bir perspektif sunardı.
Ki onun, taaa o yıllarda, yaşananların daha dumanı tüterken koyduğu soru işaretleri yeni yeni dillendirilmeye başlandı!
Kısaca, kafası farklı çalışan biridir Abrek…
Geçen yine oturduk,
Düşünceliydi,
Kaşları çatık şekilde ve parmağını sallayarak başladı anlatmaya…
O anlattıkça ilgim daha bir odaklandı ve şaşkınlık içinde kaldım.
Şunları anlattı;
"Biliyorsunuz, Putin'le Erdoğan'ın arası çok iyi.
Erdoğan'ın, Putin ve Rusya ile olan iyi ilişkilerinin AKP için büyük avantaj sağlayacağı ve hatta seçimlerde doğrudan katkı sağlayacağı da söyleniyor.
Ki, Putin için bu yeni bir şey değil,
ABD seçimlerinde Putin ve Rusya müdahalesi hala konuşuluyor…
Bu, olayın görünen ve kamuoyuna yansıyan kısmı…
Ama tam olarak öyle değilmiş işte."
Abrek başka bir noktaya dikkat çekti.
Putin, kendisine çok yakın birkaç kişi vasıtasıyla muhalefetle de temas halindeymiş.
Hatta bir adım öteye giderek İmamoğlu'yla dahi irtibata geçtiği söyleniyor.
Önce, "acaba bu muhalefetin bir manevrası mı" diye düşündüm,
Ama sonra Putin'in ülkesel menfaatlerini önceleyen ve bu uğurda düne kadar herkesle iş tutan ve yeri gelince de gözünü kırpmadan düşman olabilen tavırlarını düşününce; "neden olmasın" dedim ve sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Hatta Abrek biraz daha ileri gidiyor ve ciddi bir nakdî meblağı da muhalefet lehine sahaya sürdüğü ve daha da süreceği dile getiriliyor.
Putin bu,
Yapar mı? yapar…
Hele de AKP iktidarının U dönüşçü politikalarını, biraz güçlenince veya Amerika'dan sert bir tavır görünce sergileyeceği kıvırgan siyaseti en iyi bilenlerden birisinin de Putin olduğunu düşününce; yaşanan bu yaptırımlar sürecinde Rusya için Türkiye'nin anlam ve önemini bilen Putin'in, işini şansa bırakmayıp; alternatifli çalışması, çok da yadırganası bir şey olmasa gerek!
Ki, ben olsam; ben de öyle yapardım!
Bence de, Rusya ve Putin cihetinden bakınca, son derece makul ve oldukça akıllıca bir yaklaşım.
Devlet olmanın gereği böyle olsa gerek,
Herif, Rusya'nın menfaatleri için günün koşulları neyi gerektiriyorsa onu yapıyor demektir.
Ve üstelik her türlü olasılığı göz ardı etmeden…
Teyit edilmemiş bilgi de olsa,
Abrek'in duyum ve söylemlerine çok itibar ettiğim için yazdım.
Eğer bu iddia gerçekse, Türkiye'nin seçimi Rusya'nın da seçimi gibi olacak galiba…
Yakında kokusu çıkar!
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.