Devletin başı şikayetlenirse, ahalinin işi Allah'a kalmış demektir!
İktidar şikayet ediyor,
"Paradan para kazananlardan,
Kredi alıp kötü kullananlardan,
Yatırım yapmayanlardan,
Stokçulardan,
Fiyatları ekstra artıranlardan…." şikayet ediyor.
Bu şikayetleri bir kaymakam, vali, il-ilçe belediye başkanı yapsa,
Veya çiftçi-esnaf örgütleri,
Yahut da TOBB, TÜSİAD, Ticaret ve Sanayi Odaları yapıyor olsa;
"Hadi neyse,
Kamu yönetiminde bir sorun var ve başka çareleri kalmamış demek ki" der ve hak verilebilir…
Başka?
2018'de ilk defa iktidar olan bir Cumhurbaşkanı söylüyor olsa,
"Hadi neyse,
İktidara geleli daha 4 yıl bile olmamış" der ve yine bir miktar hak verilebilir…
Öyle ya,
Kendinden önce, 16 yıl kesintisiz iktidar olan bir hükümet vardıysa,
Ve bu iktidar, sorunların kronik hale gelmesi ve hatta kurumsallaşmasına yol vermiş hatta işine geldiği için göz yummuşsa; doğal olarak, yeni iktidarın çözüm getirmesi ve hasarı 4 yılda ortadan kaldırması çok zor olur!
Ama arkadaş,
Bu şikayetleri, her sözü emir telakki edilen,
Bir talimatıyla akan suları durduran,
Yangınları bile bir talimatla söndürten,
Ve aralıksız, 20 yıldır iktidar olan bir Cumhurbaşkanı yapıyorsa; çok üzgünüm ama hak da verilmez, haklı denemez ve asla kabul edilemez!
Üstelik,
Bu halk ne istendiyse vermiş,
"Aldandım demişsin" inanmış ve yine vermiş,
"Hata ettik/Allah bizi affetsin" demişsin, yine inanmış yine tam destek demiş.
Yetmemiş,
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni getirelim; bu enflasyon, dolar-molar, kur-mur, faiz-maiz filan da neymiş; hallederiz…" demişsin;
"Eyvallah Reis,
Sen diyorsan tamamdır" deyip, peşinden gitmiş!
Tüm bunlardan sonra,
Her türlü yetkiyle mücehhez,
Güç ve kudret sahibi şekilde devletin zirvesinde ve tek yetkiliyken,
Kalkıp da şikayet edersen; olmaz, olamaz, kabul edilemez!
Sen çözüm merciindesin,
Artık senin şikayet etme hakkın yok!
El insaf be Muhterem,
Hadi, ben hata yapsam kendime veya aileme zarar veririm,
Bir işadamı hata ederse, en fazla şirketini batırır iflas eder.
Ama sen hata edersen,
Hatanı düzeltmezsen,
Üstelik hataya devam eder,
Çözüm yerine sorunu derinleştirirsen,
Tüm millet zarar görür, devlet yara alır, ülke sıkıntıya girer!
Çünkü, sen devletin başısın,
Antalya'da Tapu Kadastro müdürü değilsin!
Senin hata yapma lüksün yoktur!
Gündem ve Güncel
Şarkıcı Gülşen bir laf etmiş,
Halt da denebilir,
Şaka kaka olmuş,
Kanımca konuşmak bile gerekmez, bir bardak suda fırtına koparmaya değmezdi.
Neyse…
Ama asıl dikkatimi çeken, Gülşen'i eleştiren/taşlayan/recmeden/yargısız infaza mahkum edenlerin ne kadar samimi olup olmadıkları idi.
Ve aklıma Halil Cibran'ın sözleri geldi.
"Ey Kavmim,
Gündüzleri Maria Magdalena'yi faişe diye taşlar, geceleri koynuna girmeye çabalarsın…
Korkarsın kendinden olmayan herkesten,
Ve sen kendinden bile korkarsın…
Hazreti İbrahim olsan, sana gönderilen kurbanı pazarda satarsın.
Hazreti İsa'yı gözünün önünde çarmıha gerseler, sen başka şeylere ağlarsın…"
"Paradan para kazananlardan,
Kredi alıp kötü kullananlardan,
Yatırım yapmayanlardan,
Stokçulardan,
Fiyatları ekstra artıranlardan…." şikayet ediyor.
Bu şikayetleri bir kaymakam, vali, il-ilçe belediye başkanı yapsa,
Veya çiftçi-esnaf örgütleri,
Yahut da TOBB, TÜSİAD, Ticaret ve Sanayi Odaları yapıyor olsa;
"Hadi neyse,
Kamu yönetiminde bir sorun var ve başka çareleri kalmamış demek ki" der ve hak verilebilir…
Başka?
2018'de ilk defa iktidar olan bir Cumhurbaşkanı söylüyor olsa,
"Hadi neyse,
İktidara geleli daha 4 yıl bile olmamış" der ve yine bir miktar hak verilebilir…
Öyle ya,
Kendinden önce, 16 yıl kesintisiz iktidar olan bir hükümet vardıysa,
Ve bu iktidar, sorunların kronik hale gelmesi ve hatta kurumsallaşmasına yol vermiş hatta işine geldiği için göz yummuşsa; doğal olarak, yeni iktidarın çözüm getirmesi ve hasarı 4 yılda ortadan kaldırması çok zor olur!
Ama arkadaş,
Bu şikayetleri, her sözü emir telakki edilen,
Bir talimatıyla akan suları durduran,
Yangınları bile bir talimatla söndürten,
Ve aralıksız, 20 yıldır iktidar olan bir Cumhurbaşkanı yapıyorsa; çok üzgünüm ama hak da verilmez, haklı denemez ve asla kabul edilemez!
Üstelik,
Bu halk ne istendiyse vermiş,
"Aldandım demişsin" inanmış ve yine vermiş,
"Hata ettik/Allah bizi affetsin" demişsin, yine inanmış yine tam destek demiş.
Yetmemiş,
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni getirelim; bu enflasyon, dolar-molar, kur-mur, faiz-maiz filan da neymiş; hallederiz…" demişsin;
"Eyvallah Reis,
Sen diyorsan tamamdır" deyip, peşinden gitmiş!
Tüm bunlardan sonra,
Her türlü yetkiyle mücehhez,
Güç ve kudret sahibi şekilde devletin zirvesinde ve tek yetkiliyken,
Kalkıp da şikayet edersen; olmaz, olamaz, kabul edilemez!
Sen çözüm merciindesin,
Artık senin şikayet etme hakkın yok!
El insaf be Muhterem,
Hadi, ben hata yapsam kendime veya aileme zarar veririm,
Bir işadamı hata ederse, en fazla şirketini batırır iflas eder.
Ama sen hata edersen,
Hatanı düzeltmezsen,
Üstelik hataya devam eder,
Çözüm yerine sorunu derinleştirirsen,
Tüm millet zarar görür, devlet yara alır, ülke sıkıntıya girer!
Çünkü, sen devletin başısın,
Antalya'da Tapu Kadastro müdürü değilsin!
Senin hata yapma lüksün yoktur!
Gündem ve Güncel
Şarkıcı Gülşen bir laf etmiş,
Halt da denebilir,
Şaka kaka olmuş,
Kanımca konuşmak bile gerekmez, bir bardak suda fırtına koparmaya değmezdi.
Neyse…
Ama asıl dikkatimi çeken, Gülşen'i eleştiren/taşlayan/recmeden/yargısız infaza mahkum edenlerin ne kadar samimi olup olmadıkları idi.
Ve aklıma Halil Cibran'ın sözleri geldi.
"Ey Kavmim,
Gündüzleri Maria Magdalena'yi faişe diye taşlar, geceleri koynuna girmeye çabalarsın…
Korkarsın kendinden olmayan herkesten,
Ve sen kendinden bile korkarsın…
Hazreti İbrahim olsan, sana gönderilen kurbanı pazarda satarsın.
Hazreti İsa'yı gözünün önünde çarmıha gerseler, sen başka şeylere ağlarsın…"
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Feride
Nergis yildiz