Ben de merak ediyorum doğrusu…

“Adam suçüstü yakalanmış,
Tavuk kümesinden yumurta çalarken…
Üstü başı toz toprak içinde.
Tavuk tüyleri elbisesinin her yerinde.
Cepleri yumurta dolu…
Adamı mahkemeye çıkarmışlar.
Hâkim sormuş:
- Neden hırsızlık yaptın?
- Avukat istiyorum hâkim bey... Avukat olmadan konuşmam.
Hakim şaşırmış ve demiş ki:
- Yumurtalar cebinde... Kümesin içinde yakalanmışsın... Tavuk pisliği her tarafına bulaşmış... Hırsızlık yaptığına şahit çok...
Avukat gelip ne diyecek ki?
- Vallahi ben de onu merak ediyorum hâkim bey?..
Acaba avukat ne diyecek?..”
AKP İstanbul İl Kadın Kolları Kongresi,
Erdoğan şöyle demiş:
“Oylarımız arzu ettiğimiz seviyelerde değilse haneleri içerden fethedemiyoruz demektir.
Partimizi hak ettiği yere ancak kadınlar taşıyabilir.”
Doğru mu?
Evet doğru,
AKP’nin başarısında kadınların payı gerçekten çok büyük…
Ama hemen sonrasında şu cümleyi kurmuş:
“2028 yılındaki seçimlerde yeniden yüzde 50 oy oranına ulaşmak istiyoruz, sizden beklentimiz büyüktür.”
Buradan hareketle;
AKP’li kadınlar tıpkı eski günlerdeki gibi,
Kapı kapı,
Pazar Pazar,
Fabrika fabrika,
Atölye atölye dolaştığında,
Yaşanan geçim derdi ve ekonomik sıkıntılarla ilgili hemcinslerine ne diyecekler acaba?
22 yıldır kesintisiz iktidar olan AKP’yi nasıl savunacaklar?
Sorumlunun AKP olmadığına,
Ve çözerse yine AKP’nin çözeceğine nasıl ikna edecekler?
Doğrusu, bunu ben de çok merak ediyorum…
Neyi ve neden merak ettiğimi merak edenler için de somut bir veri:
AKP Ankara Milletvekili olan bir hanımefendi sosyal medyada paylaşım yaptıklarında zorbalığa uğradıklarını dile getirip şöyle diyor:
“Vekiller olarak dijital şiddet yaşıyoruz.
Çok dertli olduğumuz bir konu.
Şurada fotoğraf çektirelim, hemen altına ‘Zıkkım yiyin’ şeklinde başlayan çok acayip şeyler.
Çok can sıkıcı…”
***************
CHP ve Aday Tespiti
Değişen bir şey yok!
Görünürde bazı şeyler değişti ama maalesef muhalefet cenahında hamam da aynı tas da aynı.
Nasıl mı?
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi…
“Kazanacak Aday” aranıyor.
Altılı Masa kurdular,
İlke dediler, prensip vaaz ettiler,
İsmin önemi yok; en kolayı isim belirlemek dediler,
Toplantı fantezisine girdiler,
Süreci monotonize ettiler,
Sıktılar da sıktılar,
Ve son tahlilde,
Yumurta kapıya dayanınca,
Şapkadan tavşan çıkartırmış gibi “muhteşem ismi/Kılıçdaroğlu’nu” aday gösterip; dağa fare doğurttular!
Sonuç?
Tabi ki mağlubiyet!
Şimdi iki tane “Kazanacak Aday” var ama tartışma yine bitmiyor.
Gerçekten kabak tadı vermeye başladı!..
Tıpkı Altılı Masa sürecinde olduğu gibi,
Sanki “Muhalefetin adayı kim?” isimli bir dizi gösterime girmiş,
Her gün ama her gün bunu konuşuyoruz.
Ekrem İmamoğlu mu Mansur Yavaş mı?
Sıkılıyoruz be kardeşim,
Çok sıkılıyoruz!
Sıktınız artık!
Ahali fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüşken; siz, dam üstünde fındık kırma derdindesiniz!
Ne oldu be arkadaş! Ne oldu?
Kaybetme piskozu bitince, “Ya kazanırsam…” fobisi mi başladı yoksa…
O yüzden mi iktidarın yıpratması yetmiyormuş gibi biraz da biz yıpratalım ve Kılıçdaroğlu’ndan daha güzel kaybedelim de farkımız farkedilsin havasındasınız!
Bu arada,
Özgür Özel bir açıklama yaptı.
Bana çok ilginç geldi.
“Dün, aday geç belirlendiği için kaybettik! Bugün erken seçimin adayını erken belirleyeceğiz!” dedi.
Yahu,
Sayın Özel!
Allah aşkına, bu dediğine kendin de inanıyor musun?
Dün, adayı geç belirlediğiniz için değil; “kazanacak aday” diye diye, en kazanamayacak olan isim, aday yapıldığı için kaybedildi!
Dün, adayı geç belirlediğiniz için değil; “isimlerin önemi yok” denerek asıl niyetler gizlendiği için kaybedildi!
Diğer bir deyişle;
Adeta kaybetmek için gereken her şey büyük bir itina ile yapıldığı için kaybedildi!
Yeniden bugüne gelirsek;
Efendiler!
Artık adaylık konusunu konuşmayın ve konuşturtmayın,
Ne yapacaksanız veya yapıyorsanız yapın!
Ama zaten canı burnunda olan bu ahaliye bir de siz lanet ettirmeyin!
Sıkmayın, bezdirmeyin!
“İki Kazanacak Aday” varken, gündemi “Muhalefetin Adayı Kim” sorusuna hapsetmeyin!
Unutmayın ki;
En kötü karar, kararsızlıktan iyidir…
********************
Arif Nihat Asya demiş ki:
“Sessizce düşünsek duyacaklar bir gün,
Olmazları olmuş sayacaklar bir gün.
Onlar, bu vehimle ellerinden gelse,
Rüyalara sansür koyacaklar bir gün..."
Günün Sözü
Friedrich Nietzsche:
Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa, o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
zeki
egemen