Ama artık anla be Bay Kemal!..
CHP'de sular durulmadığı gibi daha beter bulanmakla da kalmıyor; ısındıkça ısınıyor.
Neler söylenmiş neler…
"Adaylığımı ben bile engelleyemem" gibi sözler sözler sözler…
Böyledir siyaset; gizli kalmaz bazı şeyler…
Sırlar ortalığa saçılır,
Etektekiler dökülür,
Ve hele de kronik kaybedişler sonrası; hain aranır ihanet dillendirilir!
Kazanılsa böyle olur muydu?
Asla…
Kazancın muştusu,
İktidar olmanın sarhoşluğu,
Muktedirleşmenin gazı ile her şey toz pembe gelirdi.
Afili sözlerle hava atılır, caka satılır, fiyaka dolu rövaşata atılırdı.
Hiçbiri olmazdı; bu olanların…
Ama siyaset de bir savaş gibidir; hezimet olunca kaybeden liderdir, fatura hep lidere kesilir!
Hele de lider basiretsizse, olacakları öngörmekten acizse, diyet veya herhangi başka bir saikle bakar körleşir ve illede koltuk derse; seyreyle sen gümbürtüyü…
Kendi eliyle bitirir itibarı,
Yitirir kazandıklarını,
Kaybeder; onurlu gidişi bile…
Kılıçdaroğlu'nun hali pür melali, işte aynen böyle…
Şarkıyla anlatırsak;
Yazık ettin yazık,
Sonuna kadar geldim aşkın
Kavuşamadım ben sana
Yetişemedim ben sana
Anlatamadım derdimi
Ağla gönül ağla…
***
İmamoğlu nereye koşuyor?
Siyasette zamanın ruhu ve zeminin uygunluğu vardır.
Ve zamanlama her şey olmasa çok şeydir…
Çok şeyin belirleyicisi ve sonraki sürecin sinyalidir…
Eğer bir lider,
Siyasal zemin etüdünü iyi yapamaz ve zamanın ruhunu kaçırırsa; Bor'un pazarı biter ve eşeği sürmeye başlar Niğde'ye…
İmamoğlu'na tavsiye;
Bor'da vakit öğle sonrasına döndü,
Gün batımı yakın ve akşam olur karanlığa kalırsan,
Sadece, derin derin sevdalara dalarsın!
Ve atı alan Üsküdar'ı geçmiş olur!
Şarkıyla anlatırsak;
Ara ara
Belki de bulursun…
Gündüz gece,
Yalvar yakar olursun…
Sende sıra,
Ne denir ki sana?
Geçmişler olsun, geçmişler olsun!..
***
Türkiye, İsveç'in NATO'ya girişine yol verdi!
Acaba neden?
Gerçekten vaat edilen şeylerden dolayı mı yoksa seçimi almanın bir diyeti olarak mı?
Vaat edilenlere bakınca; sadece …cek-cak dolu!
Somut bir şey ve vaatlerin garantisi yok.
Olan şey; sadece sözümüz söz denmesi ve birkaç blokajın kaldırılması…
Kenan Evren'de, 12 Eylül'de darbe yapmış yönetime gelmiş ve daha 4 gün sonra Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına girmesine onay vermişti.
Ve, "ne aldın da vetoyu kaldırdın?" diye soranlara demişti ki;
ABD'li General Rogers bana asker sözü verdi…
O Genaral Rogers, bir yıl sonra emekli oldu,
Ve dolayısıyla, verdiği sözler de kendisiyle birlikte tekaüt oluverdi,
Çöp oldu yani çöp…
Şarkısal uyarlama yaparsak;
Biz umutlar yolcusuyduk,
NATO sofrasında bir meze olduk!
Bizimde harcımız değildi veto,
Baltık ülkesinde kepaze olduk!
Demedim mi Haydar demedim mi sana,
Bu veto ediş yutar adamı!
Demedim mi Haydar demedim mi söyle,
Bu şerefsiz NATO satar adamı!..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Egemen Tuna