Abide-i Kibir; Fatih Terim..

Dünya yanıyor,
Abide-i Kibir; Fatih Terim..
Ortadoğu barut fıçısı,

Ülke, tarihinin en kritik belasıyla malul,

Gün geçmiyor ki; dünü aratacak yeni bir şeyler olmasın…

Ama bunlar kimin umurunda,

Olay geçti, Milli maç bitti, ama biz hala Fatih Terim ve Arda Turan konuşuyoruz.

Uçakta bir olay olmuş,

Olayın detayına girmeden; “Ama, fakat, lakin” demeden uçaktaki hadiseyi kınıyorum.

Çünkü yüzde yüz haklıyken bile, öylesi bir hak arama ve iddia edilen haksızlığa karşı gelme olmaz, olamaz.

Konunun Arda Turan ve Gazeteci kısmıyla ilgili bunları söyleyerek Fatih Terim kısmına gelmek istiyorum.

Fatih hoca basın toplantısına çıkmamış da, sanki karşısına dizi dizi sıralanmış, kendini suçlamak için hazırlanmış, bindirilmiş kıtalara meydan okumak için gelmiş,

Karşısındakiler muhabir değil de, sanki onu düşman ilan etmiş kişiler,

Kendisi her zamanki gibi “hatadan münezzeh” şekilde;  mağrur ve mütekebbir.

Adeta her sözünden “ben”lik akıyor; “ben, ben, ben” diye konuşurken,

Jest-mimiklerinden tutun, söylediği her cümle “ben”lik barındıran kibir, tekebbür ve saldırı cümleleri,

Ne sorulursa sorulsun, cevap veriş tarzı agresif, huysuz ve “ben merkezci”,

Allah razı olsun…

Dün’lerde yaptığın güzel işleri, başarıları, takım ve milli takımda gösterdiğin mücadele ve gayretlerini asla göz ardı etmiyoruz.

Ama Hocam bu kadarı da fazla,

Muhabir “hocam” diye başlayan soru cümlesini kurarken bile tedirgin,

Kaygılı ve endişeli,


“Acaba sorunun içeriğini bir kenara koyup söyleyeceğim masumane bir kelimeye mi takılır ki” düşüncesiyle terler halde,

Hani bir gün önce demişti ya Hoca; “sorun, her şeyi sorun, isterseniz yazılı sorun, yarın cevaplayım” diye,

Ama bir başka deyişle; adeta “hele bir sorun da görün gününüzü” dercesine,

Muhabir “hocam filan konuyu sordular ama bir kısmı gri kaldı” diye soruyor sorusunu yine,

O şahin bakışı ve haşin yüz ifadesiyle muhabire bakıyor!

“Nesini anlamadın, neresi gri kaldı” diye başlıyor, sanki “senin kafan basmıyor” dercesine…

Güya her şey sorulacaktı ve “Büyük Fatih Terim”de cevaplayacaktı tüm “gri” kalanları,


Ama sonunda ortaya çıkan kocaman bir “hiçbir şey”

Bakarsın bir maç kötü biter,

İzleyici burnundan soluyordur,

Hoca maç sonrası büyük bir vakar ve alicenaplıkla(!); “sorumlusu benim” der.

Güya oyuncularını koruyor,

Ama emin olun ki; o anda bile “ben”liğiyle diyordur dediklerini,

Oyuncuyu savururken bile, bu savunmanın öznesidir “Fatih Terim”,

Oyuncuyu linç ettirirken de, özne yine sevgili ve büyük Hocamız “Fatih Terim”dir.

Sevgili Fatih Hocamız,

(bu arada olur da bana da kızar diye kelimeleri seçerek yazmaya gayret ederken, ne yazacağımı şaşırdığımı da itiraf edeyim.(!)

Bazen vakti gelince çekilmeyi bilmek lazım,

Tamam “iyisin, hoşsun, babasın, büyüksün, başarı abidesisin” kendine göre,

Ama Namık Kemal gibi söyle ve; “Çekildik izzeti ikbal ile bab-ı Milli Takımdan” sözünü söyleyerek çekil,

Yahu artık “gölge etme başka ihsan istemez”.

Yahu siyasetçilerimiz gibi yapma artık,

“Ben varsam Türk Fufbolu var, yoksam yok” düşüncesini bırakarak çekil,

Yahu kibrini, enaniyetini, tekebbürünü, demogojik uslübünü ve o çooook yüce “ben”liğini de yanına al ve çekil,

Yeter ama gerçekten yeter,

Milletin bin derdi varken senin sayende “nurtopu gibi” Milli Takım sorunumuz da oluyor,

Yahu bir Hoca’dan ziyade bir demogog gibi, Demirelist bir politikacının; “tapulu arazime gecekondu yaptırtmam” der edalarını bırak ve çekil…

Ha şunu da söyleyeyim,

Artık “mızrak çuvala sığmaz oldu”,

Oluşu çirkin, şekli çirkin, tavır ve söylemlerin çirkin olduğu Arda Turan vakasıyla “İmparator’un çıplak olduğu” ortaya çıktı,

Yahu lütfen ama lütfen,

Daha fazla ne sen yıpran, ne de Türk Futbolu yıpransın,

Ne de, bu kadar mesele içinde bir de “Milli Takım” meselemiz olsun.

Çirkin hareketin faili, adını söylemeyip “O” diye bahsettiğin Arda Turan kadar ol,


Ve “Milli Takımı bırakıyorum, artık varlığımın faydadan ziyade zarar vereceğini ve faydalı olamayacağımı düşünüyorum” de ve git…

"Ben varsam her şey tamam, ben yoksam hiçbir şey yok” bencilliğini bırakarak git,

İnan “Hocam” gidersen “güzel ve güneşli günler görecektir Milli Takım”

Git yahu artık Hocam,

Bize Sezen Aksu’dan;
“İkimiz için de doğru olan böylesi, git…
İnan bize sandığın kadar üzgün değiliz, git…
İçimizde yepyeni bir hayata başlamanın
Sevinci ve heyecanı var, artık git…”


Şarkısını söyletmeden Sezen Aksu’nun şu sözleriyle “bir kendin bir de sen” git.

“Gidiyorum bütün başarılar benle
Gidiyorum gözüm sizin üstünüzde
Size korkular bıraktım bir de yeni başlangıçlar
Bir kendim bir ben gidiyorum”


Sen gitmiş ol,
Sen bırakmış ol,
Sen “büyük” ol,
İstersen Mevlana ol,
İstersen Şems-i Futbol ol,
Ne olursan ol,
Biz buna bile razıyız, yeter ki artık git “Hocam”...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Yıldız
    😁😁
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı