Neden bu Korona illeti bize musallat oldu?..

Değerli dostlar, gelin biraz da ibret alalım. Kainatta cereyan eden her şeyin görünen sebepleri vardır.
Neden bu Korona illeti bize musallat oldu?..
Bilimin işi bunları açıklamaktır.
Bir de görünmeyen yüzleri vardır.
Biz buna hikmet diyoruz.
Din de bunları açıklar.
Nasıl Oldu’dan ziyade, neden oldu'nun cevabını dinler verir.
Buna en güzel örnek, depremler, tufanlar gibi afetlerdir.
Nuh Tufanı görünürde çok büyük çapta bir sel baskınıdır. Koca şehir (ve dahi bütün yeryüzü) sular altında kalmıştır.
O'ndan gemisi olan Hz. Nuh kurtulmuştur.
Ancak, biz biliyoruz ki, hatta tüm semavi dinler biliyor ki, meselenin arka planı bambaşkadır.
Önemli olan bu hikmetleri görüp dersler çıkarmaktır.
Cenab'ı Hak, Yasin Suresi'nde bakınız ne buyuruyor "Ondan sonra milleti üzerine gökten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de degildik; sadece tek bir çığlık. (sayha-ses-emir).. O kadar, hemen sönüp gittiler" (28-29. Ayet)
Bir sayha, bir emir, yeter zalimleri helak etmek için.
Bu nedenledir ki Cenab'ı Hak, Haşir Suresi ikinci ayetinde "O halde İbret alın ey akıl sahipleri" diye ikaz ediyor..

Said Nursi Hazretleri, musibetleri, "Bir kısmı ihtar-ı Rahmânîdir (İlahi bir ikazdır). Nasıl ki çoban, gayrın tarlasına tecavüz eden koyunlarına taş atıp, onlar o taştan hissederler ki, zararlı işten kurtarmak için bir ihtardır, memnunâne dönerler.
Öyle de, çok zâhirî (görünen) musibetler var ki, İlâhî birer ihtar, birer ikazdır. Ve bir kısmı keffâretü’z-zünubdur (günahlara kefarettir). Ve bir kısmı, gafleti dağıtıp, beşerî olan aczini ve zaafını bildirerek bir nevi huzur vermektir." diye tarif ediyor.
"Musibetler, dergâh-ı İlâhîye sevk etmek için birer kader kamçısıdır." diyor.

Korona nasıl çıkarsa çıksın,
Kim ya da kimler çıkarırsa çıkarsın,
Şüphesiz tüm insanlığın çıkaracağı çok ibretler, bu hadisede gizlidir.
En doğrusunu Allah bilir.
Tabii, Korona insanlık tarihinde rastlanan ilk salgın veya helaket değil, son da olmayacak.
Ancak, Korona insanlığın en güçlü, teknolojinin alabildiğince geliştiği bir dünyada gerçekleşti.
Lakin, gözle görülmeyen bir mikrop, bütün Dünya'yı evlerine hapsetti.
İlk olarak da, Doğu Türkistan’da, milyonlarca Müslüman Türk'e gaddarane bir abluka uygulayan Çin’de ortaya çıktı.
Bu salgın, yıllardır, masum hayvanları, diri diri ateşlerde kızartarak yiyen Çin’de, hayvanlardan insanlara geçen bir virüsle başladı.

Herkesin zulmüne suskun kaldığı milyonlarca Çin'li burnunu dahi dışarı çıkaramadı.
Bütün Dünya'da yaşanan çatışma ve işgaller en çok çocuklara zarar veriyor.
Bu virüsden dolayı bir tek çocuklar ölmüyor.
Avrupa, milyonlarca Suriye’li mülteciye kapılarını kapattı.
Bu virüs, sınırmış, gümrükmüş dinlemiyor. Avrupa'yı, ABD'yi sallıyor.
Yıllarca, gelişmiş devletler, Afrika başta olmak üzere geri kalmış ülkeleri sömürdü.,
Bu virüs, fakir ülkeleri, Bangladeşi, Afganistan'ı, Somali'yi vs. teğet geçti.
Bu virüsle, herkes evine sığındı.
Çünkü evimizi ihmal etmiştik. Ailemizle vakit geçirmeye başladık.
Aile sofraları tekrar hayat buldu.
Dünyaya kazık çakacakmış gibi mal ve mülk sevdasına düştük. Sonunda Kolonya'ya, Arap sabununa kaldık.
Camilerde vakit namazlarında saflar teke düşmüştü.
Haftada bir gün Cuma'ya gidiyor, yarım saat tahammül edemiyorduk. Telefonlara bakmaktan hutbe dinlemiyorduk.
Camilerimize kilit vurdurduk.
Kabe'ye turistik gezi niyetiyle gidiyorduk. Selfi vermekten tavafa vakit kalmıyordu.
Yanı başındaki fakirden fukaradan haberimiz yok, her sene umre yapanlarımız vardı.
Umre'miz yasaklandı.
100 yıldır Mescid-i Aksa tutsaktı, ağlıyordu.
Şimdi kilit vuruldu.

Arap zenginler, Şeyhler yanı başlarında açlıktan kırılan Yemen'i, Afrika'yı görmüyorlar, uçak dolusu maiyetiyle tatillere gidiyorlardı,

Şimdi burunlarını dahi çıkaramıyorlar dışarı.
Sahte cennetleri korur sanıyorlar kendilerini.
Gazze'de 14 yıldır abluka vardı, kimse duymuyordu.
Şimdi tüm dünya karantina'da..
5 Yıldızlı otellerde iftarlar tertip ediyorduk,
Şimdi ev sofrasındayız. Bulgur pilavına, makarna'ya kaşık sallıyoruz.
İstesek de misafir çağıramıyoruz.
Daha fazla güç, daha fazla kalkınma uğruna doğayı kirlettik, şimdi apartmanlardaki kutu gibi evlere hapsolduk.
Dünyayı kazanmak uğruna ahireti unuttuk.
Şimdi Ölüm hepimizin ensesinde..
Dahası,
Karaya vuran balinaların ahı,
Avustralya’da Develerin ahı vs. vs.
O kadar çok günahımız var ki..

Değerli Dostlar,
Hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız.
Gelin bu musibeti, kendimiz, ailemiz ve tüm insanlık adına hayra çevirelim.
Öncelikle şu sosyal medya bağımlılığından,
Akıllı telefon bağımlılığından kurtulalım.
Onların bizi yönlendirmesine dur diyelim..
Kitap okuyalım.
Ailemizle sohbet edelim.
İhmal ettiğimiz aile büyükleri ve dostlarımızı arayalım.
Tefekkür edelim.
Dua hazinemizi geliştirelim.
Unuttuğumuz sureleri hatırlayalım.
Şer görülen şeylerde hayırlar vardır.
Bu karantinadan, tazelenerek çıkalım.
Tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirelim.
Vesselam..

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı