'Evet' Tayyip Erdoğan meselesi değildir

Değerli dostlar sosyal medyada dolaşan bir yazıyı konunun ehemmiyetine binaen köşeme aynen taşıyorum.
'Evet' Tayyip Erdoğan meselesi değildir
16 Nisan referandumu Tayyip Erdoğan meselesi değildir, 14 Mayıs 1950'de başlayan "Yeter Söz Milletindir" felsefesinin devamı olarak görülmelidir. Cumhurbaşkanı seçmek de, hükümeti idare etmek de iktidar olmak da milletin elindedir, "Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" ilkesinin bir gereğidir .

Türkiye istikrar için, İstiklal için, İstikbal için bir seçim yapacaktır. Çift başlılığın giderilmesi için var gücümüzle "Evet" için çalışacağız.

Şimdi müsaade ederseniz sosyal medyada dolaşan bu yazıyı, köşeme aynen alıyorum 16 Nisan referandumunun ülkemize barış, huzur ve istikrar getirmesi için sonuna kadar "Evet" diyorum.

"28 Şubatta bu Ülke nasıl soyuldu biliyormusunuz;

Önce pavyonda konsomatrislik yapan bir bayanı bulup, tesettüre soktular, 

Sonra onu sarık, sakal, cübbe temsiline uygun bir sahtekarın koynuna soktular ve canlı yayında bastılar...

Fadime Şahin hergün ekranlarda gözyaşı döküyordu...

Bir yandanda gerçekte esrar satıcısı bir uyuşturucu müptelası olan; Ali Kalkancı'ya sakal bıraktırılıyor, cübbe giydiriliyor, ekranlarda Cinci Hoca diye kafa sallarken gösteriliyor,

Sonra başka bir kadını tuzağa düşürülmesi Gazete ve Televizyonlara yansıyordu...

Bizler ekranlarda;
Fadime'nin gözyaşlarını,
Ali Kalkancı'nın kafa sallamasını, 
Ankara'nın ortasında toplu kafa sallayan sahtekarları izlerken,
Birileri 26 Bankanın içini boşaltıyor,
Bir yanda Hazine soyuluyor,
Hükümet devriliyor,
Bir yanda 
Faizler %70 ve birileri malı götürüyor ve
Enfalasyon almış başını gidiyordu...

Bizlere bu tiyatroyu seyrettirenler çoktan malı götürmüşlerdi bile...
Önümüze irtica
Yemini atmışlardı ve bizler sazan gibi üzerine atlamıştık...
Meşhur bir sözü var ya;
Eşşek eşşek olduğu halde, Aynı yolda iki kere çamura saplanmaz...
Ne garip; O günlerde insanlar faizler yüzünden Başbakanlığın önünde üzerine benzin döküp kendini ateşe verirken,
Esnaf Başbakana
Yazar Kasa fırlatırken, Gazeteler ve TV'ler ne hırsızlıktan bahsediyor,
Ne ülkenin soyulduğunu,
Nede 26 Bankanın içinin boşaltılıp İsviçre Bankalarına kaçırıldığını yazıyordu...

Yaşadığım Ülkemden ümidimi kesmiştim, saldım çayıra deriz ya...

Derken 
Sn. R.T Erdoğan geldi :
Hani yaşama gözlerini kapatmış bir insanın aniden gözlerini açması gibi bir şeydi... 
Bu zat hergün koşturuyordu,
Hergün açılışlar yapıyordu...
Yollar,
Hasteneler yapılıyor,
Yerin altından tüneller açılıp kıtalar birleşiyor,
Marmaray devreye giriyor,
Yerli tank,
Yerli Helikopter,
Kanal istanbul,
Hızlı Tren,
3.Köprü,
3.Hava Limanı,
Dünyanın 2.Büyük asma köprüsü, milyonlarca öğrenciye ücretsiz kitap ve tabletler dağıtılıyor,
Faizler %4 lere kadar iniyor,
Herşey yolunda gidiyor,
Engellilere maaş bağlanıyor,
İlk defa bu ülkede insan yerine konuyor, Türkiye yeryüzünde ki mazlumların umudu olmuşken, bir sabah baktım 17 ağacın yeri taşınacak diye İstanbul'da sokaklar ateşe veriliyor, bir anda ülke karanlığa gömülüyordu...

Ama dilimiz yanmıştı; Bu işte bir iş vardı,
Koç Ünversitesi yapılırken;
80 bin ağacı kesenler nasıl olurda Üniversitesini final döneminde tatile çıkarıp öğrencileri Taksime eyleme yollardı?
Nasıl olurda hergün 10 bin kumanya yollardı?
Duran adam Sırp çıkıyor,
Soyunan kadın Alman çıkıyor,
Gezicileri yönlendiren siyahlı kadın Amerikalı çıkıyor,
Konser veren piyanist Alman çıkıyor,
Almanya Sokakları yanarken ortada olmayan Claudia Roth Gezi Parkında en önde Polise hakaret ediyor.
Suriye'de milyonlarca insanın katledilmesini görmeyen CNN;
22 saat kesintisiz canlı yayın yapıyordu...

Bu işte bir iş vardı,
Faizlerle anamızı ağlatan bir bankanın genel müdürü canlı yayında iş çıkışı toplu olarak Gezi Parktayız diyordu..?

Niçin? 
Faizler yüzünden kendini yakan insanlara acımayanlar 17 ağaca mı acırdı?

Zevk için hayvanlara nasıl kurşun yağdırdığını anlatan Safarici Boyner; Gezi Parkına iniyor ben çapulcuyum diyordu.
Sokakları ateşe verenler,
Yüzleri, gözleri sarılı olan eşkiyalar,
Türkiye'nin en lüks otelinde ağırlanıyorlardı...

Olaylar her yanı sarmış;
Ve Sn. Erdoğan uçağa atlayıp sırtını dönüp Ortadoğu gezisine sessizce gitti. 
O giderken evde oturmuş gözlerimden yaşlar süzülüyordu,
Çünkü seni Menderes gibi asacağız diyorlardı.
Rabb'im o günleri bir daha yaşatmasın.

17 Ağaç için Türkiye'ye 100 milyar doların üzerinde zarar verenlerin sözcüleri Bülent Arınç'la görüşmeye gittiler.
Ne garip sokakları ateşe verenler dünyadan habersiz mallardı,

Ama sözcüleri 28 Şubatta ülkeyi soyan ve Erbakan Hükümetini deviren Beşli Çete diye tarihe geçen ekibin temsilcileriydiler.

Görüşmeden sonra kameraların önüne geçmişlerdi,
Bütün Türkiye onlara kitlenmişti, herhalde hükümetten 
bütün Türkiye'nin ağaçlandırmasını istediler diye düşünmüştüm,
Hükümetten isteklerini sıraladılar...

Kanal İstanbuldan derhal vazgeçilecek, 3.Hava Limanı yapılmayacak,
3.Köprü yapılmayacak,
Hidro elektrik santralleri yapılmayacak.

Televizyon başında şok olmuştum, Ağaç kimsenin umrunda bile değildi. Bunlar sanki Lozan'da ki İngiliz heyetiydi...

İnsanlar Sn.Erdoğan'ı anlamamıştı, medya gerçekleri yazmıyordu...

Türkiye kendi boğazlarını denetleme hakkına sahip olmayan,
Hiç bir yabancı gemiyi denetleyemeyen, para alamayan eli kolu bağlı bir ülkeydi.

İşte Sn. Erdoğan Kanal İstanbul Projesiyle canını ortaya koyuyordu,
Eğer Kanal İstanbul'u yaparsa;
Bütün yabancı gemileri Kanal İstanbul'dan geçirip hem denetleyecek, hemde milyarlarca dolar Türkiye para kazanacaktı,
İngiltere aylardır Sn.Erdoğan'ı tehdit ediyordu,
Kanal İstanbul'u yapamazsın,
Lozan'da verdiğiniz sözler var diye...

İngiltere'nin yapamadığını;
Bizden görünen Gezi Platformu Temsilcileri yapıyordu...

3.Hava Limanı Almanyanın pabucunu dama atacak,
Hava sektöründe Türkiye'yi Avrupanın merkezi yapacak bir proje,
Gezi Platformu derhal vazgeçilecek diyordu...

Sn. Erdoğan tamda bu sırada yurt dışından geri dönüyordu...
Gecenin bir yarısı ve insanlar sokaklara dökülüyordu...

Ve Sn. Erdoğan otobüsün üzerine çıktığında;
"Faiz Lobisi beni tehdit ediyor" diyecekti... 

İşte bu söz herşeyi,
Bütün meseleyi anlatıyordu...

Türkiye'yi geçmişte kendine borçlandırıp,
Maliyenin topladığı bütün vergiyi faiz olarak cebe indirenler,
12 yıldır Sn. Erdoğan'ın kesip ödemediği o paranın peşine düşmüşlerdi,
Bütün meselenin özü buydu...

Ve sokaklara dökülenler tezgahı görüyor, sanki dünyaya meydan okuyor "Dik dur, eğilme" diyordu...

Erdoğan dik durdu ve olaylar tam dindi, derken...

Bir sabah 17 Aralık Operasyonu yapılıyordu...
28 Şubatta kılıf İrtica,
Gezide Ağaç,
17 Aralıkta insanların en hassas olduğu noktadan vuruyorlardı Hırsız...

Yüzbinlerce Filistinliyi katleden Netenyahu'ya Otorite,
Filistin Kasabı Ariel Şaron'a Çığır Açan Lider diyenler,
Sn. Erdoğan'a Hırsız,
Haramzade, Diktatör, Yezid diyordu...

Polisin götürdüğü Para Sayma Makineleri,
Şike Davasında ki para dolu çantalar, Amerika'da ki bir uyuşturucu operasyonundaki fotoğraflar servis edilip, yem olarak önümüze atılıyor, Yatağın üzerine paralar serpiliyor, muhteşem bir Algı Operasyonu yapılıyordu...

Bizler Bu tiyatroyu seyrederken birileri Halk Bankası'na giriyordu...

Bütün gizli sırlarını,
Devletin en mahrem biligilerini götürüyordu...

Ne acı ki Kuzey Irak Petrolünün parasının Halk Bankasına yatırıldığı gün, Halk Bankasına operasyon çektiler...

Bir bakana verilen hediye yada rüşvet saat için ortalığı yıkanlar;
26 Banka soygununu görmeyen namussuzlardılar...

Yıllarca bu ülkenin iliğini kurutanları, Türkiye'den çalıp İsviçre Bankalarına götürenleri görmeyenler,
İran'ın Altın ticaretinden milyarları Türkiye'ye akıtan Rezza Zarrab'ı hedefe koyuyor,
Müthiş bir algı operasyonu yapıyordu.

Ve İran'ın Altın Ticaretinin önünü kestiler,
Yönünü Amerika'ya çevirdiler...

O kadar Alçaklar...

Benim dünyadan hebersiz arkadaşımda yazıyorlar;
Rezza'yı anlat, Rezzan'ın önüne yatarmısın
Eğer o parayı Türkiye'ye değil,
İngiltere'ye akıtsaydı;
Rezzan'ın önüne ben değil ama İngiltere Kraliçesi yatardı,
İşte siz bu kadar basiretsizsiniz..

Nelerden haberiniz var...

Önünüze attıkları yemi sazan gibi yutarsınız...

Bizler 17 Aralık'la uğraşırken;
Asıl bomba 25 Aralık'ta patlıyor.
Savcı 40 kişinin tutuklanmasını istiyordu,
Listenin ilk sırasında;
Kanal İstanbul,
3.Köprü,
3.Hava Limanı,
Marmaray ve Hızlı Treni yapan bütün firmaların sahiplerinin, kısacası Türkiye'yi uçuracak bütün projelere imza atan mütahitlerin tutuklanmasını istiyordu.

İşte gizledikleri asıl hedef te buydu...

Gezide başaramadıklarını 25 Aralıkta hırsızlık kılıfıyla yapmaya kalkıyorlardı.

Hırsız görmek isteyen POAŞ'ın nasıl alınıp satıldığına baksın...

KPSS,
Polislik,
Dil Sınavında
Sorularının nasıl çalındığına baksın...

İş Adamlarına şantaj yapıp haraç alanlara baksın...
Milletin yatak odasını röntgenleyip kayıt eden namussuzlara baksın...
MİT'e operasyon yapan hainlere baksın...

Deri, Kurban Bağışları toplayıp, müslüman kardeşi açlıktan ölürken, Yahudi ve ABD kuruluşlarına bağışlayanlara baksın...

Anlamıyormusunuz..?
Neden İngiliz Medyası,
Alman medyası,
İsrail medyası,
Doğan medyası ve Cemaat Medyası top yekün Sn.Erdoğan'a saldırıyorlar?

Hiç mi düşünmüyorsunuz?
Bu ülke soyulurken, Hazinenin ve 26 Bankanın içi boşaltılırken, bu ülkeye çivi çakılmazken siz bu medyanın sesini çıkardığını duydunuz mu?

Menderes alnı secdeli ve sizden biriydi, Halkın adamıydı,
O'na 12 uçak dolusu altın çalarken suç üstü yakalandı iftirasını attılar.

Sonunda Menderesi asıp Ülkeyi soydular...
Özal sizden biriydi,
Alnı secdeli bir adamdı,
Ona Diktatör dediler, tek adam dediler, zehirlediler ve ülkeyi soydular...

Ve Türkiye'nin başına gelmiş en dik duran, Alnı secdeli Cumhurbaşkan'ına aynı iftiraları atıyorlar,
Eşşek bile "aynı yolda iki kere çamura batmazken",
Biz halen mi uyanmıyacaz...?
Eskiden sosyal medya yoktu,
TV'lerde insanlara gerçekleri anlatmıyordu,
Özal ve Menderes'i yediler,

Ya şimdi?
Bütün TV ve Gazeteler el altında Yahudi ve İngiliz'lerin elinde bile olsa,
Sosyal medya var...
Hiç bir bahaneniz yok...

Tezgaha gelmeyin...
Önünüze atılan yemi yutmayın...


Bu ülkede Tam rahat bir nefes almaya başlamışken, sahip çıkmazsak, son pişmanlık fayda vermez...

Bu gün size dürüstlük nutukları atanlar varya; İşte onlar asıl namussuzların ta kendileridirler...

Vesselam...

Sizleri Allah için seviyorum...
Allah azze ve celleye emanet ediyorum."

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı