Yeni nesil kutuplaşma: ABD ve Çin… (2)
Önceki yazıda Sovyetler Birliğinin yıkılışından günümüze kadar geçen sürede Çin'in yükselişini/yükseltilişini anlatmıştık ve bugüne gelmiştik.
Kaldığımız yerden devam;
Biden'ın G7 ve NATO zirvesinde yaptığı ana vurgu hep Çin ve Çin'e atfedilen düşmanlık oldu.
Özetle, ne demişti Biden;
"Artık yeni kutup/yeni düşman Çin…
Artık masadayız…
Amerika geri döndü!.."
Yani, "Çin'e tanınan opsiyon bitti",
Yani, "NATO artık eski NATO değil",
Yani, "Trump döneminde başlayan cangıl bitti ve şimdi yeni bir evreye geçiyoruz" diyordu.
Biden bu sözleri sadece ve yalın şekilde Amerikan devleti nam ve hesabına söylemiyordu.
Asıl söyletenler, perde gerisinde ve kendisinin de başkan olmasını sağlayan/uygun gören "Güç ve Akıl" sahipleriydi.
Trump ve Trump döneminden farkı ise; "Düşman artık Çin" hedefine Biden'ın daha kurumsal bir yöntem izlemesidir.
Temelde, ABD'nin Dışişleri Bakanlığı/Savunma Bakanlığı/FED/CIA/FBI gibi kurumları,
Genelde ise BM/NATO gibi küresel/Uluslararası kurumlar,
Ve son tahlilde ise; ABD'nin diğer ülkeler üzerinde kullanabileceği her türlü baskı enstrümanlardır.
Şuanda bazılarını kullanarak başlayan bu süreç, yeri geldikçe hepsinin kullanımını da kapsayan bir yola doğru ilerliyor.
Özetle, Biden'ın Çin stratejisine "Kurumsal Trumpizm" sahne alıyor diyebiliriz.
Sovyetler Birliği bakiyesi Rusya ve Putin'e dair vurgu ve adımlar nedir peki, diyebilirsiniz.
Amiyane deyişle; Rusya'nın papucu dama atıldı,
Yani, ikincilleştirildi,
Yani, Rusya artık ana hedef değil.
Çünkü en büyük düşman artık Çin…
Bu nedenle de, yapılan görüşmede özellikle Ukrayna üzerinden gösterilen ama henüz tam tekmil kullanılmayan kozlarla Rusya'nın Çin'den uzaklaştırılması ve Çin'in en büyük müttefiki görünen Rusya'nın etkisizleştirilmesi istenmişti ve Rusya'yla görüşmenin önemi de bu bağlamdaydı.
Ama artık politikalar günün koşul ve anlamına uygun şekilde "yeni nesil diplomasi" çerçevesinde oluşuyor.
Nasıl'ına gelirsek;
Artık, yeni dönemin yeni enstrümanları var; Mikro düşmanlık/mikro kutuplaşma/mikrolaşmış küresel ilişkiler…
Yani, tıpkı hem savaşan-hem görüşen/hem hasım-hem dost/hem yaptırım-hem ticaret yapan bir ilişkiler konsepti çerçevesinde oluşan yeni/yepyeni bir durum.
Peki, Güç ve Akıl, ABD'nin karşısına Çin'i koyarak amacına ulaşabilir mi?
Bir şekilde ulaşabilir kanısındayım.
Nasıl, Çin'i büyütmeyi istediler ve büyüttülerse,
Nasıl, Çin'i tüm dünyaya yaydılarsa,
Nasıl, virüsü Çin'de başlattılar ve başına gelecekleri bilmesine rağmen, Çin buna engel olamadıysa;
Bu konuda da, planlarını realize edip/sürekli gözden geçirerek uygulayacakları kanaatindeyim.
Şimdi Avrupa Ülkeleri ve özellikle İngiltere başta olmak üzere, Çin harici tüm dünyanın, Çin'le bir şekilde/boyutta ve miktarda ilişki/ticaret ve iletişimde olduğu iddia edilecektir.
Ben bunun da, bu "yeni nesil kutuplaşmanın veya kutuplaşma sonrası yeni yüzyıl planının" bir parçası olduğu düşüncesindeyim.
Ama sakın ola ki; Sovyetler Birliği ve ABD'li çift kutuplu dünyanın soğuk savaş enstrümanlarını ve motiflerini görmeye çalışmayın.
Öyle bakarsak, yanılırız.
Yeni düzenin/yüzyılın ve yeni nesil kutuplaşmanın en büyük yansıması "kutupsuzluk görüntüsü ve işbirliği içinde hasımlık" olacaktır.
Çünkü başta ABD olmak üzere; başat ülkeler, ekonomik menfaatlerine halel gelmesine müsaade etmeyecek bir durum oluşturacaklardır.
Mesela, bir kalem ürünle ilgili, bir diğerine yaptırımcılık olacak ama başka bir kalem ürünle ilgili alışveriş yapılabilecektir.
Ki, zaten bunun donelerini de görüyoruz.
İroniyle söylersek; soğuk olmayan ama sıcak da olmayan bir savaşım/kutuplaşım/mücadele yaşanacaktır ve hatta yaşanıyor bile…
Tabir caizse, daha çok Rusların kullandığı "hibrit/bulanık ve doğrusal olmayan bir savaş"ın daha gelişmiş ve kapsamlısı sahne almış durumda.
Önümüzdeki günlerde Pandemi odaklı şekilde ABD-Çin ilişkilerinde, tazminatlar da içeren, ciddi gerilmeler olursa şaşırmayın.
Keza, öncelikle Güney Asya ve Pasifik merkezli bir yoğunlaşma gündeme gelecektir.
Hindistan/Pakistan/Bangladeş/Güney-Kuzey Kore/Japonya daha çok konuşulmaya başlanacaktır.
Hakeza, Çin'in Uygur Türklerine uyguladığı soykırım ABD tarafından bolca dile getirilecek olup; Çin'in köşeye sıkıştırılmasında kullanılacaktır.
Bunun yanında "Kuşak-Yol yani Yeni İpek Yolu" projesinin artık rafa kaldırılacağı ve yeni bir alternatifin dillendirilerek taraf ülkelere sunulacağı kanaatindeyim.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere; Çin'le, "çoklu/girift ve koparılmaz" ticari ilişkilere girmiş ülkelerin, bir şekilde ABD ile müttefikleşmeye zorlanacağı göz ardı etmemeliyiz.
Ki, ABD bu konuda, ülkelerin oluşan "yeni konsepte" yaklaşmalarını sağlayacak adımları atacaktır.
Bunun için de, bazen havuç gösterecek bazense sopa…
Özetle;
Artık "yeni nesil bir kutuplaşma" ve bunun diğer ucunda ise Çin var diyebiliriz.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Kaldığımız yerden devam;
Biden'ın G7 ve NATO zirvesinde yaptığı ana vurgu hep Çin ve Çin'e atfedilen düşmanlık oldu.
Özetle, ne demişti Biden;
"Artık yeni kutup/yeni düşman Çin…
Artık masadayız…
Amerika geri döndü!.."
Yani, "Çin'e tanınan opsiyon bitti",
Yani, "NATO artık eski NATO değil",
Yani, "Trump döneminde başlayan cangıl bitti ve şimdi yeni bir evreye geçiyoruz" diyordu.
Biden bu sözleri sadece ve yalın şekilde Amerikan devleti nam ve hesabına söylemiyordu.
Asıl söyletenler, perde gerisinde ve kendisinin de başkan olmasını sağlayan/uygun gören "Güç ve Akıl" sahipleriydi.
Trump ve Trump döneminden farkı ise; "Düşman artık Çin" hedefine Biden'ın daha kurumsal bir yöntem izlemesidir.
Temelde, ABD'nin Dışişleri Bakanlığı/Savunma Bakanlığı/FED/CIA/FBI gibi kurumları,
Genelde ise BM/NATO gibi küresel/Uluslararası kurumlar,
Ve son tahlilde ise; ABD'nin diğer ülkeler üzerinde kullanabileceği her türlü baskı enstrümanlardır.
Şuanda bazılarını kullanarak başlayan bu süreç, yeri geldikçe hepsinin kullanımını da kapsayan bir yola doğru ilerliyor.
Özetle, Biden'ın Çin stratejisine "Kurumsal Trumpizm" sahne alıyor diyebiliriz.
Sovyetler Birliği bakiyesi Rusya ve Putin'e dair vurgu ve adımlar nedir peki, diyebilirsiniz.
Amiyane deyişle; Rusya'nın papucu dama atıldı,
Yani, ikincilleştirildi,
Yani, Rusya artık ana hedef değil.
Çünkü en büyük düşman artık Çin…
Bu nedenle de, yapılan görüşmede özellikle Ukrayna üzerinden gösterilen ama henüz tam tekmil kullanılmayan kozlarla Rusya'nın Çin'den uzaklaştırılması ve Çin'in en büyük müttefiki görünen Rusya'nın etkisizleştirilmesi istenmişti ve Rusya'yla görüşmenin önemi de bu bağlamdaydı.
Ama artık politikalar günün koşul ve anlamına uygun şekilde "yeni nesil diplomasi" çerçevesinde oluşuyor.
Nasıl'ına gelirsek;
Artık, yeni dönemin yeni enstrümanları var; Mikro düşmanlık/mikro kutuplaşma/mikrolaşmış küresel ilişkiler…
Yani, tıpkı hem savaşan-hem görüşen/hem hasım-hem dost/hem yaptırım-hem ticaret yapan bir ilişkiler konsepti çerçevesinde oluşan yeni/yepyeni bir durum.
Peki, Güç ve Akıl, ABD'nin karşısına Çin'i koyarak amacına ulaşabilir mi?
Bir şekilde ulaşabilir kanısındayım.
Nasıl, Çin'i büyütmeyi istediler ve büyüttülerse,
Nasıl, Çin'i tüm dünyaya yaydılarsa,
Nasıl, virüsü Çin'de başlattılar ve başına gelecekleri bilmesine rağmen, Çin buna engel olamadıysa;
Bu konuda da, planlarını realize edip/sürekli gözden geçirerek uygulayacakları kanaatindeyim.
Şimdi Avrupa Ülkeleri ve özellikle İngiltere başta olmak üzere, Çin harici tüm dünyanın, Çin'le bir şekilde/boyutta ve miktarda ilişki/ticaret ve iletişimde olduğu iddia edilecektir.
Ben bunun da, bu "yeni nesil kutuplaşmanın veya kutuplaşma sonrası yeni yüzyıl planının" bir parçası olduğu düşüncesindeyim.
Ama sakın ola ki; Sovyetler Birliği ve ABD'li çift kutuplu dünyanın soğuk savaş enstrümanlarını ve motiflerini görmeye çalışmayın.
Öyle bakarsak, yanılırız.
Yeni düzenin/yüzyılın ve yeni nesil kutuplaşmanın en büyük yansıması "kutupsuzluk görüntüsü ve işbirliği içinde hasımlık" olacaktır.
Çünkü başta ABD olmak üzere; başat ülkeler, ekonomik menfaatlerine halel gelmesine müsaade etmeyecek bir durum oluşturacaklardır.
Mesela, bir kalem ürünle ilgili, bir diğerine yaptırımcılık olacak ama başka bir kalem ürünle ilgili alışveriş yapılabilecektir.
Ki, zaten bunun donelerini de görüyoruz.
İroniyle söylersek; soğuk olmayan ama sıcak da olmayan bir savaşım/kutuplaşım/mücadele yaşanacaktır ve hatta yaşanıyor bile…
Tabir caizse, daha çok Rusların kullandığı "hibrit/bulanık ve doğrusal olmayan bir savaş"ın daha gelişmiş ve kapsamlısı sahne almış durumda.
Önümüzdeki günlerde Pandemi odaklı şekilde ABD-Çin ilişkilerinde, tazminatlar da içeren, ciddi gerilmeler olursa şaşırmayın.
Keza, öncelikle Güney Asya ve Pasifik merkezli bir yoğunlaşma gündeme gelecektir.
Hindistan/Pakistan/Bangladeş/Güney-Kuzey Kore/Japonya daha çok konuşulmaya başlanacaktır.
Hakeza, Çin'in Uygur Türklerine uyguladığı soykırım ABD tarafından bolca dile getirilecek olup; Çin'in köşeye sıkıştırılmasında kullanılacaktır.
Bunun yanında "Kuşak-Yol yani Yeni İpek Yolu" projesinin artık rafa kaldırılacağı ve yeni bir alternatifin dillendirilerek taraf ülkelere sunulacağı kanaatindeyim.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere; Çin'le, "çoklu/girift ve koparılmaz" ticari ilişkilere girmiş ülkelerin, bir şekilde ABD ile müttefikleşmeye zorlanacağı göz ardı etmemeliyiz.
Ki, ABD bu konuda, ülkelerin oluşan "yeni konsepte" yaklaşmalarını sağlayacak adımları atacaktır.
Bunun için de, bazen havuç gösterecek bazense sopa…
Özetle;
Artık "yeni nesil bir kutuplaşma" ve bunun diğer ucunda ise Çin var diyebiliriz.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Murat Bukut
Ertan Karaman
Ahmet Karıcı
Burak Akyol
Birkan Duru
Devlet Dengir