Üzgünüm, canım çok sıkkın..!

Olanda da, olmayanda da hayra inanan biriyim.
Üzgünüm, canım çok sıkkın..!

"Şer gördüğünüzde hayır, hayır gördüğünüzde şer olabilir" itikat ve inancında biriyim.
"Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler" teslimiyetindeyim.
"Gün doğmadan neler doğar" diyerek ümidi canlı tutabilen biriyim.
Ama üzüntülüyüm ve canım sıkkın…
Ruhum daralıyor,
Gönlüm kasvette…
Yaşadıklarım, gördüklerim ve göğsümde ur'laşan adaletsizlik hissi üzüntümü kızgınlığa dönüştürüyor.
Tutuyorum kendimi; kırmamak, dökmemek ve yıkmamak için.
Yutkunuyorum; düğümleniyor sinirim boğazımda.

Sonra,
İçime dönüyor ve üzülüyorum, canım sıkılıyor yine…
TBMM'deki kavgayı düşünüyor; üzülüyorum.
Halkın geçim derdini düşünüyor; üzülüyorum.
İdlib'i ve sığınmacıları düşünüyor; üzülüyorum.
Şehitlerimizi ve ateş düşen ocakları düşünüyor; kahroluyorum.
Kadınlar gününde, kadına şiddete; üzülüyorum.
Putin'in üstenci, küstah ve sinsiliğini düşünüyor; delleniyorum.

Trump'a kızgınım,
Avrupa'ya sinirli,
Yunanistan'a agresifim.

Koronavirüs'ü düşünüyorum; canım sıkılıyor.
Böylesi bir veba, illet başımızdayken fırsatçılık yapanları görüyor; üzülüyorum.
Bir liralık malı yirmi liraya satabilen, ölü soyuculuğa; üzülüyorum.
Felaket anında bile ayrışan siyasete üzülüyorum.
Bencilliğe, nefsaniyete,  egoizme üzülüyorum.
Virüsten korkup Allah'tan korkmazlığa üzülüyorum.
Gördüğüm adaletsizlikler canımı sıkıyor.
FETÖ konusunda dengesizlikler sinirime dokunuyor.
Düne canım sıkkın,
Bugün üzücü,
Yarınları bıraktım, zaten.
Ertesi gün bile, meçhul.
Çok üzgünüm çoookkk…

Kastamonu'dayım,
Gidemiyorum İstanbul'a…
Trafiği gibi sıkışacak ruhum, yine.
Burada dostlar; iyi geliyor sıkıntıma.
Bir nebze olsun hafifletiyor; üzüntümü.
Ama yine de canım sıkkın, kalbim darlanmış.
Gitmiyor gönlümdeki o habis ur.
Tam oturmuş sanki; şurama…
Sol yanım kederli, müteessir ve kasvetli.
Çok sebepli bir yumruk vurulmuş sanki; yüreğime.
Aklım ihanet eder gibi…
Düşünmek yoruyor beni.
Zihnim tırmalıyor beynimi…

Yaradan'a sığınıyorum.
Her şeyi gören bilen var, diyorum.
Ol deyince olduran, gönüllerimizi imanla dolduran Allah'ım, diye el açıyorum.
Ferahlık diliyorum.
Bir nebze olsun hafifliyor; kederim, üzüntüm, can sıkıntım.
Ama hayat yine çekiyor beni; acı gerçekliğine.
Bakar kör olamıyorum, çünkü.
Üzüntü, kocaman bir diş ağrısı gibi oturuyor yüreğime.
İnceden inceye bir sızı gibi.
İçim acıyor; elimde değil.
Güzel dostlarla bile dalıp gidiyorum, bazan.
Yüzler silüete dönüşüyor,
Cismen oradayım ama zihnim alıp götürüyor beni…
Bir anda üşüşüyor; yumak yumak sorunlar.
Doluya koyuyorum almıyor,
Boşa koyuyorum dolmuyor…
O anda, tam o anda; çıkartıyor beni bir söz,
Omuzumda bir el; dost eli…
Bir an sıyrılıyorum üzüntünün girdabından,
Tebessüm ediyorum dostlara…
Ama sonra…
Sonra hissettiğim üzüntü ve üzüntünün kederi beni geçmişe götürüyor.
Neden ve nasıl aklıma geldiğini bilmeden,
Can sıkıntısı ve kederin savurmasıyla, galiba.

Trajikomik şekilde; dilimden dökülüyor ilginç bir şarkı sözü;
"Benim balonlarım vardı.
Onları kimler aldı,
Mutlu bayramlar vardı,
Kimbilir nerde kaldı…
O çocuk yüzlü bayramlar; şimdi nerdeler,
Hani nerde o ışıklar; çocuksu sevgiler,
Gitti mi yoksa yine gelir mi o günler,
Söylenen bütün masallara inanırdık.
Onlar mı bizi kandırdı biz mi aldandık,
Bayramları bekler bayramları yaşardık,
Bayramlar mı eskidi; bizler mi yaşlandık.."

Evet…
Keşke ben yaşlanıyor ve duygusallaşıyor olsam,
Üzüntüm, kederim tek bundan olsa,
Herşey ve herkes güzel, üzülen  tek ben olsam,
Çocuklar ağlamıyor,
İnsanlar evinde, yurdunda olsa,
Ocaklar mutlu tütse,
Hesapsız ulaşılsa; ekmeğe, aşa…

İşte o zaman, o zaman..
Ben de tıpkı Nazım Hikmet gibi;
"Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık…
Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak.
Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
Ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum vardı, ne böylesine hür."
... demeyi ne çok isterdim….


Not:

Bu arada haftasonu ligleri çığırından çıkaran hakem kararlarına üzgünüm.
GMG Kastamonuspor'a, Hatayspor'a, Trabzon ve Sivasspor'a yapılan yanlışlara ve lakayt kalan federasyon tutumuna üzülüyorum.

Acaba rahat uyuyorlar mı,
Vicdanları rahat mı?…

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Fatoş Aydın
    Bence hepsi rahat uyuyordur vicdanı olan kimse zaten yazdıklarınızı yapmaz inancımız sayesinde elbet cezası olacaktır ama bu gün ama yarın inşallah ülke olarak refaha kavuşur daha güzel yazılarınızda okumak nasip olur .
  • Ebru Aygün
    Çok özel bir yazı olmus çünkü aynı hisleri paylaşıyorum sizinle:( Ama inanıyorum sonu insallah güzel olucak bunca üzüntüden sonra.
  • Erol
    Cengiz-im, yüreğine sağlık.bu duygular içinde sanki beni yazmışsın.dini inançlarının ne denli güçlü olduğunu bildiğimden, dualarını esirgeme oğlum. Gözlerinde n öpüyorum
  • Asuman ŞENGÜL
    Çok manidar ve anlatılmak istenen tam da bu yüreğinize sağlık.
  • Özer Hızarcıoglu
    Allah sağlık dışında sorun vermesin, ınsallah yaptığınız iyilikler o kasveti, alıp götürecek. Cenabı haktan size sağlıklı hayırlı ömürler diliyorum.
  • Zafer Bilikli
    Özün kısası aslımızı unuttuk nefsimizin kölesi olduk ne Çanakkale ruhumuz nede şükrümuz kaldı içimize nifak tohumlarını etkiler şimdi hasatını yapıyorlar rabbim sen bu acizlikten gafletten uyan dir amin
  • Ali KAHRAMAN
    Ağzınıza, yüreğinize ve yazan ellerinize sağlık.. Üzülmek yok, gayret ve dua var.. Allah'a emanet olunuz. Saygılar..
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı Evden eve nakliyat