Türkiye'ye ihanetin bedeli..

Merhaba sevgili Ogün okurları yeni Bir Portre'de daha sizlerleyiz. Gün geçmiyor ki, şehit haberleri alarak içimiz yanmıyor.
Gün geçmiyor ki,şehit haberleri alarak içimiz yanmıyor. Bir Şehit acısı dinmeden diğeri ile uyanıyoruz. Ülkemiz, öyle bir ihanet şebekeleri ile sarılmış durumda ki, bu şebekeler maalesef Terör ile besleniyorlar ve Terörü besliyorlar, bizlerde her gün dozunu artıran bu şer örgütlerini Portremiz'de değerlendirdik.

“Bu ülkenin birliği, güvenliği, beraberliği ve “beka”sı için hiç tereddüt göstermeden şehadet şerbetini içenlerin  kanları asla yerde kalmayacak ve buna sebep olanların burnundan fitil fitil getirilecektir.”

Türkiye belki de son 30 yılın en büyük mücadelesini başlatmış durumdadır. Ve bu mücadele artık final noktasına doğru gitmektedir. Zaten Türkiye bu finali yapmadıkça da,  gerçek huzura kavuşacak gibi görünmemektedir. Ha… daha sonra dışarıdan Türkiye düşmanları neyi ve kimleri bela edecekler bilinmez ama şimdilik bu iki bela ile mücadele tüm hızıyla ilerlemektedir.

Bu iki tehlikeli örgütün birisi  yeni su yüzüne çıktı, diğeri ise 1980’lerde başlayarak son 20 yılımızda ülkemizin iliğini sömürdü, canlar yaktı, şehitler verdirdi.

Ekonomik ve toplumsal huzur olarak da ülkemizin baş düşmanı oldu.

Bu iki örgüt, görünürde birbirine zıt ve aykırı gibi  ve bugüne dek bir diğerinin düşmanı gibi görünse de; geldiğimiz noktada aslında aynı üst akıl tarafından yönetilen, Türkiye’ye düşmanlıkta birbirinden farkı olmayan piyonlar olduğu ortaya çıktı.

Bu iki örgütten "FETÖ" yıllarca ABD tarafından beslendi, kullanıldı ve son kertede gerçek yüzünü ve Türkiye düşmanlığını  aşikar hale getirdi. "PKK" ise hem ABD, hem Avrupa tarafından beslendi, desteklendi, büyütüldü ve ülkemizin başına bela edildi.

Bu iki örgütün başat olduğu şer ve düşman cephede şimdilerde yeni figüranlar  rollerinin gereği yerlerini almaya başladı. Şaşkınlıkla izliyorum bu koroyu; bugüne kadar düşman ve muhalif gibi görünenlerin aslında “yok aslında birbirimizden farkımız, biz Osmanlı bankasıyız” reklam sloganında olduğu gibi, ne kadar yapışık ve eküri oldukları ortaya çıktı.

Şimdi sizlere bir tablo sunmak istiyorum; Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı, kimlerin maskelerini düşürdü, kimlerin kimlerle iş tuttuğunu ortaya çıkarttı  ve herkesin gerçek yüzünü gösterdi.

Yukarda söylediğim ana iki örgüt yıllardır bir diğerini düşman ilan etmişken, bir anda yan yana geliverdiler. Bu iki örgütün faaliyetlerine destek verenlere bir bakın Allah aşkına…

PKK askerimizi, polisimizi şehit ediyor, masum insanları öldürüyor, kürt çocuklarını kandırıp, kız-erkek demeden dağa çıkartıp ölüme sürüklüyor; ülkemizde gaflet, dalalet ve ihanet içindeki bir kesim bu eylemleri tolere ediyor, nerdeyse alkış tutuyorlar.

PKK saldırıyor, şehitler geliyor, huzur kaçıyor, Doğan medyası bu eylemleri  makulleştirmeye çalışıyor, Paralel yapı medyası alkış tutuyor, MHP milliyetçilik adı altında karşı çıkar gibi büyük laflar ediyor, ama tüm bunlardan Erdoğan’a nasıl vururumun hesaplarını yapıyor.

CHP’ye bakıyosun, PKK’nın sivil kanadı, siyasi organı HDP’den bir farkı yok.  

İçerde bu cephe oluşurken, bu şer odaklarına İngiltere’den, Almanya’dan, Fransa’dan destek söylemleri geliyor. Almanya’da şerefsiz, adi, alçak bir parlamenter çıkıp “iki polis öldü diye kandil bombalanır mı” diyebiliyor ama için acısı bu ülkenin ekmeğini yiyip suyunu içen, şereften yoksun ihanet içindeki bir akademisyen aynı alçak söylemi dillendiriyor.

Bu tabloyu görürken Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitlerine şiirindeki şu beyitler aklıma geldi:

“Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer, Kaynıyor kum gibi mahşer mi… Hakikat mahşer”

Ne zaman ki Erdoğan “dünya beşten büyüktür” diye bu coğrafyanın da sahipleri var demeye başladı, dışarıdaki düşmanlar içerdeki kahpe maşaları hareketlendirdi. Ama kazın ayağı istediğiniz gibi olmayacak.

Erdoğan ve Türkiye nefreti sayesinde herkes eteğindekini dökmeye başladı; “sipere yatanlar, içinden Türkiye düşmanlığı besleyenler, kalleşler, kahpeler, çakallar, sırtlanlar, şerefli sandığımız şerefsizler, bilimsel, akademisyenler, kendini medeni sanan deni’ler, müslüman görünümlü paralel münafıklar, dini -cevşeni- Kuran’ı ihanetlerine alet emekten çekinmeyen takiyyeciler, İngiliz'in, Fransız'ın, Alman'ın kucağında erkeklik taslayanlar, Türk kimliği taşıyıp İngiliz’in değirmenine su taşıyan satılmış beyinler, gazeteci görünümlü hainler, siyasetçi sıfatlı, sanatçı kisveli, sosyetik züppeler, kendini bir şey sanan entel-danteller, namuslu sandığımız namussuzlar..”  Daha kimler kimler varmış da haberimiz yokmuş, şaşkınlıkla izliyorum.

Ne zaman ki; Erdoğan ABD ile mutabakata vararak, IŞİD ve PKK’nın ve bunların yanında Müslüman görünümlü paralel münafıkların imhası konusunda anlaşmaya vardı; yukarıda saydığım sürü, Türkiye düşmanlığı konusunda  harekete geçti ve -bu ülke onların neresine ne yapmışsa artık bilemem- zehirlerini kusmaya başladılar.

Normal şartlarda hiç yan yana gelmeyeceğini düşündüğümüz kesimler omuz omuza verdiler. Yahu dışarıdan gelen bir parmak şıklatmasıyla maşaya dönüşecek ne çok kahpe varmış ülkemizde de haberimiz yokmuş. İçimizde ne çok İngiliz, Alman, Fransız muhibbi varmış  da haberimiz yokmuş…

Doğru ya; biz herkesi kendimiz gibi bilmişiz, bu ülkenin ekmeğini yiyenlerin hain olacağını düşünmemişiz. Çünkü sütü bozuk ve kahpelik bu topraklarda olmaz bilmişiz..

Ama “hain iflah olmaz” sözü muvacehesinde tüm bu kesimlere buradan diyorum ki:
Başlayan süreçte Paralel Çete elebaşları, gerçek vatanlarına kaçmaya başladılar. Geride kalan Doğan medyasının paralı kalemleri ve “tertemiz” patronu da şimdiden asıl vatanları İngiltere veya Almanya’ya kaçmaya hazırlansınlar. Çünkü ihanet ettikleri bu ülke sizlere bunun bedelini ödetecektir.

Nasıl Paralelin elebaşı Fethullah denen din istismarcısının “bir gülüşüne tüm servetimi feda ederim” diyen hokkabaz, adaletten kaçarak Londra’ya gidip;  oradan “yalancı kahramanlık” taslıyor ise; sizleri de ancak orası paklar, sizi ancak orası kurtarır. Türkiye devleti'nin demir yumruğunu görünce bir yerlerinizin iki buçuk atıp soluğu bu ülkelerde alacağınızı bizler çok iyi biliyoruz.

Haaa.. Pensilvanya’daki  ağlayarak bu milletin  ekmeğine, imanına, inancına, yardımseverliğine adeta tecavüz eden Fetoş denilen o örgüt elebaşına sakın özenmeyin, ABD sizi kabul etmeyecektir. Çünkü; sizler ABD için kullan-at nevinden  bir tuvalet kağıdı gibiydiniz. ABD’nin sizlerle işi bitti, sizi ancak Avrupa ülkeleri paklar. Şunu iyi bilin ki; yakında sevgili hocanız da (hoca sıfatının da içine etti, hoca sıfatına kurban olsun)  ABD’den kovulacaktır, bunu biliniz, görünüz ve ayağınızı ona göre denk alınız.

ABD-Avrupa rekabeti sonucunda Amerika tarafından gözden çıkartılan PKK-FETÖ  için artık sonun başlangıcı safhasına gelinmiştir. ABD artık Türkiye ile uzlaşmış ve sizlerin  kaçacağınız tek yer, gerçek ülkeniz sevgili Kraliçe’nin memleketi İngiltere  ile ihanetin destek merkezi Almanya kalmıştır. Çünkü ABD bu coğrafyada ülkemize kötülük yaparken sizleri yeterince kullanmış ama bu coğrafyada Türkiye’nin ne olduğunu da görüp yeniden uzlaşma yoluna girmiştir.

Türkiye’nin Millileşmesine hiç kimse engel olamayacaktır, sizler de olamayacaksınız. Dışarıdan düşmanlık yapanlar, köpekleri besleyip havlatanlar, bugünler için siz şakaları besleyip sahaya sürenler bu ülkenin öyle kolay dize getirilmediğini gördüler ve göreceklerdir.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Artık bu ülkede isteyen istediği gibi at oynatamayacaktır. İçerdeki maşalar da;  Akın İpek gibi korkaklar Londra’dan üremeye devam edecektir. Kendini kahraman sanan savcıların, gazetelerde sahte kahramanlık taslayanların, akademisyenlik yapanların nasıl korkakça ve silik-sünepe şekilde sözde delikanlıların etek giyercesine  kaçtıklarını hepimiz gördük.

Çok yakında PKK’lı itlerin elebaşlarının da, paralel çete’nin münafık yöneticilerinin de, bunlarla iş tutan, güzellemeler yapan, gelişen Türkiye ve Erdoğan’ı takıntı haline getiren, kısaca bu vatana hainlik içeren tavır sergileyen herkesin sonu gelmiştir. Hiç kimse yaptıklarının yanına kar kalacağını düşünmesin, her şeyin hesabı sorulacaktır. 

Son olarak kendisini Türk medyasının “amiral gemisi” gören grup da, onun teröre övgüler sayan yazarları da, Grub’un şirkeleri de, terör ve terörizmle birlikte hareket etmenin, Demirtaş denen PKK savunucusu, kendini bir halt sanan, sahte kahraman ama içinde ihanet kokan,  eli kanlı -sözüm ona- siyasetçiyi yaldızlamanın bedelini ödemekten kaçamayacaklardır.  

Bu ülkenin birliği, güvenliği, beraberliği ve “beka”sı için hiç tereddüt göstermeden şehadet şerbetini içenlerin  kanları asla yerde kalmayacak ve buna sebep olanların burnundan fitil fitil getirilecektir. 

Yeni Bir Portre'de ülkemizdeki terörün ve destekçilerinin temizlendiğini, artık Şehit haberlerinin gelmediğini sizlere anlatacağımız güzel yazılarımızda buluşmak ümidi ile sağlıcakla kalın sevgili Ogün okurlarım.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı