Trump'ın kulağına takılan küpe…

Trump'ın kulağına takılan küpe…

Bütün dünyanın konuştuğu konu:
Trump’a düzenlenen suikast…
Aman be arkadaş! Ne çok fikri olanlar varmış da bu olayla birlikte ortalığa dökülmeye başladı.
Hem de envai çeşit; müthiş komplo teorileri…
Suikastçılık ABD tarihinin geleneğinde varmış da,
Abraham Lincoln’den Kennedy’ye pek çok başkana düzenlenmiş de,
Daha neler neler…
Trump’a yapılan bu suikast sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacakmış da,
Sadece Trump değil, Biden de imha sepetine koyulmuş da,
Bu suikast ABD’de yaşanan ciddi siyasal sıkışıklığın dışavurumu imiş de…
Neler neler…

Arkadaşlar!
Bir suikast girişimi ve onlarca senaryo/komplo teorisi var.
Gerçekten anlamak istiyorsak; basit/sade/yalın bakmak ve değerlendirmek zorundayız.
Sormamız gereken asıl soru şu:
Aslında ne oldu?
Hatırlarsınız,
Yaklaşık 6-7 yıldır yazılarımda sürekli “Güç ve Akıl Sahiplerinden”/”Doların Sahiplerinden” ve “Yeni Dünya Düzeninden” bahsettim.
Çok geriye gitmeyeceğim.
21 Mart 2023 tarihli yazımda şöyle demiştim:
“O birileri (Güç ve Aklı elinde tutanlar) istediği an, istediği coğrafyada, istediği ülkede plan ve stratejisine uygun kriz de çıkartabilir/kaos da yaratabilir/siyasal gidişatı da değiştirebilir, siyasal suikastlar da organize edebilir.
Böyle yazdığım için takdir ve tasvip ettiğimi asla düşünmeyin.
Ama ben, doğru veya yanlışlığı tartışmıyor sadece realiteyi dile getiriyorum.
Özetle,
Onlar için, her şey bir tuşa basmaya bakar,
Emin olun ki, her şey bu kadar basit…”

Bunları neden söyledim?
Çünkü Yeni Dünya Düzeni öyle bir sürece doğru ilerliyor ki feda edilmeyecek kişi, üzerine gidilmeyecek coğrafya ve kullanılmayacak enstrüman artık yok!
Her şey sahada/sahnede ve kullanımda…
8 Mayıs 2023 tarihli yazımda ise konu Amerika idi:
“Doların sahipleri, ya Dolar'ı ve Amerika'yı da gözden çıkarttıysa…
Yaklaşık beş senedir yazdığım gibi, bu süreç başladı ve devam ediyor.
Sadece Güç ve Akıl sahiplerinin yeni düzen planında önemli destinasyon olarak gördükleri ülkeler, bu sıkıntılardan azade kalabilecek veya daha az sıkıntı yaşayacak.
Ama bütün dünya şu veya bu ölçüde bu yeni kasırgadan nasibini alacak!
Batan ülkeler de olacak, değişen haritalar da, karışan toplumlar da, siyasi suikastlar da…
Değişen rejimler de olacak, yeni doğan ülkeler de…

Bugünün kudretlisi pek çok yönetimler, yerlerini yeni jenerasyon yönetimlere bırakmak zorunda kalacak….”

Yeniden “Aslında ne oldu?” sorumuza dönersek;
Yapılan bazı yorumlara gülüp geçiyorum.
Bazıları klişelerle uğraşırken,
Cambaza bakarken,
Nostaljik/tarihselci yorumlarla, suikastın tekniği veya suikastçıya dair ne/kim/niçin gibi sorularla uğraşırken, “o birileri” bir sonraki hamlesini başlattı bile…
Hep demiştim;
Dünyanın herhangi bir yerinde, yaşanan herhangi bir olay asla tesadüfi ve spontane değildir.
Bu olay da bunlardan birisi…
Sadece, ABD’de ve ABD başkan adayına karşı işlendiği için bu kadar gümbürtü koparttı.
Ki, bu da gayet normal…
Peki hiç düşündünüz mü?
Biden kazandıktan sonra yaşanan Kongre Baskını neydi?
ABD seçimlerine Rusya müdahalesinin sürekli konuşulması normal mi idi?
İran Cumhurbaşkanı’nın öldürülmesi/bir kaza sonucu ölmesi neyin sonucuydu?
Slovakya Başbakanı’na suikast girişimi, Ukrayna Dışişleri Bakanı’nın öldürülmesi sadece fanatizmi yüksek şahısların fevri ve münferit hareketleri miydi?

Arkadaşlar!
Cin şişeden çıktı ve pandoranın kutusu açıldı.
Bu suikastla verilmek istenen ana mesaj şu:
Amerika’nın başkan adayına ve üstelik kazanması muhtemel adayına böylesi bir girişim olduysa hiçbir ülkede hiçbir lider güvende değildir.
Güç/Akıl/Para ve Silaha sahip olanların oluşturmaya çalıştıkları Yeni Dünya Düzeni/Yeni Parasal Sistem için Amerika’nın da, Amerikan Başkanının da, Başkan Adayının da özel ve öznel bir önemi yoktur.

Şunu bilirsiniz;
En üst perdeden bir mesaj vermek için en büyük üzerinden bir eylem gerçekleştirip ve “buna bunu yapıyorsa bizlere neler yapar neler” dedirtmek istenir.
Bu olay tam da bunun somut ve en canlı tezahürüdür.
Bu arada,
O birileri, bir taşla tek bir kuş vurmayı asla düşünmezler.
Bir olayla pek çok sonuç almak isterler.
ABD seçimleri özelinde, zaten harekete geçilmişti.
Debase denilen Açık Oturum genelde Temmuz sonu veya Ağustos ayı içinde yapılırken bu defa 27 Haziran’da yapıldı ve Biden rezil edildi.
Buradan hareketle de diyebiliriz ki;
O birilerinin yapacağı bir atraksiyon için konu mankenlerinin haberinin olmasına gerek yok ve bence Trump’ın da bu suikasttan hem haberi yoktu hem de ihtiyacı yoktu.
Ama belki de biraz daha bilenmesi/radikalize olması ve başkan olduktan sonra o birilerinin doktrinleri doğrultusunda daha keskin hareket etmesi gerektiği için böyle bir aksiyon sahne aldı!
Aynı zamanda da, bence Trump’a “ayağını denk al/istediğimiz anda neler yapabileceğimizi gör ve kulağına küpe olsun” kabilinden ciddi bir gözdağı idi.

Arkadaşlar!
İdealite ile realite farklıdır.
Realiteyi pas ve es geçen idealite, fantastik bir ütopyadan öteye geçemez!
Kim ne derse desin,
İsterse, onlarca/yüzlerce yorum havada uçuşsun,
Amerikan Demokrasisi de/Küresel Demokrasi de ve Amerika’nın üçüncü dünyaya götürdüğü  -sözüm ona- demokrasi, özgürlük, insan hakları da sadece bir hikayedir.
Her şeyi elinde tutan bir yapım ekibinin hazırlattığı senaryonun filme alınmasından başka bir şey değildir.
Trump da, Biden de, Kamala Harris’de, İngiliz Başbakanı da, Fransa Cumhurbaşkanı da, Putin de, Çin Devlet Başkanı da, Türkiye de bundan bağımsız ve azade değildir!
Ve olamaz da!

Suikast olayına Biden-Trump bağlamından bakarsak;
Bahsettiğim filmde başrol oyuncu değişikliği vakti yaklaştı ve yeni başrol oyuncunun gündemselliğinin yaldızlandığı bir olaylar silsilesi yaşıyoruz.
Hal böyleyken konuya dair yorum yapanların pek çoğu, filme kendilerini öyle bir kaptırmışlar ki olaylar örgüsü ve başrol oyuncuyu kült hale getirip her şeyi onlar çerçevesinde değerlendirerek yapım ve senarist ekibini gözden kaçırıyorlar.
Bu ise gerçeklikten kopuk ve realiteden tamamen uzak/içi boş bir analiz zinciri oluşturuyor.
Basitleştirirsek;
Kurtlar Vadisi dizisine kendini kaptıranların Polat Alemdar karakteri için gazete ilanları vermesi,
Baba filminde Michael Corleone rolünün gerçek hayata uygulamaya kalkışılması,
Ve Beaky Blinders dizisinde Tomas Shalbe karakterine hayatın olağan akışının gerçek bir kişiliğiymiş gibi bir felsefe oluşturulması yanılsamasından başka bir şey değildir.
Bu diziler/filmler ve karakterler nasıl senarist ve yapımcının bir ürünü ise bugün yaşanan olayların da örgüsü ve karakterleri arka plandaki senarist ve yapımcıların uygun gördüklerinden başka bir şey değildir!

Sonuç:
Birileri tüm dünyaya dedi ki;
Herkes ayağını denk alsın!
Kimse güvende değil!
Dünyanın merkezi/Başkenti olan ve kendi yarattığımız başat bir ülkenin Başkan adayına bunu yapıyorsak; eylem planımıza ve yeni düzenimize ayak bağı olacak olanlara neler neler yaparız!
Bu böyle biline…
Diğer bir mesaj ise Trump’a;
Seni başkan yapmayı düşünüyoruz.
Olman için ölüm oyunu bile oynatırız.
Ama burnunun dikine gitme,
Sözlerimize iyi kulak ver yoksa kurşun kulağını koparmakla kalmaz; bir kulaktan girip diğerinden çıkar!




Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Hakan
    Kalemine sağlık Cengiz abi
  • Ahmet H.
    Başkanım daha önceki yazılarınızda dediğiniz gibi yaşanan herhangi bir olay asla tesadüfü spontane değildir. Bu olaylar silsilesinin devam edeceğini düşünüyorum kesinlikle katılıyorum size. Kaleminize sağlık başkanım saygılar.
  • Abdullah
    Ellerinize yüreğinize sağlık harika bir analiz herhalde birilerinin kulağına küpe olmuştur. Selamlar/Saygılar
  • YASİN
    Kalemine sağlık başkanım çok güzel yazı olmuş
  • Mehmet C
    Selam saygılarımla saygıdeğer Başkanım. Yeni sezonda takımımıza başarılar dilerim.her zman sizlerin yanında olacağız.
  • Cengiz
    Kalemine sağlık. Allah kötülere ve kötülük düşünenlere fırsat vermesin. Selamlar, sevgiler.
  • Ahlat
    Başkan harika bir yazı olmuş kutluyorum
  • Özgür
    Amerikan Demokrasisi de/Küresel Demokrasi de ve Amerika'nın üçüncü dünyaya götürdüğü -sözüm ona- demokrasi, özgürlük, insan hakları da sadece bir hikayedir. Kesinlikle aynı fikirdeyim. Kalemine sağlık başkanım
  • Semih
    Sen zaten yıllardır bu konuya parmak basıyordun. Yine çıktı
  • Ali ER
    Dünyanın derin yüzünü sanki bu kadar da açık etmezse miydiniz...?
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı