'Topal Ördek' Obama'nın son çırpınışları..
Adama sekiz yıldır neredeydin diye sorarlar.. 'Topal Ördek' niteliğindeki Obama devir-teslime iki ay kala -kendince- sorunları çözmeye çalışıyor. Avrupa ülkelerini ziyaret ediyor, Ortadoğu sorununu aşmaya çalışıyor ve ABD'nin oynattığı taşları -güya- yerine yerleştirecek.
Hadi oradan…
Sekiz yıl önce Başkanlığa gelirken bütün dünya mağdurları umutlandı. ABD ye ilk defa siyahi, Afro-Amerikan bir başkan geldi diye sevinç yarattı. ABD’de ezilen horlanan, yok sayılan zenciler, taşralılar, sahipsizler; Afrika’nın ezilen ve sömürülen halkları biraz olsun tebessüm etti,
Obama’nın gelişiyle keyiflendi.
İslam ülkelerinde ABD aleyhtarlığı azaldı ve az da olsa sempati oluştu.
Çünkü Barack Hussein Obama ezilenleri de anlayacak bir tarihselliğe sahipti.
Ama ne oldu?
Klasik bir Demokratlar refleksiyle hareket eden, korkak ve silik politikalar serdederek çözümsüzlüğü çözüm gören, karışıklık ve kronik çatışmalardan rant toplayan “Baron”lara uşaklık eder nitelikte iki dönem başkanlık etti.
Geldiği yeri de, geçmişini de, mazlumların hakkını da unutuverdi. Ve koskoca sekiz yılı “sıradan” bir ABD başkanı olarak yaşadı, geçirdi, bitirdi.
Aslında Obama sekiz yıl önce başkanlığa gelirken de aynı kişiydi. Fakat sempati duyanlar farkında değildi. Derisinin renginin temsil ettiği mazlumluk çağrıştırmasına aldanıldı, kanıldı.
Ama Obama “Tarla zencisi (Field Negro)” değildi. O bir “Ev zencisi (House Negro)” idi.
Malcolm X, tarla ve ev zencisini şöyle anlatır:
İki tür “zenci” vardı: “Ev Zencisi” ve “Tarla Zencisi”. Tarlada çalıştırılan “zenciler” beyaz efendileri hastalandığında onun ölmesi için, evinde yangın çıktığında da yangını büyütecek bir rüzgârın esmesi için dua ederlerdi. Evlerde uşak olarak istihdam edilen ve diğerlerine göre daha iyi giyinen, daha iyi beslenen “zenciler” ise, beyaz efendileri hastalandığında “Bugün hasta mıyız patron?” derlerdi ve evde yangın çıktığında onu söndürmek için efendilerinden önce koşarlardı…”
Obama da aynen böyle yaptı. Kendini oraya getirenlere borcunu ödedi, emirlerine riayet etti ve koca sekiz yıl hiçbir şey yapmayarak başkanlık yaptı.
Suriye sorununu başlattı ve öylece ortada bıraktı.Giderayak Rusya’yı suçluyor.
Irak sorunu ise kronik halde sürmeye devam ediyor ve tam bir kanayan yara durumunda.
Avrupa ise ne yapacağını bilmez bir halde, fırtınada savrulan gemi gibi.
Kişilikli bir “Devlet Adamlığı” gösteremedi ve ABD gibi dünya jandarması bir devleti Terör Örgütleri üzerinden “Vekalet Savaşı” yapar hale getirdi.
Dünyanın hemen her bölgesinde silik, kişiliksiz eylem ve tavırlarla “İtibarsızlaştırılmış” bir ABD algısı bırakarak gidiyor.
Gidiyor ama son demlerini yaşarken de durmuyor. Güya hesap kapatıyor…
Ama giderken daha büyük hatalar yaparak hesap kapatmaya çalışıyor.
Kendini zeki devlet adamı sanıyor, Türkiye’yi PYD/YPG üzerinden aldattığını sanıyor ve hala Kuzey Suriye’de Özel Temsilcisi kanalıyla hata üstüne hata yapıyor.
Irak, Kuzey Irak, Musul, Kerkük, Telafer’de yaptıklarıyla, aslında yapmadıklarıyla gerideki yangını körükleyerek gidiyor. Irak merkezi hükümetini bir mezhebi yapıya teslim ediyor ve adeta “benden sonrası tufan” deme umursuzluğu içinde gidiyor.
Korkuyor çünkü…
Trump gibi bir başkanın gelmiş olmasından dolayı başkanlık geçmişi için korkuyor.
Çünkü Trump radikal politikalarla, yeni reflekslerle, yeni bir diplomatik algı ve anlayışla geliyor. Bu da Obama’nın kendine has pasif, yanlış ve zayıf kişilikli yönetiminin zaaf ve hatalarını ortaya çıkaracaktır.
Eğer Bayan Clinton kazansa idi, değişen bir şey olmayacaktı, rahattı kazanacak diye, huzursuz değildi.
Ama “evdeki hesap çarşıya uymadı”
Herkes gibi Obama da yanıldı.
“Beyaz Amerikalı”lar kaybetti, mavi yakalılar beyaz yakalıları yendi, taşra kente galebe çaldı.
Her şeye rağmen, medyaya rağmen, anket firmalarına rağmen, paranın sahiplerine rağmen, Demokratlara rağmen Trump kazandı.
Artık ABD ve Dünya’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Trump ve ekibiyle birlikte yeni bir konsept devreye girecek.
İşte bu yeni yönetsel anlayış; Obama’nın da, Clinton’ların da ve onlara kampanyada bağış yapan FETÖ’nün de uykusunu kaçırıyor.
Gidiyor ama kendince şanlı, şerefli sekiz yıl geçirmiş gibi Trump’la ilgili güzel sözler ederek kendince olgunluk ve karizma yapmaya çalışıyor.
Her tarafın karizma olsa ne olur?
Trump bekliyor sadece; rutin sürecin sona ermesini, ipleri fiili ve resmi olarak eline almayı bekliyor. Yoksa senin hamaset kokan laflarına karnı tok. Senin ne olmadığını da, ne yapmadığını da biliyor, görüyor, gözlüyor.
Sayın Obama… yönetemeden yaptığın sekiz yıllık başkanlığınla ABD ve Dünya tarihine "silik bir kişilik" olarak not edileceksin.
Çünkü adın pasiflik, çözümsüzlük ve “özelliksiz liderliğinle” anılacaktır.
Konunun Türkiye ayağı ise çok farklı olacak artık,Trump kesinlikle Türkiye gereçeğini biliyor, Orta doğu politikalarını Türkiye'ye rağmen değil Türkiye ile çözmek içi n ciddi adım atacak.
Dostum Trump ile Dünya içinde ABD içinde Türkiye içinde güzel günler görüyorum.
Yeni Bir Portre'de buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım.
Sekiz yıl önce Başkanlığa gelirken bütün dünya mağdurları umutlandı. ABD ye ilk defa siyahi, Afro-Amerikan bir başkan geldi diye sevinç yarattı. ABD’de ezilen horlanan, yok sayılan zenciler, taşralılar, sahipsizler; Afrika’nın ezilen ve sömürülen halkları biraz olsun tebessüm etti,
Obama’nın gelişiyle keyiflendi.
İslam ülkelerinde ABD aleyhtarlığı azaldı ve az da olsa sempati oluştu.
Çünkü Barack Hussein Obama ezilenleri de anlayacak bir tarihselliğe sahipti.
Ama ne oldu?
Klasik bir Demokratlar refleksiyle hareket eden, korkak ve silik politikalar serdederek çözümsüzlüğü çözüm gören, karışıklık ve kronik çatışmalardan rant toplayan “Baron”lara uşaklık eder nitelikte iki dönem başkanlık etti.
Geldiği yeri de, geçmişini de, mazlumların hakkını da unutuverdi. Ve koskoca sekiz yılı “sıradan” bir ABD başkanı olarak yaşadı, geçirdi, bitirdi.
Aslında Obama sekiz yıl önce başkanlığa gelirken de aynı kişiydi. Fakat sempati duyanlar farkında değildi. Derisinin renginin temsil ettiği mazlumluk çağrıştırmasına aldanıldı, kanıldı.
Ama Obama “Tarla zencisi (Field Negro)” değildi. O bir “Ev zencisi (House Negro)” idi.
Malcolm X, tarla ve ev zencisini şöyle anlatır:
İki tür “zenci” vardı: “Ev Zencisi” ve “Tarla Zencisi”. Tarlada çalıştırılan “zenciler” beyaz efendileri hastalandığında onun ölmesi için, evinde yangın çıktığında da yangını büyütecek bir rüzgârın esmesi için dua ederlerdi. Evlerde uşak olarak istihdam edilen ve diğerlerine göre daha iyi giyinen, daha iyi beslenen “zenciler” ise, beyaz efendileri hastalandığında “Bugün hasta mıyız patron?” derlerdi ve evde yangın çıktığında onu söndürmek için efendilerinden önce koşarlardı…”
Obama da aynen böyle yaptı. Kendini oraya getirenlere borcunu ödedi, emirlerine riayet etti ve koca sekiz yıl hiçbir şey yapmayarak başkanlık yaptı.
Suriye sorununu başlattı ve öylece ortada bıraktı.Giderayak Rusya’yı suçluyor.
Irak sorunu ise kronik halde sürmeye devam ediyor ve tam bir kanayan yara durumunda.
Avrupa ise ne yapacağını bilmez bir halde, fırtınada savrulan gemi gibi.
Kişilikli bir “Devlet Adamlığı” gösteremedi ve ABD gibi dünya jandarması bir devleti Terör Örgütleri üzerinden “Vekalet Savaşı” yapar hale getirdi.
Dünyanın hemen her bölgesinde silik, kişiliksiz eylem ve tavırlarla “İtibarsızlaştırılmış” bir ABD algısı bırakarak gidiyor.
Gidiyor ama son demlerini yaşarken de durmuyor. Güya hesap kapatıyor…
Ama giderken daha büyük hatalar yaparak hesap kapatmaya çalışıyor.
Kendini zeki devlet adamı sanıyor, Türkiye’yi PYD/YPG üzerinden aldattığını sanıyor ve hala Kuzey Suriye’de Özel Temsilcisi kanalıyla hata üstüne hata yapıyor.
Irak, Kuzey Irak, Musul, Kerkük, Telafer’de yaptıklarıyla, aslında yapmadıklarıyla gerideki yangını körükleyerek gidiyor. Irak merkezi hükümetini bir mezhebi yapıya teslim ediyor ve adeta “benden sonrası tufan” deme umursuzluğu içinde gidiyor.
Korkuyor çünkü…
Trump gibi bir başkanın gelmiş olmasından dolayı başkanlık geçmişi için korkuyor.
Çünkü Trump radikal politikalarla, yeni reflekslerle, yeni bir diplomatik algı ve anlayışla geliyor. Bu da Obama’nın kendine has pasif, yanlış ve zayıf kişilikli yönetiminin zaaf ve hatalarını ortaya çıkaracaktır.
Eğer Bayan Clinton kazansa idi, değişen bir şey olmayacaktı, rahattı kazanacak diye, huzursuz değildi.
Ama “evdeki hesap çarşıya uymadı”
Herkes gibi Obama da yanıldı.
“Beyaz Amerikalı”lar kaybetti, mavi yakalılar beyaz yakalıları yendi, taşra kente galebe çaldı.
Her şeye rağmen, medyaya rağmen, anket firmalarına rağmen, paranın sahiplerine rağmen, Demokratlara rağmen Trump kazandı.
Artık ABD ve Dünya’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Trump ve ekibiyle birlikte yeni bir konsept devreye girecek.
İşte bu yeni yönetsel anlayış; Obama’nın da, Clinton’ların da ve onlara kampanyada bağış yapan FETÖ’nün de uykusunu kaçırıyor.
Gidiyor ama kendince şanlı, şerefli sekiz yıl geçirmiş gibi Trump’la ilgili güzel sözler ederek kendince olgunluk ve karizma yapmaya çalışıyor.
Her tarafın karizma olsa ne olur?
Trump bekliyor sadece; rutin sürecin sona ermesini, ipleri fiili ve resmi olarak eline almayı bekliyor. Yoksa senin hamaset kokan laflarına karnı tok. Senin ne olmadığını da, ne yapmadığını da biliyor, görüyor, gözlüyor.
Sayın Obama… yönetemeden yaptığın sekiz yıllık başkanlığınla ABD ve Dünya tarihine "silik bir kişilik" olarak not edileceksin.
Çünkü adın pasiflik, çözümsüzlük ve “özelliksiz liderliğinle” anılacaktır.
Konunun Türkiye ayağı ise çok farklı olacak artık,Trump kesinlikle Türkiye gereçeğini biliyor, Orta doğu politikalarını Türkiye'ye rağmen değil Türkiye ile çözmek içi n ciddi adım atacak.
Dostum Trump ile Dünya içinde ABD içinde Türkiye içinde güzel günler görüyorum.
Yeni Bir Portre'de buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
