Seçim sonrasının Kemal Derviş'i Mehmet Şimşek mi olacak?
31 Mart'ta seçim var ve herkesin ilgisi bu noktada…
Benimse, seçim sonrasında…
Neden?
Çünkü önümüzde seçimsiz geçirilecek çok önemli dört yıl var.
Niçin önemli?
Türkiye derin bir ekonomik kriz yaşıyor.
Bunun için derin/radikal ve keskin önlemler alınması şart.
Şuana dek alınabildi mi?
Maalesef yerel seçimler nedeniyle para politikasına ilişkin birkaç eylem haricinde bir önlem alınamadı.
Ama görüyorum ki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek seçim sonrası yapılacaklar için kolları sıvamış.
İçeride ve dışarıda yoğun görüşme/işbirliği ve istişare içinde…
Bir nevi 2001 Ekonomik Krizi sonrası yaşanan süreç gibi.
Daha önce de bahsetmiştim,
Süreç acı/acılı ve zor geçecek.
Zaruri yatırımlar dışında yatırımlar ertelenecek,
Devletin gelir artırıcı eylem ve önlemleri artırılacak,
Kamusal ve bireysel/toplumsal tasarruf (kemer sıkma) teşvik edilecek,
Acı reçeteler sunulacak,
Ve tüm bu yapısal/radikal önlemlere hemen her kesimin ortak olması/destek vermesi/kabul etmesi sağlanacak.
Ne için?
Enflasyon denen canavarın önce yavaşlatılması sonra durdurulması ve sonra tek haneye doğru indirilmesi,
Döviz krizinin aşılması,
Ve piyasaların normalleşmesi için…
Arkadaşlar!
Rahmetli Demirel enflasyon için "tek kollu canavar" derdi.
Israr ve inatla "enflasyon düşmeden ve fiyat istikrarı sağlanmadan bir ekonominin normalleşmesi mümkün değil" diye söylerdi.
Dün böyleydi ve maalesef bugün de böyle.
Bu bağlamda seçimden sonra adını sürekli işiteceğimiz kişi Mehmet Şimşek olacak gibi görünüyor.
Hatta hükümetin "kötü adamı/cimrisi ve en sevilmeyeni" olma pahasına Şimşek bu süreci başlatacaktır.
Çünkü yaşadığımız krizin ertelenmeye tahammülü kalmadı.
Eğer seçimden sonra bahsettiğim önlemler alınmaz, Şimşek'in planladığı süreç başlatılmaz ve acı reçete göze alınmazsa enflasyon çift hanelerde yapışkanlaşacak/fiyat istikrarsızlığı daha bir kontrolsüz hale gelecek/kurlardaki yükseliş ve döviz kıtlığı daha da artacaktır.
Bu ise Türk Ekonomisinde kronik kriz algısını pekiştirecektir.
Ama Erdoğan'ın/hükümetin ve özellikle Maliye Bakanı Şimşek'in buna müsaade etmeyeceğini; seçimin hemen akabinde bedeli ne olursa olsun önlemler paketini başlatacaklarını düşünüyorum.
Nasıl bu kanaate vardım?
Dışarıda finansal fonlarla, farklı ülkelerin merkez bankalarıyla, kredi derecelendirme kuruluşları ve yatırımcılarla yapılan görüşmeler,
İçeride Odalarla/Borsalarla/Birliklerle; kısaca tüm ekonomik paydaşlarla yapılan istişareler/yaşanan ekonomik tabloya dair politize olmamış aleni tespitler bunun en büyük işaretidir.
Aslında kredi derecelendirme kuruluşlarının Türk Ekonomisine dair tespit ve puanlamasından da bu izlenimi edindiğimi söyleyebilirim.
Özellikle yabancı finansörler/fon şirketleri ve kredi kuruluşları seçim sonrası ile ilgili bahsettiğim hususların realizasyonu konusunda hemfikirler…
TOBB/TÜSİAD/İşçi ve İşveren Sendikaları/MÜSİAD ve kamusal ekonomik birimler başta olmak üzere tüm paydaşların bu noktada hemfikir olmalarını görmek ümitlerimi yeşertiyor.
Bu arada sürecin sağlıklı yürütülmesi için dış kaynak/sıcak para girişinin de şart olduğu aşikar.
Bunun için de uluslararası finansla etkin ve derin ilişkilere sahip olan bazı kişilerin yoğun arka kapı diplomasisi içinde olduklarını biliyorum.
Nasıl biliyorum?
Çünkü bizzat işin içindeyim.
Aynı zamanda dış bağlantılarımla sürekli istişare halindeyim ve onlardan da bu yaklaşımı işitiyorum.
Mesela;
Aldığım duyumlara göre benim de yakinen tanıdığım ve bildiğim bazı fonlarla birkaç ufak pürüzler haricinde görüşmeler final noktasına gelmiş vaziyette.
Seçimden sonra bahsettiğim şartlar oluştuğu takdirde tek seferde 25 milyar dolarlık bir fon transferi olması kesin gibiymiş…
Bu meblağ ülkemize geldiğinde Merkez Bankası rezerv olarak da yükselecek ve rahatlayacak; Türk ekonomisinin 2025'e iyi bir geçiş yapacağı ekonomi çevrelerince konuşulmaktadır.
2028'e kadar geçecek üç-beş yılda on yıl vadeli fonların gelişi ise hazır haldeymiş. Hepsinin de beklentisi seçim sonrası hükümetin/Mehmet Şimşek'in başlatacağı reformist süreç…
Sonuç:
Seçim sonucu ne olursa olsun 1 Nisan'dan sonra bir buçuk-iki yıl sürecek acılı süreç başlıyor.
Bu sürecin Kemal Derviş'i Mehmet Şimşek olacak.
Başka yol/daha az acılı tedbir veya daha sıkıntısız bir alternatif yok mu?
Çok üzgünüm ki yok!
Çok üzgünüm ki yok!
Küresel ekonomide yaşanan sıkıntılar gelişen ekonomi kategorisinde olan Türkiye'nin, krizi aşmasını daha da zorlaştırdığı için sürecin tavizsiz yönetilmesi şart!
Başarabilir miyiz?
Taviz vermezsek tabi ki başarırız.
Ama seçim sonrası/seçim sonuçları çerçevesinde bir belirsizlik/kararsızlık veya önlemler konusunda zafiyet baş gösterirse başarı riske girer ve ağır bedeller öderiz!
Seçimden böylesi bir kompozisyon çıkabilir mi?
Böylesi bir durum her seçim sonrası muhtemel olduğu gibi maalesef bu seçim sonrası da muhtemeldir.
Umuyorum ve inşallah seçim sonrası süreç Maliye Bakanı'nın planladığı ve hükümet olarak mutabık kalındığı gibi gelişir ve yönetilir.
Umuyorum, sandıktan istikrarsızlık çıkmaz,
Ve umuyorum ki 2001 Ekonomik Krizi, nasıl önlemler tavizsiz şekilde pratize edilerek aşıldıysa bu defa da öyle olur ve bu zorlu ekonomik kriz sürecini atlatırız!
Şimdiden hepimiz için/ülkemiz için/devletimiz için hayırlısı olsun!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Rıdvan
Murat D.
Murat ÖZ
Ahmet K.
Salih
Hadi
B. Ş.
Cesur
Ahmet
Mehmet C.