Salgın, kontrolden çıktı mı yoksa..!
Virüs üzerinden "komplo Teorileri" peşpeşe geliyor.
Yok Rockefeller'in işiymiş,
Bill Gates zaten demişmiş,
Yok efendim, Rothchild'ler virüs üzerinden biyolojik savaş başlatmış,
Neocon ve Evangelistlerin "Kıyamet Savaşıymış",
Filanca kişi bugünleri zaten görmüş,
Falanca kişi kitabını yazmış,
Feşmekanca kehanetlerinde virüsten bahsetmiş…
Her geçen gün yeni bir senaryo, farklı bir kaynak gösterimi ve başka bir fail işaret ediliyor.
Neyse ne…
Virüs salgınına odaklanmak yerine virüs üzerinden teori üreten bilimsel senaristlere birkaç şey sormak istiyorum.
İngiliz Başbakanı ve Veliaht Prens pozitif.
Kraliçeyle ilgili bir sürü süpekülasyon var.
Koronavirüs’e rastlanmış diye.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler.
Olur mu olur; bilemem.
Mesela birkaç gün içinde Putin'in testi de pozitif çıkmış deseler şaşırmam.
Keza Trump'ın.
Hatta Merkel'lin, ABD ve AB'nin önemli isimlerinin, BM yöneticilerinin, Pentagon'dan, Neocon'lardan, NATO'dan bazılarının,
Ve dahi Rockefeller ve Rohtchild gibi küresel etkili ailelerin fertlerinin…
Şaşırmam artık.
Yoksa "Virüs Krizi ve Savaşı" kontrolden mi çıkıyor…
Galiba bizim ilimsel ve bilimsel komplo teorisyenlerimizin "Üst Akıl" tespiti net ve pek isabetli değil.
Eğer salgını çıkarttı denenler çıkarttıysa, neden kendilerine yakın olanlar da virüse maruz kalıyor.?
Bu zikredilen ve "virüssever" diye öne sürülen isimler Kraliçe'den daha mı güçlü ve muteber.?
Bahse konu, isimleri dolaşan aileler bugüne kadar Kraliçe'nin önüne geçebilmişler miydi.?
Ben sanmıyorum ama ortalık teoriden yıkılıyor.
Olur bunlar ve olacaktır da…
Ama bir "Küresel Hakimiyet Savaşı" var ve şuanda "Koronavirüs" silahıyla iyice harlandı, harlanıyor.
Emin olun, kimse güvende değil.
İki yıldır "Küresel hakimiyet savaşı ve yeni yüzyıl" oluşumuna dair o kadar çok yazdım ki; belki bıktınız, zaman zaman.
Ama artık iyice görünürleşti.
Sokaklarında onbinlerce asker gezen bir ABD izliyoruz.
Newyork sokaklarında asker sivilden çok.
Sizce bu askerler sadece "virüssavarlık" mı yapıyor.
Bu kısma özellikle dikkat edin; ABD’de sokakların sessizleşmesi ve askerin sokağa inmesi küresel bazda radikal değişim açısından oldukça ama oldukça önemli bir adımdır.
Çin’in Wuhan kentinde dile gelen virüs dünyayı dolaştı şimdiyse dünyanın iki kalbi ABD ve İngiltere’de.
Öncelikle şunu söyleyeyim; en büyük değişim, dönüşüm, yıkım ve inşa ABD ve Avrupa’da başlayacak ve olacak.
Bunun sinyalleri Çin’deki küresel varlıklar üzerinden verildi.
Şimdi ise sıra "söz sahiplerinin" gözbebeği ABD, İngiltere ve Almanya’da.
Haaa… Rusya unutuluyor sanılmasın.
Önümüzdeki günlerde Rusya ve ekonomisi, virüs yayılımı ve Putin üzerinden şaşırtıcı gelişmeleri bekleyelim.
Dünyayı yeni bir dönem bekliyor.
Ve dünya, virüsle yeni bir yüzyıla giriyor.
Yaşanan biyolojik bir olgu ve olay ama işin aslı bir doğum sancısının salgına dönüşmüşlüğüdür.
Bir de insanlara çip takılacakmış, robotize edilecekmiş, dijitalizasyon gelecekmiş, insanın nötralize edildiği bir değişim yaşıyormuşuz, deniyor.
Bunlar işin polemik yanı; Yeni Çağ'ın minik ve detay enstrümanıdır.
Bunların konuşulması, dilden dile dolaştırılması, sosyal ağlar üzerinden servis edilmesi bile cambaza bak cambaza kabilinden adres saptırma, hazmettirme ve aşinalaştırma çalışmalarıdır.
Konuya dönersek;
Üzerinde "Yeni Çağ" yazan kara tren finişe geldi sayılır.
Ve üzerinde "En Yeni Çağ" yazan Yüksek Hızlı Tren sefere başlıyor.
Önemli olan; kim kara trenden inebilecek, Yüksek Hızlı Trene binebilecek,
Kim kara trenden inmek istemeyip orada yok olacak,
Kim Hızlı Tren'e rezervasyon yaptırmış,
Kim Hızlı Tren sahipleriyle uzlaşmış, kim uzlaşamamış,
Kim otantik, nostaljik ve tarihselcilik içinde "kara trencilik" ısrarında,
Yüksek hızlı trenle yeni yüzyıl seyahatine mental, bilimsel, aklî donelerle kim hazır..?
İşte şuanda ülkeler ve liderler bu istasyondalar.
Birileri Hızlı Trene binecek,
Bazıları alınmayacak,
Bazısı kara tren kazasında yok olacak.
Ve bazısı ise ne yazık ki, kafası karışık şekilde hala bir karara varamamış; kendisini ve ülkesini "arafta" bırakmış olacak.
Dünden bugüne, ve bugün yaşananları soğukkanlı ve büyük resme odaklı şekilde okuyarak bir tespitte bulunmak istiyorum.
"Üst Akıl" denen mefhum öyle bir şey ki;
Bu konuya dair ahkam kesenlere, teori üretenlere, siyaset mühendislerine öyle karışık ve karmaşık sunumlar yapıyor ki; sürekli false flag (sahte bayrak) sallatıyor, yanıltıyor, tenakuza düşürüyor ve kendisinin haricinde her şeyi ve herkesi konuşturuyor.
Bütün bunlar olurken de, ilmik ilmik işlediği oyununu tıkır tıkır oynuyor, oynatıyor.
Verdiği "sahte teoriler" üzerinden "komplo"lar kurdururken kendisi atı almış ve Üsküdar'ı geçmiş oluyor.
O yüzden de;
Virüs Salgını’nın sebebi neymiş, kimmiş, kimlermiş gibi fantastik söylem ve uyarlamalara fazla itibar etmeyin ve hatta kafa yormayın.
Virüsle başlayan salgın, virüs aşısıyla sonlanacak ama artçı şokları virüsün kendinden beter sonuçlar doğuracaktır.
2020’nin ikinci yarısından itibaren küresel bazda, yıkıcı, değiştirici, dönüştürücü, yapıcı bir sosyal, siyasi, askeri ve devrimsel bir salgın süreci yaşayacağız.
Çünkü başlayan ve yaşadığımız felaket bir sel oldu; herkesi ve herşeyi önüne katmış gidiyor.
Bunu söylerken de kastım sadece görünen etkiden ziyade virüs perdesinin arkasında gerçekleşen radikal ve saklı yaşananlardır.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Bülent Arıtürk
Sedi Seyahlar
Aydın Er
Eldar E.
Hasan Peker
Mehmet Çetinkaya
Resul
Coşkun Doğmuş
Mehmet Ç.
Necmi Özdemir