Rusya karışır, Çin karıştırılır da; ABD sakin mi kalır, acaba?..
Yerkürenin hakimleri "Akıl ve Güç" sahipleri Almanya'ya mı yerleşiyor.?
Yerleşmek derken, aklınıza hemen "ikametgahını" aldırıp, Almanya'yı mesken tutmaları gibi algılamayın..
Yeni dönem yükselen yıldız olması cihetinde söyledim.
Ama bu başka, farklı ve stratejik…
Çünkü Amerika, Kongre Merkezi baskını sonrası, görüntüde hemen "stabilize" oldu ve normaline dönerek hayata devam ediyor, gibi görünüyor.
Ama işin aslı astarı öyle değil.
Biden'a Trump üzerinden mesaj verenler, açık-örtülü ama daha çok formülasyon içerikli mesajlar vermeye devam edecekler.
Rahat bırakmayacaklar.
Taktığı saatin değer ve markasının bile tartışılmaya başlanması, Biden'ın pek de huzur bulamayacağının işareti…
Önümüzdeki günlerde ABD seçimleriyle ilgili ciddi done, delil ve bilgi içeren belgeler gündeme gelebilir.
"…Yaaaa, gerçekten de Trump hile sonucu gitmiş/gönderilmiş/kaybettirilmiş" şeklinde bir kamuoyu oluşabilir.
Böylesi bir sürece girildiğinde kullanılabilecek/sokakları hareketlendirecek "zinde-sivil güçler" zaten hazır.
Kongre Merkezi Baskınıyla görünürlük arzetti, zaten.
Hele Biden'ın kabinesi netleşince, ekip tamamlanınca ve "tam ipleri elime aldım; şimdi icraat zamanı" dediğinde; belden aşağı vuruşlar, birilerinin geçmişini hatırlatarak yapılan siyasi linçler ve hatta fiili suikastlar gelebilir.
Biden'ın kabinesinden istifa etmek zorunda kalanlar/istifa ettirilenler olabilir.
Tüm bunlar olurken çok önce söylediğim gibi, siz Kamala Harris'e odaklanın.
Herkesle ilgili her türlü manipülatif söz/söylem ve iddia gündeme gelirken hatta kelle alınırken Başkan Yardımcısı ile ilgili belki de söylenebilecek çok şey varken, esasa dair hiçbir şeyin söylenmediğini/söylenemediğini göreceksiniz.
Sanki birilerince "korumaya alınmış" himaye altında gibi…
Birilerinin gözü gibi koruduğu bir isim, olduğunu göreceğiz.
Hatta saldırılar özellikle Biden üzerinden ve Biden'e dönük olurken bu hanımefendinin bazen susarak bazen hiçbir şey yapmayarak ve bazen de en kritik anda/yerde, en kritik çıkışla garip ve ilginç şekilde parladığını/parlatıldığını göreceğiz.
Hal böyleyken, yapılan Amerika’nın seçimi, sancıyı bitirmeyecek bilakis daha da artıracak.
Garip bir paradoks var, biliyor musunuz..
Biden'ın gelişi Rusya ve Putin'le ilgili yıpratma/karıştırma/destabilize etme çalışmalarını hızlandıracak/hızlandırdı bile…
Hakeza bugün yarın Çin ve devlet başkanı Jinping'le de ilgili başlayacak.
Çünkü asıl hedef, planın odak noktası ve zurnanın zırt dediği yer Çin.
Ama bumerang gibi..
Bu iki ülkede, görünürde Biden'ın yönetime gelmesiyle ve ABD eliyle başlayan/başlatılan "kargaşa/kaos ve siyasi/yönetsel stres" aynı veya daha farklı enstrümanlarla Amerika'yı da vuracak.
Görünür etkisi, belki daha az veya belirsiz gibi olabilir/sanılabilir. Ama Amerika için de, sular durulmayacaktır.
Şuanda dünyanın neresinde ne olursa olsun bu söylediğim denklemle uzak/yakın mutlaka ilgili ve ilintilidir.
Türk gemicilerin kaçırılması sizce tesadüf mü?.
Gemi Liberya bayraklı, sahipleri İngiliz, İstanbul'da ofisi var ve mürettebat Türk ve bir de Azeri. Yükü Nijerya'dan almış, Güney Afrika'ya götürüyor.
Gemide sadece Azeri kaptan öldürülüyor.
Çok ince, detaylı ve çoklu mesaj içeren bir operasyon. Tek hamleyle üç-beş ülkeye gönderme yapılıyor.
Başka bir durum; Çin-Hindistan sınırında çatışma oluyor. Bir rivayete göre yirmi bir başkasına göre 70'den fazla ölme/öldürme var.
Hindistan deyip geçmeyin. Şuanda dünyada nükleer güce sahip en önemli ülkelerden birisi ve hatta ilk sıralardakinden birisi denebilir.
İlk aklıma gelenleri söyledim ama pek duyulmayan, önemsiz gibi görünen ama birilerince oldukça ciddi mesaj içeren bu olayların sayısı artırılabilir.
Tekrar Almanya’ya gelirsek…
Şunu söyleyebilirim ki; yeni dönemin (yükselen gücü demeyeceğim çünkü Almanya zaten öyle) görünen gücü/gündemdeki coğrafyası ve adeta küresel yönetim merkezi Almanya olacaktır.
Küresel ayar vermeler Amerika’dan seslendirilse de, karargah Almanya'dır.
ABD-Almanya organizasyonu başlamıştır.
ABD "Güç" merkezi gibi görünse de, "Aklın" merkezi Almanya olacaktır.
Gücü de yöneten/yönlendiren ve hedeflere odaklayan "Akıl" olduğuna/olacağına göre farklı bir deyişle, artık ana kumanda merkezi Almanya'dır, denebilir.
Der Spigel ve The Economist dergilerinin kapak resimleri ve içeriklerini sakın es geçmeyin.
Bu iki dergi, sadece bir dergiden ibaret değildir.
Dünyanın en güçlü iki 'dergi'sidir.
Sözüm ona dergi ama sanki küresel kehanet ve gelecek şifrelerinin sunulduğu deklarasyon belgesi gibi…
Bu dergiler yaşadığımız Pandemi de dahil, Rusya-Çin-Amerika'nın yukarıda anlatmaya çalıştığım bugün ve yarınlarına da dair mesajları, son on yıl içinde farklı resim, slogan ve makalelerle vermişti…
Ve şuanda Trump'ın başına gelen, Putin ve Jinping'in başına getirilmeye başlanan durum da, iki sene öncesi Der Spigel kapağında işaret edilmişti…
Son yazılarımda hep dediğim gibi; 2021 çok ama çok zorlu/farklı ve müthiş sürprizlerle geçecektir.
Şimdilik bu kadarını yazıyorum ama önümüzdeki günler öyle gözlem, öngörü ve duyumlarımı paylaşacağım ki; "bu da mı oldu/oluyor yahu…" demekten kendinizi alamayacaksınız…
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Ertan Karaman
Erol AL
Engin Gürçay
Bülent Şef
Adem K.
Taha Bozkurt
Senra Mökükçü
Mehmet Demir
Mehmet Coşkun
Yılmaz O.