Ordumuz bizimdir, bizim kalacak...

Tarihin en eski ve güçlü ordularından birisi hatta birincisi olan Türk Ordusu Yahya Kemalin; "Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi. Senin uğrunda ölen Ordu, budur yâ Rabbi. Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!" diye şiirleştirdiği bir fetih ordusudur.
Ordumuz bizimdir, bizim kalacak...
Zaman Askerimize, Polisimize, Ordumuza sahip çıkma zamanıdır.

Çürük elmaları temizleniyor, temizlenecek ve bundan sonra da inanıyorum ki; ihanete asla aman verilmeyecektir.

Ama şimdi 15 Temmuz’daki kederimizin, üzüntümüzün, kızgınlığımızın bizi esir almasına fırsat vermeden TSK’ya sahip çıkma zamanıdır. Acımızı yüreğimize gömerek, Ordumuzu sarmak, bir ve beraber  olma zamanıdır

Çünkü başka Ordumuz yok ve bu bizim tek ordumuzdur. Toptancı bir yaklaşımla  üniformalı FETÖ teröristlerinden dolayı  tüm askerimize, subayımıza husumet  beslersek en büyük hatayı yapmış oluruz.

İşte asıl  o zaman FETÖ’nün tuzağına düşmüş oluruz. Bu alçakların 15 Temmuz darbesiyle birkaç hedefi vardı. Millet-Ordu birlikteliğinin sarsılması ve Ordu düşmanlığını körüklemek bu hedeflerinden biriydi.

Çünkü bu kanlı terör örgütü mensupları ve katil Gülen’nin amaçlarından bir başkası da kaos, karmaşa ve Devletin birimleri ve millet arasında güvensizlik, düşmanlık ve kin oluşturmak idi.

Bu hainler yüzünden asla ve asla TSK’yı zan altında tutarak tuzağa düşmeyeceğiz ve düşmemeliyiz. Aksi takdirde sonumuz felaket olur.

Hani bir söz vardır; “döveriz dövdürmeyiz” diye, biz de öyle yapmalı ve şuanda tüm gücümüzle Ordumuzun ve onun vatansever mensuplarının yanında olmalıyız. Tereddütsüz yapmamız gereken hainlerin ihanetiyle açılmış olan “yara”yı bir an evvel devlet-millet el ele şekilde tedavi etmektir.

Millet olarak biz koşulsuz şekilde Ordumuzu bağrımıza basmalı, yöneticilerimiz de bu kanser olmuş “habis ur”u temizlemelidir. Ki zaten şu anda Cumhurbaşkanı’mızın da, Hükümetimiz de bu temizliği en hızlı ve kararlı şekilde yapmak için büyük bir çaba sarf etmektedir.

Biz ordumuza “Peygamber ocağı” deriz, dedik ve  diyeceğiz. Hep de öyle olacaktır. Çürükler temizlenecek, sıkıntılar giderilecek ve Coğrafya’mızın en güçlü ordusu yine “Türk Ordu”su olacaktır. Münferit şekilde de olsa yeni yaşanan bu kanlı “asker üniformalı teröristlerin” saldırısı nedeniyle askerimize husumetle bakıldığını ve askerimizin de buna çok üzüldüğünü  etrafımızdan dinliyor, çevremizden işitiyor, medyadan okuyoruz.

Sakın ha ve lütfen; eğer bunu yaparsak Devletimize, ülkemize, vatanımıza en büyük kötülüğü yapmış oluruz. Hani bir baba  evladına  kızsa da, üzülse de ona bağrına basar ya… Biz de Ordumuza  o babanın yürekten sarılması gibi  sarılacağız, kucaklayacağız. Buna mecburuz ve başka yol yoktur.

Ordumuza inanmalıyız ve inanıyoruz, herkes de bu inançta olmalı ve  yeniden kavuşmalıdır. Bu ordu  4. Murat döneminde kelle isteyen “Yeniçeri Ocağı”nın ıslah edilip içlerindeki çürüklerin atılması sonrası Bağdat’ı fethetmesi gibi ülkemizin en büyük savunucusu ve en önemli gücü olmaya devam edecektir.

“Kazan Kaldıran”lar ıslah edilecek ve  o kazan başlarına geçirilerek, ihraç edilecek, kanunun gereği yapılacak ama Türk Ordusu ilelebet en büyük gücümüz olmaya devam edecektir.

Düşmanlarımızın beklediği zaten bizim millet olarak Ordumuza olan güvenin sarsılması ve “Peygamber Ocağı” algımızın yok olmasıdır. Şu ana dek Batılı devletlerin tavrına bakınca bile, bu husumeti, kin ve düşmanlığı görmekteyiz. Düşünün; darbe girişimi olmuş, 250 Şehidimiz ve yüzlerce yaralımız var ama bu alçaklar ve hainlerin destekçileri darbe başarısız olduğu için üzülüyorlar ve bizde zaaf oluştu diye nerdeyse “zil takıp oynayacaklar.”

Yani başımızı kaldırıp çevremize, gözü üzerimizde  olan hasım ülkelere bakınca onların  düşmanca tavırları bile her zamankinden daha çok bir ve beraber olmamızın gereğine işaret ediyor.

“Dosta güven, Düşmana Korku” salan Türk Ordusu aynı satvet, azamet ve izzetle ve aynı birlik, beraberlik vatanseverlikle  var olmaya ve gelişerek büyümeye devam edecektir ve etmelidir.

Kaldı ki; bu hainlerden dolayı kime kızıyoruz, “kınalı kuzular”ımıza mı, kendi evlatlarımıza mı, olmazsa olmazımız olan ordumuzun diğer vatanperver mensuplarına mı…

Ey Sevgili milletimiz; Anadolu’da  bir söz vardır: “Gavura kızıp oruç yenmez”diye…

Lütfen, Allah rızası için Cumhuriyet Tarihimizin en kritik günlerinde sakin, soğukkanlı ve uyanık olalım.  

Tuzağa düşmeyelim ve “Haçlı Zihniyeti”nin “bunları birbirine düşürdük, türk milletini ordusuna düşman ettik” diyerek elini oğuşturmasına asla fırsat vermeyelim. Tam tersi; şimdi askerimize, subayımıza daha sıkı sarılarak onları moralize edelim. Bu  demoralizasyondan bir an evvel çıkarak asli fonksiyonuna dönmesi için çaba sarfedelim.

Allah’ın izniyle biz bunun da üstesinden geliriz. Neler atlatmadık ki, aklı selimle hareket ederek “bu da geçer yahu” diye önümüze bakmalı ve millet-ordu ihtilafıyla düşmana koz vermemeliyiz.

Her zamankinden daha güçlü şekilde, dosta, düşmana “devlet-millet-ordu el ele” olduğumuzu  göstermeliyiz. Yaraları sarmalı ve Ordumuza sımsıkı sarılmalıyız.

Biz “asker millet”iz, Kurtuluş Mücadelesini de bu inanç ve anlayışla böyle yaptık ve kazandık. Aynı  duyarlılık, hassasiyet ve birlik içinde bunu da aşacağız. Yeter ki; aramıza ihtilaf ve ikilik girmesin. Biz de  tek Türkiye olarak uyanık olacağız ve düşmana fırsat vermeyeceğiz.

Millet olarak Şair’in dediği gibi; “Çok karakışlar gördüm, ben yine sarsılmadım” diyerek düşman çatlatırcasına   nifak ve husumetten uzak şekilde önümüze bakacağız.

Bu Ordu bizim, bu asker bizim….

FETÖ Gladio’su ve onun katil çakalları, “Hain iflah olmaz” sırrınca ihanetlerinin bedelini en ağır şekilde ödeyeceklerdir. Ama yeter ki; “At izini İt izine karıştırmayalım” ve Ordumuzda “çürük yumurta” mesabesindeki bu hainlerden dolayı geri kalanlara müttehem gözle bakarak demoralize etmeyelim.

Yazımı Yavuz Sultan Selim’in bir şiiriyle bitirmek istiyorum:

"Milletimde İhtilaf u tefrika endişesi
Kuşe-i kabrimde, hatta bikarar eyler beni
İttihatken savlet-i a'dayı def'a çaremiz
İttihat etmezse millet, dağdar eyler beni."


Yani;

Milletimin ayrılma bölünme endişesi, 
Mezarımda dahi rahatsız eder beni. 
Saldırgan düşmanlara karşı birleşmek iken çâremiz, 
Birlik olmazsa, kızgın demirle dağlanmış gibi yakar beni..

Yeni Bir Portrede buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı