Ne ara bu hale geldik ki; Şifa yerine lanet diliyoruz!..
Savaşta bile,
Silah silaha, göğüs göğüse savaşlarda bile bir "ahlak" var.
Hasımlıkta/rakiplikte ve hatta düşmanlıkta bile bir adap var, hukuk var ve haysiyetli bir duruş var.
Düşene vurulmaz,
Vurulana sövülmez,
Esire bile hakaret edilmez.
Hal böyleyken,
En şiddetli husumetlerde bile bir "insaniyet" varken;
Biz insanlığımızı nasıl ve ne ölçüde kaybettik ki; Covid gibi asrın vebası denecek bir virüse maruz kalan birine ağır/galiz ve gayri insani söz ve söylemde bulunabiliyoruz!..
Bırakın bu kişinin Cumhurbaşkanımız olmasını; herhangi biriyle ilgili bile, bu kem sözler nasıl edilebilir,
İnsan insana, nasıl bu kadar ağır/kötü/çok kötü temennilerde bulunabilir!..
Kaldı ki, Erdoğan sadece Tayyip Erdoğan değildir,
Sevsek de sevmesek de, tasvip etsek de etmesek de, o bizim Cumhurbaşkanımız.
Onun sağlığı devleti/herkesi/her şeyi ilgilendirir ve etkiler.
Arkadaşlar,
Hastalık/kaza-bela/ölüm gibi hadiseler hepimiz için olası ve muhtemeldir.
Herkese eşit mesafedeki ve engel olunamayacak musibetlerdir.
Yapmayın, etmeyin,
Böylesi anlarda din ne emreder, gelenek ve ananelerimiz ne söyler, Türk milletine yakışan nedir filan da demiyorum,
Sadece insanî boyutla bakalım,
Çünkü tüm dinler de, bütün milletlerin ananeleri de ve hatta en kindar toplumlar bile konu hastalık/ölüm vb. olunca sakinleşir; husumetini rafa kaldırır/kinini yutar ve rakibine/hasmına/düşmanına geçmiş olsun der.
Cumhurbaşkanımız Covid oldu,
"Yok şöyleymiş, yok böyleymiş,
Vay efendim keşke şu olsaymış,
Veya helva kavuruyormuş…" filan falan!..
Aklım/hafsalam almıyor,
Ne ara bu hale geldik,
Nasıl bu kadar vahşileştik ve insanlıktan çıktık!..
Bu sözlerime karşılık olarak "ama Cumhurbaşkanı da…" diye başlayan ve yaptığı iğrenç/acımasız/gaddar sözlere delil getirmek isteyenler olabilir.
Fakat/Lakin diye başlayan cümleler peş peşe gelebilir.
Kusura bakmayın,
Hiçbirini kabul etmiyorum,
Kabul edilebilir bile görmüyorum.
Velev ki, Erdoğan daha önce ağır bir söz etmiş olsun.
Velev ki, benzeri bir durumda farklı bir söz söylemiş olsun.
Ne yani,
"O böyle demişti, ben de onun için böyle diyorum" deme hakkı mı oluşuyor!..
Densizliğe/ahlaksızca acımasızlığa ve vicdansızlığa karine mi oluyor!..
Hanımlar/Beyler,
Ölüm Allah'ın emridir,
Hz. Adem'den beri ve kıyamete dek; belki de, en değişmez, tek gerçek ölümdür.
Ama bunun vaktini/şeklini/nasıl olacağını "fani ve kendisi de ölümlü" olan beşer bilemez.
Allah kimseye bu yetkiyi/hakkı ve bilgiyi vermemiştir.
Kimse istedi diye, kimse de ölmez.
O yüzden de silkelenip kendimize gelelim,
Kinimiz/nefretimiz/garezimiz gözümüzü kör edip insanlığımızı, ahlakımızı yok etmesin.
İnanın, insaniyet ve insafı da kaybedersek; hiçbir şeyimiz kalmaz.
Eleştirmek mi; dibine kadar yap,
Sevmemek mi; istediğin gibi davran,
Mağlup etmek mi; her türlü çaba senindir.
Ama bir insanın hastalığından ve maalesef ölümünü dilemek/ölümünden medet ummak ve oradan bir galibiyet çıkartmaya çalışmak insan türü için bir utanç vesikasıdır.
Zillettir, acziyettir ve zavallıcalıktır.
Halbuki, Kılıçdaroğlu'ndan Akşener'e, Davutoğlu'ndan Babacan'a, Gültekin Uysal'dan Karamollaoğlu'na kadar siyasi liderler ne güzel tavır sergilediler ve büyük bir nezaket ve zarafetle şifa dileklerini ilettiler.
Onlar ki; en ağır eleştiri, söz-söylem ve hasımlık içindeydiler.
Ama konu hastalık olunca, kılıçları kınına soktular ve en insani reflekse büründüler.
Olması gereken de bu idi…
Cumhurbaşkanı'mızın Covid olması nedeniyle ağzından salyalar akarak, ağır söz-söylem ve temenni içinde bulunanlara sesleniyorum,
El insaf,
El vicdan…
Unutmayın ki bu dünya, etme bulma dünyası!..
Lütfen silkinin ve kendinize gelin,
Ölüm temennileri, sevinç çığlıkları, oh olsun dilekleri döner gelir kendinizi vurur.
Yapmayın, etmeyin,
Bize yakışmaz,
"Biz"i de geçtim; insan olmaya, insanlığa yakışmaz.
Şiddetle kınıyorum, esefle karşılıyorum ve teessüfler ediyorum.
Yazık, çok yazık!...
Not:
Cumhurbaşkanımız ve eşine çok geçmiş olsun,
Tez zamanda iyileşerek sağlığına kavuşmasını diliyorum.
Allah, sağlık/sıhhat /afiyetler versin ve şifasını eksik etmesin!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Silah silaha, göğüs göğüse savaşlarda bile bir "ahlak" var.
Hasımlıkta/rakiplikte ve hatta düşmanlıkta bile bir adap var, hukuk var ve haysiyetli bir duruş var.
Düşene vurulmaz,
Vurulana sövülmez,
Esire bile hakaret edilmez.
Hal böyleyken,
En şiddetli husumetlerde bile bir "insaniyet" varken;
Biz insanlığımızı nasıl ve ne ölçüde kaybettik ki; Covid gibi asrın vebası denecek bir virüse maruz kalan birine ağır/galiz ve gayri insani söz ve söylemde bulunabiliyoruz!..
Bırakın bu kişinin Cumhurbaşkanımız olmasını; herhangi biriyle ilgili bile, bu kem sözler nasıl edilebilir,
İnsan insana, nasıl bu kadar ağır/kötü/çok kötü temennilerde bulunabilir!..
Kaldı ki, Erdoğan sadece Tayyip Erdoğan değildir,
Sevsek de sevmesek de, tasvip etsek de etmesek de, o bizim Cumhurbaşkanımız.
Onun sağlığı devleti/herkesi/her şeyi ilgilendirir ve etkiler.
Arkadaşlar,
Hastalık/kaza-bela/ölüm gibi hadiseler hepimiz için olası ve muhtemeldir.
Herkese eşit mesafedeki ve engel olunamayacak musibetlerdir.
Yapmayın, etmeyin,
Böylesi anlarda din ne emreder, gelenek ve ananelerimiz ne söyler, Türk milletine yakışan nedir filan da demiyorum,
Sadece insanî boyutla bakalım,
Çünkü tüm dinler de, bütün milletlerin ananeleri de ve hatta en kindar toplumlar bile konu hastalık/ölüm vb. olunca sakinleşir; husumetini rafa kaldırır/kinini yutar ve rakibine/hasmına/düşmanına geçmiş olsun der.
Cumhurbaşkanımız Covid oldu,
"Yok şöyleymiş, yok böyleymiş,
Vay efendim keşke şu olsaymış,
Veya helva kavuruyormuş…" filan falan!..
Aklım/hafsalam almıyor,
Ne ara bu hale geldik,
Nasıl bu kadar vahşileştik ve insanlıktan çıktık!..
Bu sözlerime karşılık olarak "ama Cumhurbaşkanı da…" diye başlayan ve yaptığı iğrenç/acımasız/gaddar sözlere delil getirmek isteyenler olabilir.
Fakat/Lakin diye başlayan cümleler peş peşe gelebilir.
Kusura bakmayın,
Hiçbirini kabul etmiyorum,
Kabul edilebilir bile görmüyorum.
Velev ki, Erdoğan daha önce ağır bir söz etmiş olsun.
Velev ki, benzeri bir durumda farklı bir söz söylemiş olsun.
Ne yani,
"O böyle demişti, ben de onun için böyle diyorum" deme hakkı mı oluşuyor!..
Densizliğe/ahlaksızca acımasızlığa ve vicdansızlığa karine mi oluyor!..
Hanımlar/Beyler,
Ölüm Allah'ın emridir,
Hz. Adem'den beri ve kıyamete dek; belki de, en değişmez, tek gerçek ölümdür.
Ama bunun vaktini/şeklini/nasıl olacağını "fani ve kendisi de ölümlü" olan beşer bilemez.
Allah kimseye bu yetkiyi/hakkı ve bilgiyi vermemiştir.
Kimse istedi diye, kimse de ölmez.
O yüzden de silkelenip kendimize gelelim,
Kinimiz/nefretimiz/garezimiz gözümüzü kör edip insanlığımızı, ahlakımızı yok etmesin.
İnanın, insaniyet ve insafı da kaybedersek; hiçbir şeyimiz kalmaz.
Eleştirmek mi; dibine kadar yap,
Sevmemek mi; istediğin gibi davran,
Mağlup etmek mi; her türlü çaba senindir.
Ama bir insanın hastalığından ve maalesef ölümünü dilemek/ölümünden medet ummak ve oradan bir galibiyet çıkartmaya çalışmak insan türü için bir utanç vesikasıdır.
Zillettir, acziyettir ve zavallıcalıktır.
Halbuki, Kılıçdaroğlu'ndan Akşener'e, Davutoğlu'ndan Babacan'a, Gültekin Uysal'dan Karamollaoğlu'na kadar siyasi liderler ne güzel tavır sergilediler ve büyük bir nezaket ve zarafetle şifa dileklerini ilettiler.
Onlar ki; en ağır eleştiri, söz-söylem ve hasımlık içindeydiler.
Ama konu hastalık olunca, kılıçları kınına soktular ve en insani reflekse büründüler.
Olması gereken de bu idi…
Cumhurbaşkanı'mızın Covid olması nedeniyle ağzından salyalar akarak, ağır söz-söylem ve temenni içinde bulunanlara sesleniyorum,
El insaf,
El vicdan…
Unutmayın ki bu dünya, etme bulma dünyası!..
Lütfen silkinin ve kendinize gelin,
Ölüm temennileri, sevinç çığlıkları, oh olsun dilekleri döner gelir kendinizi vurur.
Yapmayın, etmeyin,
Bize yakışmaz,
"Biz"i de geçtim; insan olmaya, insanlığa yakışmaz.
Şiddetle kınıyorum, esefle karşılıyorum ve teessüfler ediyorum.
Yazık, çok yazık!...
Not:
Cumhurbaşkanımız ve eşine çok geçmiş olsun,
Tez zamanda iyileşerek sağlığına kavuşmasını diliyorum.
Allah, sağlık/sıhhat /afiyetler versin ve şifasını eksik etmesin!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Umut Kaan elmacı
Cem Demir
Mutlu Acarel
Zafer Arapgirli
Fatih Avar
Derya Kuzluca
Maksut Ser
Hayati Yazıcı
Bulgurlu
Kemal Büyük