Milli uyanış ve milletin şahlanışı
Ama bu defa 15 Temmuz gecesi ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası oldu. Milletimiz ölümüne bir “Demokratik Şahlanış”la iradesine el uzatanlara “darbe” yaptı
Sokaklara, meydanlara, havaalanlarına giderek iradesine sahip çıkan bir millet vardı. Egemenlik benimdir, dokundurtmam diyen bir halk vardı. Tanklara, silahlara, Jetlere, bombalara karşı yürüyen ve iradesine, özgürlüğüne, demokrasiye sahip çıkan bir ülke vardı.
15 Temmuz milli irade için ikinci “milat” oldu
Birincisi Milli Kurtuluş Savaşımız idi ve Anadolu’yu düşmandan temizledi. Şimdi de bu millet tek ses, tek yürek olarak iradesine yönelen bu alçak, hain, şerefsiz saldırıya İkinci Kurtuluş Savaşı mücadelesini verdi ve -çok şükür ki- kazandı.
Teşekkür ederim yüce milletimiz, milletin evlatları…
Teşekkürler Aslan yürekli Cumhurbaşkanım.
Teşekkürler rüştünü ispat eden Başbakanım.
Teşekkürler her zamanki Devletçi duruşunla Sayın Bahçeli.
Teşekkürler geçmişte hakkında yazdığım her şey için özür dileyebileceğim Sayın Kılıçdaroğlu.
Teşekkür ederim Milletin Meclisi…. Bombalamaya rağmen hiçbir parti farkı gözetmeksizin bu meclisin “Gazi meclis” olduğunu gösterdiniz… Allah razı olsun hepinizden…
Hiç tasvip etmememe rağmen HDP’nin darbe karşıtı tavrı bile kesinlikle takdire şayandır.
Teşekkür ederim medya… İlk defa bu kadar dik ve darbeye direnen bir refleks gösterdiniz.
Ordumuz içinde devletine ve millet iradesine saygı duyan ve bunu dik durarak, alçak saldırılara ölüm pahasına karşı çıkanlara teşekkür ediyorum.
Türk polisine verdikleri şanlı mücadele ve ölümüne cihadları için teşekkür ediyorum.
Düşmanlar Polatlı’ya kadar geldiler Meclis bombalanmadı,
1960 darbecileri meclisi bombalamadı,
1971 Muhtıracıları bombalamadı,
1980 darbecileri bombalamadı…
Ama bunlar, 15 Temmuz’cular öyle hain, öyle alçak, öyle şerefsizler ki; milli iradenin mabedi Meclisi bombaladılar. İnsanları katlettiler, Milletin silahıyla, uçaklarıyla, tanklarıyla, milleti ve milletin evlatları asker ve polislerimizi şehit ettiler.
Bu millet bu kadar hayasız, kalleş ve kahpe bir saldırıyı hiçbir dönemde yaşamadı. “Benim talebelerimde çakı bile olmaz” diyen Pensilvanya’daki terörist başı hainin haşhaş ile uyuşmuş beyinlerinde hangi silahların olduğu ve bu silahların zalim ve gaddarca nasıl kullanıldığını herkes gördü.
Defalarca yazdım, söyledim, adeta feryat ettim. “Fetö’ye rehavet devlete ihanettir” dedim… Hemen her yazımda bu alçakların tehlikesine vurgu yaptım. Ama maalesef rehavetten kurtulamadık ve 15 Temmuz ihanetini ve “Terör saldırısı”nı yaşadık.
“Su bulanmadan durulmaz” derler. Aynen bunun gibi; bu elim ve büyük hadisenin, -şerri defetme anlamında- sonuçları itibarıyla hayra vesile olacağına inanıyor ve diliyorum. Artık bu ülkede yaşayan kim olursa olsun, herkes tehlikenin farkına vardı, bu ihanet şebekesinin hainlikte ve
zalimlikte sınırlarının olmadığı ortaya çıktı.
Burada Ordumuz içinde ne kadar ciddi temizliğe ihtiyaç olduğunu hepimiz gördük. Astsubayından generaline nasıl bir ihanet ağının kurulduğunu herkes gördü ve vahametin boyutları ortaya çıktı. Son bir ayda yurtdışından bir milyar doların üzerinde bir paranın gelip adeta bu darbe finansmanı için hazırlık yapıldığı duyumlarını da alıyoruz. Çünkü darbeye sessiz kalan veya paranın esiri olabilen Fetö’cü olmayan kimi askerin de bunlara destek verdiğini veya ortalıkta görülmediğini işitiyoruz. Bu konu da, devletimiz tarafından incelenecek ve bu bağlamda gereken cezalar verilecektir.
Millet’in Meclisine şimdi yeni ve farklı bir görev düşüyor. Acilen bu alçaklığa kalkışanlar için örnek teşkil edecek bir ceza uygulamasına dair yasal düzenleme yapılmalıdır. İbret-i Alem için bunlara idam kararı içeren düzenlemeler yapılmalı ve bundan sonra hiç ama hiç kimse böylesi bir ihanete kalkışmaya, aklından geçirmeye bile cesaret edememelidir.
Bu alçak ihanet şebekesinin, Haşhaşilerin PKK’dan daha tehlikeli olduğunu defalarca söyledim ve yazdım. Bu acı, acımasız ve ahlaksız olay bunu net olarak gösterdi. Bunlar Nizamülmülk’ü öldürenler Sultan Melikşah’a meydan okuyan Hasan Sabbah ve Haşhaşi’lerden farklı değildirler.
Hatta daha da tehlikelidirler. Çünkü yaptıkları bunca alçaklık, ihanet ve kahpeliğe rağmen günümüz çağdaş bilişim imkanları kanalıyla bir yandan da “algı operasyonlarına” devam etmektedirler.
Suriye savaşından, Irakta Saddam’ın indirilmesi dönemlerinden resimleri sanki ülkemizde olmuş bir olay gibi göstererek sosyal medya üzerinden halkı kin ve kaosa sürükleme gayretleri hızla sürmektedir. Alçaklıkta asla sınır tanımadan yurtdışına kaçan hainler de dahil tüm zehirlerini kusmaya devam etmektedir.
Herkesin çok dikkatli olması gerekmektedir. Bu süreç maalesef zorlu ve acılı bir süreçtir. Karşımızdaki FETÖ ihanet şebekesi tarihin hiçbir ihanetine benzememektedir. Halkın uyanık olması, her söyleme, her fotoğrafa, her habere düşünmeden inanmaması ve “aslında nedir, işin aslı nasıldır” diye düşünmesi gerekmektedir.
Temizlik ciddiyetle, aralıksız ve tavizsiz şekilde sürmelidir. Devlete sirayet etmiş bu “ayrık otlarının” kılcallara kadar temizlenmesi şarttır. Asla rehavet gösterilmemelidir.
Allah rızası için, millet için, devletin bekası için, gelecek nesiller için, bu mücadele top yekün sürdürülmeli, milli egemenlik davası şeklinde kökleri kazınmalıdır.
Bu tehlike devlet meselesidir, millet meselesidir, beka sorunudur.
Hangi partiden olunursa olunsun bu ülkenin vatandaşı olan herkesin bu belanın ve ihanetin bertaraf edilmesi için el birliğiyle hareket etmesi mutlak gereklidir.
Bu zalim, ahlaksız ve kalleş olayın sonuçları itibariyle hainlerin kökten temizlenmesine vesile olmasını diliyorum.
Bu demokrasi davasının kazanılmasında şehit olanlara rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum, tarih onları büyük harflerle yazacaktır.
Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz biz.
Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol;
Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
Güzel günlerde güzel yazılarda buluşma ümidim tek dileğimdir, bir sonraki Bir Portrede buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım.
Sokaklara, meydanlara, havaalanlarına giderek iradesine sahip çıkan bir millet vardı. Egemenlik benimdir, dokundurtmam diyen bir halk vardı. Tanklara, silahlara, Jetlere, bombalara karşı yürüyen ve iradesine, özgürlüğüne, demokrasiye sahip çıkan bir ülke vardı.
15 Temmuz milli irade için ikinci “milat” oldu
Birincisi Milli Kurtuluş Savaşımız idi ve Anadolu’yu düşmandan temizledi. Şimdi de bu millet tek ses, tek yürek olarak iradesine yönelen bu alçak, hain, şerefsiz saldırıya İkinci Kurtuluş Savaşı mücadelesini verdi ve -çok şükür ki- kazandı.
Teşekkür ederim yüce milletimiz, milletin evlatları…
Teşekkürler Aslan yürekli Cumhurbaşkanım.
Teşekkürler rüştünü ispat eden Başbakanım.
Teşekkürler her zamanki Devletçi duruşunla Sayın Bahçeli.
Teşekkürler geçmişte hakkında yazdığım her şey için özür dileyebileceğim Sayın Kılıçdaroğlu.
Teşekkür ederim Milletin Meclisi…. Bombalamaya rağmen hiçbir parti farkı gözetmeksizin bu meclisin “Gazi meclis” olduğunu gösterdiniz… Allah razı olsun hepinizden…
Hiç tasvip etmememe rağmen HDP’nin darbe karşıtı tavrı bile kesinlikle takdire şayandır.
Teşekkür ederim medya… İlk defa bu kadar dik ve darbeye direnen bir refleks gösterdiniz.
Ordumuz içinde devletine ve millet iradesine saygı duyan ve bunu dik durarak, alçak saldırılara ölüm pahasına karşı çıkanlara teşekkür ediyorum.
Türk polisine verdikleri şanlı mücadele ve ölümüne cihadları için teşekkür ediyorum.
Düşmanlar Polatlı’ya kadar geldiler Meclis bombalanmadı,
1960 darbecileri meclisi bombalamadı,
1971 Muhtıracıları bombalamadı,
1980 darbecileri bombalamadı…
Ama bunlar, 15 Temmuz’cular öyle hain, öyle alçak, öyle şerefsizler ki; milli iradenin mabedi Meclisi bombaladılar. İnsanları katlettiler, Milletin silahıyla, uçaklarıyla, tanklarıyla, milleti ve milletin evlatları asker ve polislerimizi şehit ettiler.
Bu millet bu kadar hayasız, kalleş ve kahpe bir saldırıyı hiçbir dönemde yaşamadı. “Benim talebelerimde çakı bile olmaz” diyen Pensilvanya’daki terörist başı hainin haşhaş ile uyuşmuş beyinlerinde hangi silahların olduğu ve bu silahların zalim ve gaddarca nasıl kullanıldığını herkes gördü.
Defalarca yazdım, söyledim, adeta feryat ettim. “Fetö’ye rehavet devlete ihanettir” dedim… Hemen her yazımda bu alçakların tehlikesine vurgu yaptım. Ama maalesef rehavetten kurtulamadık ve 15 Temmuz ihanetini ve “Terör saldırısı”nı yaşadık.
“Su bulanmadan durulmaz” derler. Aynen bunun gibi; bu elim ve büyük hadisenin, -şerri defetme anlamında- sonuçları itibarıyla hayra vesile olacağına inanıyor ve diliyorum. Artık bu ülkede yaşayan kim olursa olsun, herkes tehlikenin farkına vardı, bu ihanet şebekesinin hainlikte ve
zalimlikte sınırlarının olmadığı ortaya çıktı.
Burada Ordumuz içinde ne kadar ciddi temizliğe ihtiyaç olduğunu hepimiz gördük. Astsubayından generaline nasıl bir ihanet ağının kurulduğunu herkes gördü ve vahametin boyutları ortaya çıktı. Son bir ayda yurtdışından bir milyar doların üzerinde bir paranın gelip adeta bu darbe finansmanı için hazırlık yapıldığı duyumlarını da alıyoruz. Çünkü darbeye sessiz kalan veya paranın esiri olabilen Fetö’cü olmayan kimi askerin de bunlara destek verdiğini veya ortalıkta görülmediğini işitiyoruz. Bu konu da, devletimiz tarafından incelenecek ve bu bağlamda gereken cezalar verilecektir.
Millet’in Meclisine şimdi yeni ve farklı bir görev düşüyor. Acilen bu alçaklığa kalkışanlar için örnek teşkil edecek bir ceza uygulamasına dair yasal düzenleme yapılmalıdır. İbret-i Alem için bunlara idam kararı içeren düzenlemeler yapılmalı ve bundan sonra hiç ama hiç kimse böylesi bir ihanete kalkışmaya, aklından geçirmeye bile cesaret edememelidir.
Bu alçak ihanet şebekesinin, Haşhaşilerin PKK’dan daha tehlikeli olduğunu defalarca söyledim ve yazdım. Bu acı, acımasız ve ahlaksız olay bunu net olarak gösterdi. Bunlar Nizamülmülk’ü öldürenler Sultan Melikşah’a meydan okuyan Hasan Sabbah ve Haşhaşi’lerden farklı değildirler.
Hatta daha da tehlikelidirler. Çünkü yaptıkları bunca alçaklık, ihanet ve kahpeliğe rağmen günümüz çağdaş bilişim imkanları kanalıyla bir yandan da “algı operasyonlarına” devam etmektedirler.
Suriye savaşından, Irakta Saddam’ın indirilmesi dönemlerinden resimleri sanki ülkemizde olmuş bir olay gibi göstererek sosyal medya üzerinden halkı kin ve kaosa sürükleme gayretleri hızla sürmektedir. Alçaklıkta asla sınır tanımadan yurtdışına kaçan hainler de dahil tüm zehirlerini kusmaya devam etmektedir.
Herkesin çok dikkatli olması gerekmektedir. Bu süreç maalesef zorlu ve acılı bir süreçtir. Karşımızdaki FETÖ ihanet şebekesi tarihin hiçbir ihanetine benzememektedir. Halkın uyanık olması, her söyleme, her fotoğrafa, her habere düşünmeden inanmaması ve “aslında nedir, işin aslı nasıldır” diye düşünmesi gerekmektedir.
Temizlik ciddiyetle, aralıksız ve tavizsiz şekilde sürmelidir. Devlete sirayet etmiş bu “ayrık otlarının” kılcallara kadar temizlenmesi şarttır. Asla rehavet gösterilmemelidir.
Allah rızası için, millet için, devletin bekası için, gelecek nesiller için, bu mücadele top yekün sürdürülmeli, milli egemenlik davası şeklinde kökleri kazınmalıdır.
Bu tehlike devlet meselesidir, millet meselesidir, beka sorunudur.
Hangi partiden olunursa olunsun bu ülkenin vatandaşı olan herkesin bu belanın ve ihanetin bertaraf edilmesi için el birliğiyle hareket etmesi mutlak gereklidir.
Bu zalim, ahlaksız ve kalleş olayın sonuçları itibariyle hainlerin kökten temizlenmesine vesile olmasını diliyorum.
Bu demokrasi davasının kazanılmasında şehit olanlara rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum, tarih onları büyük harflerle yazacaktır.
Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz biz.
Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol;
Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
Güzel günlerde güzel yazılarda buluşma ümidim tek dileğimdir, bir sonraki Bir Portrede buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.