Gönüllere giremedik yerler var ve kendimizi yeterli anlatamamak durumu,

• Eksiklerin varlığı ve düzeltmenin gereği. Sabahtan itibaren hemen tespit ve telafi sürecinin başlaması,
• Milletle bağın kopmasına sebep olanlardan hesap sorulması,
• Değişim… Ve değişimin önce bünyede gerçekleşmesi gerçeği…
• Yapısal reformlar…
• Hızlı ve etkin karar alma ve uygulama eksiklerinin izalesi,
Seçim sonuçlarını konuşmak, kazandık-kaybettik demek, şöyle olsaydı böyle olurdu, filanca şunu yapsa falanca böyle ederdi gibi söz ve söylemler bizi kısır döngüye düşürür ve hiçbir şey kazandırmaz.

Millet yine ince ayar bir ölçüyle mesajlarını o kadar net vermiştir ki…

Bu mesajın muhatabı bütün partilerdir.
Kimse üste çıktım diye sevinmesin, altta kaldım diye yerinmesin.
Keşke’lerle konuşmanın bir faydası yok.
Cumhurbaşkanı’nın da dediği gibi; “Her şerde hayır vardır” demek en efdalidir.

Sonuçlar hayırlı olsun.
Seçimin kazananı, kaybedeni yoktur.
Şehir yöneticilerimiz seçilmiştir.
Polemik bitmiştir ve bitmelidir de.

Seçilen her başkanın şehirlere, ülkemize, devletimize canı yürekten hizmet edeceğine ve büyük caba içerisinde olacağına inanıyorum.

Hepsinin, herkesin ve hepimizin Allah yardımcısı olsun.

Bu hafta olacak parti içi çalışma ve istişareler sonrası yapılacak hasar tespit çalışmaları ve alınan kararlar sonrası yeni haftanın çok hızlı başlayacağı kanaatindeyim.

Çünkü Türkiye’nin vakit kaybına asla tahammülü yok.
Maalesef ciddi sorunlarla yüz yüzeyiz.

Artık 4,5 sene seçim yok ve fasılasız çaba, gayret ve mücadele zamanıdır.

Sanıyorum ki, Külliye’den başlamak üzere geniş ve büyük bir değişim yaşayacağız.

Bu başlangıç kabinede yapılacak ciddi revizyon ve Parti yönetimindeki radikal değişimle devam edecek.

Bunu bürokratik kadrolarda “liyakat ve ehliyetin” maksimum düzeyde önceleneceği “yenilenme-tecdit” evresi takip edecektir.

Özetle; ekonomiden, diplomasiye, sanayiden, savunma sanayine, ulusal güvenlikten uluslararasına, sağlıktan eğitime kadar reform nitelikli değişim ve dönüşümü yaşayacak ve bunun somut donelerini “değişim ve kalitenin öncelenmesi” şekliyle
müşahede edeceğiz.

Önümüzdeki günler hemen her şeye gebedir.

Ben Cumhurbaşkanı’nın bu sonuçları en ince detayına kadar irdeleyeceğini ve bugüne kadar olmadık şekilde bir refleksle radikal adımlar atacağını düşünüyor ve inanıyorum.

Çünkü artık bu durum, olmazsa olmaz bir hal almıştır.

Ki, seçim sonuçları da bunun gerekliliğinin en bariz göstergesidir.

İzleyip göreceğiz ve ben de sizlerle düşüncelerimi paylaşmaya devam edeceğim.
 
Annemizi kaybettik…
Rabbimiz kabrini nur eylesin.
Son nefesini verirken kollarımızda idi.
Kardeşim Celalettin, ben, torunları ve diğer aile fertleriyle adeta sarılarak, öpüp koklaşarak veda etti.
Böylesi güzel bir ölümü nasip ettiği için bile, hamdediyorum Rabbimize.
Tek tesellimiz ve inancımız odur ki; kendisini bizden daha çok seven ve kendisinin de bizden daha çok sevdiği Rabbimize ve Onun rahmetine kavuşmuş olmasıdır.
Cumartesi gözlerini yumdu, canım annem…
Pazar günü seçim olması hasebiyle pek duyurmak istemedik.
Peygamberimizin; “cenaze defninde acele ediniz, cenazeyi bekletmeyiniz” hadisi mucibince pazar günü aile arasında namazını kılarak Rabbimize teslim ettik.
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, seçim günü dostları zora sokmamak hassasiyetiyle haber veremediğimiz; arayan, başsağlığı dileyen, gelerek taziyede bulunan tüm dostlardan özür diliyorum.
Tüm dost, arkadaş ve ahbapları hep yanımızda hissettiğimizi bilmelerini diliyor, dualarını bekliyor, haklarını helal etmelerini istirham ediyorum.
Allah hepinizden, hepimizden razı olsun.

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.