'Güç ve Akıl' sadece Kamala Harris'le görüştü.. Acaba neden..?
Biden'la başlayan yeni dönemde Amerika-Avrupa Birliği,
Amerika-Rusya,
Amerika-Çin,
Amerika-Japonya,
Amerika-Türkiye,
Amerika-İngiltere ilişkisi nasıl olacak..?
Bütün tartışma ve değerlendirmelerin ana konunu bu…
Aslına bakarsanız ben bu tartışmaları çok boş, realiteden uzak ve afaki buluyorum.
İşin iç ve arka yüzünü görebilmekten uzak ve sonuçsuz değerlendirmeler olduğu kanaatindeyim.
Bazı sorular sormak, hafıza tazelemek ve o çerçevede düşündürtmek istiyorum.
Daha dört yıl önce Trump nasıl kazandı.?
Bayan Clinton 7-10 puan öndeyken, bu fark nasıl kapanıverdi ve Trump başkan oldu.?
Adam bir showman idi; TV programıcısı ve bugün akademik/bilimsel değerlendirmeler yapanlarca "megaloman bir kovboy" idi.
Ama kazandı ve Amerika’ya dört yıl başkanlık etti.
Şimdi başka bir soruya geliyorum.
Peki bu Trump neden/nasıl kaybetti ve Biden gibi "kulağı işitmeyen, algısı bile kalmamış, iyice yaşlanmış" birisi kazandı.?
Biden'a dair bu eksiklikleri ben demiyorum.
Dört yıl önce Trump için konuşanların konuştuğu laflar, bunlar.
Yine bir soru..
Biden 7-10 puan öndeyken bu fark nasıl kapandı ve 2 puan farkla kazanıldı.?
Anket firmaları neden yanıldı/yanıltıldı.?
Bunların hepsi, işin görünen veya gösterilmek istenen yüzü…
Bilinmesi istenen kısımları.
Emin olun ki; Trump'ın dün kazanması da, bugün kaybettirilmesi de,
Biden'ın kazanması, Harris'in başkan yardımcısı yapılması da,
Tesadüfi ve Amerikan halkının tercihiyle olmadı.
Salt ve saf bir demokrasinin sandığa yansıması böyleydi de böyle oldu, değildi ve değil.
Yok efendim, mavi yakalılar şöyle yapmış, beyaz yakalılar yapmamış,
Amerikan siyahileri filancayı istememiş, orta gelir Amerikalı'lar şiddetten ürkmüş,
Vay efendim, Demokratlar 70 yıldır kazanamadıkları eyaleti kazanmışlar, posta oyları Biden'a avantaj sağlamış, "utangaç seçmenler" utanmış mış da…
Sadece şunu söyleyeyim;
Amerikan seçim sonuçları asla ve asla ne halka ne de tesadüflere bırakılan bir durumdur.
Dün böyleydi, bugün de böyle oldu ve yakın yarınlarda da böyle olacak.
Demokrasi memokrasi, seçim meçim…
Geçin bunları geçin…
"Akıl ve Güç" böyle uygun gördü ve böyle oldu.
Plan böyleydi, strateji ve taktik bu minvalde oluşturuldu ve bu sonuç alındı.
Trump sonuçları kabul etmekte zorlanıyormuş, mahkemeye gidecekmiş, seçime hile karışmış..
Öyle bir kabul eder ki..
Yani ettirirler ki..!
Kendisinin başkanlığını herkese nasıl kabul ettirdilerse, kaybettiğini de sevmeye sevmeye kendisine kabul ettirirler.
Kimse kerameti kendinden menkul sanmasın.
Şimdi en kritik ve ilginç noktayı paylaşayım.
Güç, düne kadar ne Trump'taydı ve ne de bugün Biden'da…
Bence en büyük gaflet de bu.
Yani; "Güç"ün ABD başkanında olduğu algısıdır.
Güç Akıldadır, Akıl Güçtedir.
Bugün tek realite budur.
Güç ve Akıl görünmezdi, görünmedi ve yakın gelecekte de görünmeyecek.
Şunu söyleyeyim;
Trump'ı götüren ve Biden'ı başkan yapan "güç ve akıl" yaklaşık 15-20 gündür ulaşılmaz bir haldeydi.
Ve halen de öyle.
Tek farkla; bir önceki yazımda altını çizerek ve özellikle dikkat çekerek bahsettiğim Kamala Haris'le görüştü.
Yani, yeni başkan yardımcısıyla.
Putin'den Maduro'ya, Japon Başbakanından, Merkel'e, Macron'dan belki de Trump'a ve Biden'a kadar küresel bazda etkili ülke ve coğrafyaların liderleriyle görüşmedi.
Çekildi, bekledi, gözledi ve izledi.
Ve aynı zamanda, bize bugünleri ve yaşanan günceli konuşturarak ve oyalayarak önümüzdeki sürecin planlamasını gözden geçirdi.
Plan yaptı demiyorum, dikkat edin; gözden geçirdi diyorum.
Çünkü plan çok çok önceden yapılmıştı, zaten.
Nakış nakış pratiğe geçiriliyor.
Fark ettirmeden hem de…
"Akıl ve Güç"ün sessiz kalması ve kimseyle görüşmemesi oldukça manidar ve uzun süreli olması bakımından pek görülmüş değil.
Ama bugün-yarın harekete geçecek düşüncesindeyim.
Pek çok ülke ve lider için kritik bir sürece giriyoruz.
Bakalım Putin ne yapacak,
Avrupa ülke liderleri nasıl bir tavır sergileyecek,
Çin nasıl bir refleks gösterecek..?
Önümüzdeki günlerde bunun sinyallerini göreceğiz.
Türkiye ve Erdoğan'ın akıllı ve akılcı şekilde bir strateji izleyeceği kanaatindeyim.
Herkesin rağmına, Biden'lı ve Harris'li ABD ile ilişkilerin sürprizlere gebe olduğunu, Erdoğan'ın doğru yerde/zamanda atacağı doğru adım ve yapacağı angajmanlar sayesinde umulanın fevkinde bir ilişki oluşabileceği düşünce ve inancındayım.
Son olarak;
Veya;
Biden Avrupa entegrasyoncusu, Trump tek Amerikancı idi" gibi laflara sakın kulak asmayın.
Dün Trump'la, bugün de Biden'la iyi ilişkinin yolu "Güç ve Akıl"la kurulacak iyi iletişimden geçer.
Putin için de böyle,
Çin için de öyle,
Avrupa için de aynı,
Afrika için de öyle…
Kimse Amerika'yı yeniden keşfe kalkmasın…!
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Arabacı S.
Oğuz
Süleyman
Rıdvan K.
Muhammed
Kenan Pişman
Mahmut Karabulut
Oğuz
Uğur Çelik
Emre