Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve 'Soma'

Bu hafta sizlere, yaşamın en önemli gereksinimlerinden olan enerji sektörünün gelişimi konusunda önemli projelerin sahibi olan gönül adamı sevgili dostum Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Halkın gönlünde taht kuran Siyasetçi, Elektrik Mühendisi, Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve “S O M A”

Sayın Taner Yıldız’ı uzun yıllar önce tanıdığımda insanlarla olan olumlu ilişkisine hayran olduğumu belirtmek isterim. Yıllar önce hayran olduğum Yıldız’a son yaşadığımız soma faciasında gösterdiği insan ilişkilerinden dolayı tüm ülke insanımızda hayran oldu zaten.

Mütevazi kişiliğiyle ve alçakgönüllü ilişkileriyle insan odaklı başarılı projelerin sahibi olan Taner Yıldız daima örnek çalışmalara imza atmıştır.

3 Nisan 1962 tarihinde Yozgat'ın Boğazlıyan ilçesi'ne bağlı Devecipınar Kasabası'nda dünyaya gelmiştir. Lise öğrenimini Kayseri Lisesi'nde tamamlamasının ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü'nü bitirmiştir. Kayseri Elektrik Üretim Şirketi'nin Yönetim Kurulu Üyesi, Kayseri ve Civarı Elektrik TAŞ'nin Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü olarak görevlerde bulunmuştur.

2002 genel seçimlerinde AK Parti'den Kayseri milletvekili adayı olmasının ardından 22. Dönem'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girmiştir. Başbakan Erdoğan'ın enerji danışmanlığı görevini yürüten Taner Yıldız, 1 Mayıs 2009'da 60. Hükümet'te gerçekleşen kabine değişikliği sonucu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevini Mehmet Hilmi Güler'den devralmıştır.

Yıldız, 1 Aralık 2009 tarihinde hükümetin nükleer santral projesine karşı yaptığı eylemlerle kamuoyu gündemine sık sık gelen Greenpeace'in Akdeniz ofisini ziyaret etmiş. Kendisine Nükleer ile Yaşamaya Hazır mısınız? şeklinde bir tişört de hediye edilen Yıldız, böylece Greenpeace Türkiye Ofisi'ni ziyaret eden ilk bakan olmuştur. Sayın Bakan Taner Yıldız, Evli ve 4 çocuk babasıdır.

‘SOMA VE TÜM TÜRKİYE TANER YILDIZ’A ODAKLANDI’
Türkiye soma’ya kilitlenmiş iken, İçeride ne kadar işçi olduğunu söylemekten bilerek kaçındığını ifade eden Yıldız, "Sayıyı işçi kardeşlerimiz çıktıkça paylaşacağız" diyerek hem olayın ciddiyetini bizlerle paylaşmış hemde ümitlerin kaybolmasını bir nebze de olsa engelleyebilmişti.

Taner Yıldız, ‘Arkadaşlar her birimize 301 işçimizin hassasiyetine ve onların cenazesine gösterilmesi gereken bir nezakete davet ediyorum’ diyerek işçi kardeşlerimiz ve aileleri adına konuşarak takdir toplamıştı.

‘SOMA TANER YILDIZ’, YILDIZ SOMA’YI TANIYORDU’
Evet Taner Yıldız esasında soma’ya yabancı değildi, daha önceden tesis açılışı yapmak için gelmişti. İşçilerle beraber aynı tastan çorba içip, karanfiller vererek, işçiler ile diyalog kurmuştu.

O zaman geldiğinde gülüyor işçilerle espriler yapıyordu. Ozaman soma da herkes mutluydu. Nereden bilebilirdi ki! Somaya bir dahaki gelişinde gülemeyecekti ve herkes ağlayacaktı…

Kimi zaman şehitlerimiz çıkarılırken, kimi zamanda yaralıların hastaneye taşınmasında sayın bakanımızdan bilgiler aldık. Sevinç ve hüznün karıştığı madende gece aramalara katılırken, sabah hastane ve şehitlerimiz ile ilgilendi.

‘İKTİDAR VE MUHALEFET BİLGİLERİ TANER YILDIZ’DAN ALDI’
Olay yerine gelen iktidar ve muhalefete mensup tüm siyasiler de bilgileri Sayın Yıldız’dan aldı. Evet sevgili okurlar, Soma’da bir felaket yaşadık, çok büyük bir facia, büyük acılar, ölümler yaşadık. Yaşanılan felaketin acısı tarifsiz, dayanılır gibi değil, sözün bittiği yer, elden bir şey gelmemesini aczi yeti içinde, sadece ölenlere rahmet, kalanlara sabır dileyebildiğimiz bir felaket.

Sadece devlet değil, tüm millet olarak hepimiz yasa girdik, insan olan herkes bu insanlık dramına üzüldü, ağladı, yüreklerimiz yandı. Alicenap halkımız bu hadisede de, metanetini kaybetmedi. Merhumların aileleri bile metanetini kaybetmeden üzüntü ve acısını yaşadı, hep birlikte aynı acıyı yüreklerimizde hissettik. Türkiye’nin doğusu, batısı, güneyi kuzeyi bu drama ağladı, feryat etti. Müslümanı, gayrimüslimi, herkes bu faciaya başsağlığı diledi, üzüntüyü paylaştı. Hepsinden Allah razı olsun. Van depreminde alicenaplığını gösteren halkımız, bu hadisede de, yine aynı vakurluk ve acıyı paylaşmak konusunda büyüklüğünü gösterdi.

İşletmeci firma gördüğümüz kadarıyla üzerine düşen vecibeleri yerine getirmeyerek çalışan yüzlerce insanı tehlikeye atmış ve maalesef bu kadar canların ölümüne sebebiyet veren bir ihmalle hareket etmiştir. Hal böyleyken de; hala çıkıp kendi sorumluluğunun olmadığını gösterme gayreti içindedir. Canlar gittikten sonra, söyleyeceğiniz sözler boştur, hiçbir şey ifade etmeyecektir. Birkaç dolar daha fazla kazanmak için, iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından almadığın önlemlerin mesuliyeti üzerinizdedir.

İnanıyorum ki; bu konuda olası ihmallerin bedeli her şekilde sorulacaktır. Bu ülke sahipsiz değildir, bu insanlar kimsesiz değildir. Yapılan ihmal, kimsenin yanına kar kalmayacaktır. Kimse ettiğiyle kalmayacaktır.

İnanıyorum ki; bu yürek yakan felaket sonrası kamu ve özel sektör firmaları, çalışanların iş güvenliğine daha dikkat edecekler ve ocakların girişindeki “önce işçi sağlığı” yazılı tabela, sadece zorunluluk gereği asılmaktan öteye geçecektir. Daha düşük maliyet ve daha fazla kar uğruna yok sayılan, çalışanların, can güvenliği ilk ve en önemli olgu haline gelecektir. Aksini yapan firmalar ve yetkilileri; idari, mali ve yargısal en ağır cezalarla tedip edilecektir.

Devlet, hükümet facianın ilk anından itibaren olaya dahil olmuş ve ocakta mahsur kalan işçilerin canlı kurtarılması için, bütün kurum ve organlarıyla bölgeye gelmiş, kurtarma faaliyetlerine başlamıştır. Ama ne yazık ki; yürekleri yakan acılar önlenememiştir. Bu noktada devlete ve hükümete büyük sorumluluk daha yeni başlamaktadır. Ailelerin acısını azaltacak ve onların kimseye muhtaç olmadan yaşamını sağlayacak düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekmektedir.

Devletin bu ve benzeri sektörler üzerindeki denetimi, daha düzgün yapılmalı, insani ve ahlaki olarak vecibeler tam yerine getirilmelidir. Bu konuda devlet daha zecri tedbirler almalı ve hatta denetçileri de denetlemelidir.
Siyasiler tek yürek halinde, birlik ve beraberlik sergileyemediler.  Bu konuda da maalesef yine sınıfta kaldık. Siyasiler yine kayıkçı kavgasını öne çıkartarak ulusal birlik içinde, bu acı olaya yaklaşım sergileyemediler. İlk günlerdeki sağduyulu yaklaşımlar, ilerleyen günlerde siyasi rant edinmek amaçlı suçlamalara dönüştü. Muhalefet, iktidarı suçlayarak hadiseye sorumlu arama gayretine girdi. Bu noktadaki söylem ve eylemler, sadece ailelerin acılarını artırıp, onları tahrik etmekten başka birşey değildir. Oradaki çalışmalar sürerken bile, aileler ve ocakta mahsur kalanların çıkartılması çalışmasından ziyade, Başbakan’a nasıl yükleniriz, nasıl zorlarız, nasıl suçlarız gayreti ön plana çıktı.

Bu elim hadise sonrası, milletimizin dayanışmasını gösteren tutum ve davranışları da takdir ve tebrik ediyorum. Ailelerin acısına su serpen onlara ellerinden geldiğince acılarını azaltacak, bu amaçla imkanları nispetinde olumlu şeyler yapma gayreti içinde olan, kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum. Aslında olması gereken de budur. Tek yürek, tek yumruk halinde öncelikle bu enkaz kaldırılmalı ve sonrasında ise sorgulamalar başlamalı ve sorumlular hesap vermelidir.

Ailelerin borçlarını silen bankalara, telefon ve internet hizmeti konusunda kolaylık ve imkan sağlayan firmalara takdirlerimi iletiyorum. Bu konuda destek sağlamayı taahhüt eden spor kulüplerine, büyük firmalara, TOBB başta olmak üzere diğer sivil toplum kuruluşları ve işletmeleri tebrik ediyorum. Bu konuda sorumlu davranan, mesuliyet duygusu içinde acıyı azaltmaya matuf eylem ve söylem içinde olan, halkımızın sükûnetine katkı sağlayan ve Soma’da hayatını kaybeden işçilerimizin ailelerine maddi manevi destek olmaya çalışan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.  Böylesi elim bir olay karşısında, suçlu aramaktan önce, suçlamalardan bulunmaktan ziyade, elinden gelen desteği, gayreti ve onların acılarını azaltacak çalışmaları yürüten herkesi bu olayı ajite edip vicdansızca çarpıtanlara örnek gösteriyorum.

Rabbim ölen işçilerimize Rahmet etsin, kalanlara sabrı cemil versin, dualarımız sizinle ey emeğiyle rızkını kazanmaya çalışan büyük “kahramanlar”..

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı