Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko kalır mı/gider mi..?

Beyaz Rusya Cumhuriyeti veya Belarus Cumhuriyeti…
Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko kalır mı/gider mi..?

On milyon civarı nüfusa sahip.
Bir Doğu Avrupa ülkesi,
Başkenti Minsk.
Sınırdaş ülkeler; Ukrayna, Polonya, Litvanya, Letonya ve Rusya.
Şimdi durup dururken Belarus da nereden çıktı, ne alaka diyebilirsiniz..
Ama kazın ayağı öyle değil…
Bu ülkede olağanüstü ve ciddi olaylar yaşanıyor.
Uzun zamandır Küresel Hakimiyet Savaşından bahsediyorum.
Yeni Dünya Düzeni,
Yeni Yüzyıl Planı diyorum.
Belarus'ta yaşananları, bu paradigmadan ayrı ve ari görmek mümkün değil.
Gelin öncelikle, Belarus'a bir göz atalım…

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı ve 1994 yılından beri yönetimde olan Lukaşenko yine kazandı.

Aslında kazandı mı yoksa ülke mi karıştı, belli değil.
Sonuçların belli olmasıyla birlikte sokaklarda Lukaşenko aleyhtarı gösteriler başladı ve gün be gün artarak devam ediyor.

Üstelik Lukaşenko'nun aldığı oyun % 80 olduğunu göz önünde bulundurursak; karışan sokaklar daha bir manidar ve önem arzediyor.

Türk-Rus ilişkileriyle ilgili yazarken hep Putin vurgusu yapıp ve güvenilmezliğine dikkat çektiğimi hepiniz hatırlarsınız.

Bu noktadan hareketle Belarus seçimleri ve karışan sokakların Putin ve Rusya ile ilgisiz olduğunu sakın düşünmeyin.

Her ne kadar Lukaşenko seçim öncesi  Rus Wagner’lerinin ülkeyi karıştırmak istediğini ve Rusya’nın ülkeye tehlike arzettiğini söylese de; Belarus'lular bu durumun bir danışıklı dövüş ve iyi-kötü polis kandırmacası olduğunun farkında.

Putin, Ukrayna'da yaptığı oldu bittiyi, burada da yapmak istiyor.
Lukaşenko ve yönetimini peykleştirme ve bu ülkeyi arka bahçesi yapma düşüncesinde.
Peki olabilecek mi..?
Kırım'ı Avrupa'ya rağmen "hibrit-kirli savaş" teknikleriyle ilhak eden Rusya, Belarus'ta da aynı sonucu alabilecek mi..?

Sanmıyorum.
Bu defa kolay olacağını ve Putin'in istediğini elde edeceği kanaatinde değilim.
Ve hatta Belarus-Lukaşenko üzerinden cereyan eden olaylar ve sonrası süreç, öyle bir hal alabilir ki; Putin'in karizması ciddi şekilde sarsılabilir ve kimi Rusya şehirlerinde Belarus benzeri ciddi sokak hareketleri görülebilir.

Aslında Putin de, sonuçları itibariyle böyle bir tehlikenin farkında ve bilincinde…
Zaten bu yüzden Belarus'un iç işlerine hem karışıyor ve hem de karışmıyor, görünmeye çalışıyor.
Hem Lukaşenko'cu ve hem de karşıtı gibi bir duruş sergileme çabasında.
Yeni Dünya Düzen'cisi gücün, dolaylı ve mesaj içerikli vuruşlarını ve tek hamle-çok sonuç yaklaşımını düşünürsek; aslında hedefin Putin ve Rusya'ya ayar vermek, hizaya çekmek ve uyuma zorlamak olduğu aşikar.

"Lukaşenko sana diyorum Putin sen anla…" misali…
Kaldı ki; Belarus kamuoyu ve halkı doksanlı ve ikibinli yıllarda baştacı ettiği Lukaşenko'dan da bizar, bıkkın ve eskimişlik algısı içinde.

Dün, isyan eden işçileri ziyareti esnasında Lukaşenko'ya söylenen; "Erkekçe konuşalım! Halk yoruldu, artık git..!" söylemi algı ve kitlesel tepki dozunu çok açık gösteriyor.

Kelime kelime irdelenmesi ve hassasiyetle üzerinde sosyolojik ve siyasi analiz yapılması gereken bir başucu cümlesi…

Kısa, öz ve oldukça özet…
Yoruma mahal vermeyen, pazarlığa kapalı ve oldukça kararlı bir söyleyiş…
Lukaşenko keşke direnmese…
Çünkü her geçen gün kan kaybedecek ve halkın kanı dökülecek…
Ama ağa babası Putin'den icazet gelmeden de çekilemiyor.
Ve, hedefe Putin'i koyan küresel heganomik güç halkın gelmiş olduğu noktayı ve yükselen tansiyonu çok iyi görmüş, gözlemiş ve devam eden süreci  de çok iyi yönetiyor.

Putin için ne Lukaşenko'nun bir önemi var, ne de karışan Belarus sokaklarının…
Onun için varsa yoksa; Belarus'u kaybetmemek ve komşusu bu Doğu Avrupa ülkesini kontrolünde tutmaya devam etmek.

Bu küçük ülke önümüzdeki günlerde çok şeye gebe…
Son tahlilde, Lukaşenko gidecek, gidecek de; asıl soru ve sorun şu;
Düşerken ve giderken, Lukaşenko'nun kendine ve ülkesine ne kadar zarar verip vermeyeceğidir.
Umarım bunun farkında ve fevkinde olur da; Putin'in gazına gelmez ve ülkesinin ateşe verilmesine fırsat vermeyip; akıl, basiret ve devlet adamlığı refleksiyle çekilir…

Orta Afrika ülkesi Mali…
Darbe söylentileri geliyor,
Yıllardır Afrika'yı sömüren Fransa'ya birileri Mali üzerinden ayar mı veriyor,
O birileri, had mi bildiriyor,
Rohtschild piyonu Macron'a kendine gel mi, diyor.?
Fransa'da "Sarı Yelekliler"den yeterli mesajı almadın ve eğer hoyrat ve küstah tavırlarına devam edersen başka Afrika ülkeleri ve sömürgelerinde benzer şeyler başına gelebilir mi, diyor..

Yoksa Rohtschild'ler de yelkenleri indirdi ve karşı güçle uzlaşmaya mı karar verdi.?
Belli mi olur…
Belki de hazırlanan Yeni Dünya'nın "Yeni Kitap"ı eylül-ekim gibi baskıya gönderilir…

Bir yazımda; olan ve olacak olanlarla ilgili, "bu da mı oldu…" gibi bir şaşırmayı çoktan geçtiğimizi; olan her şeye mümkün gözüyle bakabileceğimi ve her an, her yerde, her türlü ve her şey'in olabileceğini,

Ve hatta; her bir şeyin çok bir şey içereceğini,
Bir şeyle çok şey hedefleneceğini,
Olan her olayın, pek çok mesajla icra edileceğini söylemiştim.
Yineliyorum…
Şaşırmayın,
Olan hiçbir şeye şaşırmayın,
Her şeyin olacağını ihtimale katın,
Dünyanın hemen her noktasının bu savaşın alanı olduğunu düşünüp, olayları öyle değerlendirin ve küçük Doğu Avrupa ülkesi Belarus ve lideri Lukaşenko'nun başına gelenlere de bu açıdan bakın…

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Ertan Karaman
    Tespitleriniz çok yerinde bu yazınız kıssadan hisse anlamında çok dikkat çekici buldum.kaleminize sağlık.önemli olan yeni dünya düzeninin yazıldığı bu günlerde bizim ülke olarak kenetlenip onlara karşı dimdik duran ülkesinin çıkarlarını koruyan ve yeni dünyada yeni oyun Kurucu rolü Haline gelmiş reisimizin Yanında olduğumuzu ve Türk’ün gücünü göstermeliyiz .yoksa yeni düzende ayar verilmeye çalışılan ülkelerin en başında bizim olduğumuzu 83 milyonun bilmesi gerekiyor.Eski Türkiye ye döndürülmemek için sağcısı solcusu hangi partili olursa olsun bütün vatan severler haydi Türkiyem deyip safları sıklaştıralım.
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı