Amerika ve Avrupa'da enflasyon durmuyor; Resesyon derinleşiyor!

Amerika ve Avrupa'da enflasyon durmuyor; Resesyon derinleşiyor!
Steve Mnuchin…
ABD eski Hazine Bakanı,
Arabistan'da altıncısı düzenlenen "Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı"ında konuştu.
Söylediği en ilginç şey ise (aslında bana göre ilginç değil de), "ABD ekonomisinin halihazırda resesyonda(durgunluk) olduğuna ve bu resesyonun devam edeceğine inandığını" söylemesiydi.
Sadece Mnuchin mi?
Hayır,
Küresel belirleyiciliği en yüksek Goldman Sachs ve JP Morgan bankalarının CEO'larının, FED'in faiz artırımlarında geç kaldığını ve bu yüzden ABD faizinin yıl sonuna kadar yüzde 4-4,5 seviyelerine çıkması gerektiğini söylemeleri de küresel ekonomik kriz konusunda, oluşan kaygının ne düzeye geldiğinin göstergesiydi.
 
Bunların yanında, daha 15 gün önce faiz artırımları konusunda FED'e ihtiyatlı ve temkinli olma tavsiyesi veren IMF Başkanı'nın söylem değiştirerek, "…Merkez Bankaları faizleri nötr seviyeye kadar yükseltmeli ve ondan sonra durmalı. Ama o seviyeye daha çok vaktimiz var…" demesi ise oldukça manidardı.
 
Hatırlayın,
IMF Başkanının ilk açıklamasının danışıklı dövüş/iyi polis-kötü polis yaklaşımı olduğunu söylemiştim,
Aynen öyle olduğu bugün ortaya çıktı ve FED'le ağız birliğine geldi.
Faizlerin nötr seviyeye gelmesi ne demek?
Faiz ve enflasyonun bir noktada/orta noktada buluşması demektir.
IMF Başkanı'nın bu dediği doğru mu? Evet doğru.
Ama bunun makul bir noktada gerçekleşmesi mümkün mü?
Sanmıyorum…
ABD faiz oranı yüzde 3-3,5 bandında.
Peki enflasyon kaç?
Yüzde 8,2,
Fark ne? yüzde 5 ,
FED'in faiz artırmasına ve hatta Kasım ayında çok muhtemel ki, 75 baz puan artıracak olmasına rağmen enflasyon düşüyor mu?
Maalesef düşmüyor.
O halde IMF Başkanı'nın bahsettiği nötr noktanın makul bir seviye olarak yakın zamanda oluşması mümkün mü?
Tıpkı kendisinin de söylediği gibi yakın bir gelecekte o seviyenin yakalanması mümkün değil.
 
Arkadaşlar,
Başta eski Hazine Bakanı ve global iki bankanın CEO'ları ve sonra da IMF Başkanı'nın söylemlerini nazarı dikkate alırsak ABD ekonomisinin sıkıntıda olduğu bir gerçek…
Bu kadar mı peki?
Hayır tabi ki.
Avrupa ekonomisi daha beter,
Resesyon (durgunluk) olgusu burada daha erken başladı.
Hele de İngiltere,
Her geçen gün kötüleşme artıyor.
Enflasyon son kırk yılın zirvesinde.
Şimdi Avrupa Birliği Merkez Bankası (AMB) de 75 puan faiz artışı yaptı.
Yeterli gelecek mi?
Hayır, yine yetmeyecek ve belki de talep kısılmasına varacak ölçüde farklı para politikalarıyla birlikte sürecek!..
Ki, AMB başkanı Lagarde da enflasyon konusunda olumlu şeyler söyleyemedi.
Enerji ve gıda krizi sürdüğü takdirde enflasyonun artacağını dile getirdi.
Ki, bu alanlardaki görünüm pek de iç açıcı değil.
Dolayısıyla enflasyon artmaya devam edecek ve faiz artışları da sürecek demektir.
 
"Bunlar tamam da, Çin'de durum nedir?" derseniz;
Çin ekonomisi hiç olmadığı kadar küçüldü ve küçülmeye devam edecek gibi görünüyor.
Çin gibi bir ekonomide büyümenin yüzde 2-3'lere düşmesi küresel ekonomi ve özellikle de gelişen ülke ekonomileri için ciddi manada daralma ve kapasite kullanım oranlarının düşmesi demektir.
Neden?
Çünkü gelişen ülkelerin hammadde/aramal ithal ettikleri ana merkez Çin'dir.
Çin'deki daralma bu ülkelerde üretim azalmasına,
Oluşan bu üretim azalması gelişen ülke ekonomilerinde ihracat azalmasına,
Bu ise, gelişen ülkelerde işsizlik ve istihdam düşüşüne yol açacaktır.
Buna bir de nihai ürün/tüketim malları alıcısı noktasında ana merkez olan Avrupa ülkelerinde talep kısılmasını/perakende satışlarda azalmayı eklersek; gelişmiş ekonomilerde başlayan durgunluğun gelişmekte olan ülke ekonomilerinde deprem etkisine ve bu ülkelerde ödemeler dengesi sıkıntı ile artan borç stoklarına sebebiyet vereceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
 
Tablo böyleyken,
Yani küresel göstergeler hiç de iç açıcı değilken Amerika veya Amerika'nın da sahibi olduğunu ısrarla söylediğim "Güç ve Akıl Sahipleri" ne yapacak?
Küresel siyasi gelişmelere ağırlık vereceklerdir.
Başka bir deyişle, başlayan ekonomik kriz/enflasyon ihracı gibi siyasal kriz ihracına yöneleceklerdir!
Neden?
Küresel zemin, ekonomik/siyasi/sosyolojik ve coğrafi olarak istenen kıvama gelsin diye…
Gelir mi peki?
Gelmek zorunda ve bir şekilde getirilir!
Çünkü küresel ölçekli siyasal/askeri ve ekonomik krizler karabasan gibi devam edecek ve tıpkı Pandemi'nin küresel zemini çepeçevre sarması gibi, benzeri bir kompozisyon oluşturulacaktır!
 
Arkadaşlar,
Defalarca söyledim,
Bu yaşananlar normal/spontane ve doğal seyrinde gelişmeler değil.
Krizler ve daha spesifik olarak, yaratılan küresel enflasyonist ortam da ekonominin doğal dengeleri içinde oluşan bir süreç değil.
Düşünülen/planlanan/istenen ve realize edilen bir durumdur.
 
Peki, Türkiye açısından ne olacak/ilave bir sıkıntı olacak mı?
Dikkat ederseniz ülkesel yorum yapmaktan kaçınıyorum.
Ama gelişen ülke ekonomilerinde görülen krizlerin Türkiye'ye yansımalarının olmaması mümkün mü sizce…
 
Düşünün,
Hammadde aldığınız Çin sıkıntıda,
O hammadde ile ürettiğinizi sattığınız Avrupa ülkeleri sıkıntıda,
Üretim ve nihai tüketim vasıtası olarak kullandığınız doğalgaz ve petrolü aldığınız Rusya büyük sıkıntıda,
Dünyanın jandarması ve küresel siyaset belirleyicisi Amerika ve İngiltere sıkıntıda…
Hal böyleyken bu ülkelerle işbirliği ve ticari faaliyet içinde olan başta Türkiye olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerin etkilenmeyeceğini söylemek en basitinden safdillik ve büyük bir körlük olur!
 
Sonuç:
Tüm dünyayı çetin bir kış bekliyor,
Daha doğrusu kara/kapkara bir kış!
Hatta doğal olmayan ve beşer eliyle fırtına/boran/kasırga çıkartılarak iyice çekilmez hale gelecek ve "artık ne olacaksa olsun da bir an evvel stabiliteye/istikrara kavuşalım" diye herkesin her şeye razı olacağı kadar çetin ve çetrefilli bir kış başlıyor!
Türkiye için en büyük handikap ise, olağandışı küresel gelişmelerin yaşandığı bu süreçte seçime gidiliyor olmasıdır.
Tek kaygım ve korkum, iktidarın da/muhalefetin de iç siyasi hesaplar ve içe kapanmacı politikalar nedeniyle küresel bazlı ve tarihsel kritik eşik olan bu süreci görmezden gelmeleri olacaktır.
Umuyorum ve inanıyorum ki, 20 yıllık liderlik ve devlet deneyimine sahip olan Erdoğan'ın, tüm bu süreçlerin ve planlanan yeni düzenin farkında olduğu, seçimin bu gelişmeleri unutturmayacağı ve ülkemize krizi fırsata çevirtecek bu kavşağı gözden kaçırmayacağıdır.
Belki iddialı bir söz olacak ama eğer akıllı-akılcı olabilirsek, gerek coğrafi ve gerekse de stratejik konumu gereği bu süreçte kazançlı çıkabilecek veya bu kritik kavşağı en az hasarla atlatabilecek tek ülke Türkiye'dir diyebilirim…
Yaşadıklarımızı yaşayıp gördüğümüz gibi, bunu da, yaşarsak yaşayıp göreceğiz!
 
Not: ABD/Avrupa/NATO ve Rusya arasında bir nükleer tehdit söylemi aldı başını gidiyor.
Şimdilerde nükleer boyutlu tatbikatlar yapılıyor.
Yakın zaman içinde Rusya'nın Ukrayna'ya dönük nükleer/kimyasal silah kullandığı söylenir ve bunu destekleyici görüntüler paylaşılırsa hiç şaşırmayın.
"Yok canım, o kadarı da olmaz yani" demeyin.
Kahir ekseriyet Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmayacağını söyleyip; " o kadarı da olmaz yani" diyordu ama buyurun tablo ortada!
Bu ise savaşın seyrini değiştirebilecek bir gelişme olacaktır…
 
 
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Ertan Karaman
    Kaleminize sağlık
  • Setenay cANKAT
    Ülkemiz uçuyor kıskananlar çatlasın
  • Utku
    Demokrasilerde seçim olur belirlenen tarihlerde, niye korkuluyorki bundan?
  • Abrek efe
    Yazılarınızı sıklıkla takip ediyorum ve çok da faydalanıyorum isterimki devletimizin ekonomi ile ilgili birimlerindeki yetkili zatı muhteremleride okusalar biraz Bilgi sahibi olsalar.Dünyada gelişmiş ülkelerin bu krizi nasıl az hasarla ve kısa sürede atlatırız çabalarından bahsediyorsunuz örnek faiz artırmak gibi,bizde tam tersi bir işleyiş var belkide bizim ekonomi kurmayları dünyaya bir hokus,pokus yapıp süpriz yaparlar.
  • Kemal B.
    İnce bi çizgide yürüyoruz inşallah ülkemiz bu çizgide kaybeden taraf olmaz tarihimiz boyunca boyun eğmedik kimseye ama bu akılla gidersek bizimle daha çok oynarlar ama şu bi gerçek bizim askeri alanda teknolojimizi daha da geliştirmemiz lazım çünkü savaş hiç olmadığı kadar yakın aç yaşarız da vatansız yaşayamayız biz
  • Peker
    Sagolasin abi
  • Mehmet Sebinç
    Bizde nasıl durum sizin derin tecrübenizden faydalanmak isterim
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı