Allah'ı sevenler ve Allah'ın sevdikleri..
Bir gün Hz. Hızır (As.) hamamda yıkanan bir ihtiyarın yanına yaklaşmış.
İhtiyar kendi kendine yıkanmaktaymış.
Hz.Hızır(As) demiş ki:
- Ey ihtiyar..!
Gençliğinde yaşlılara yardım etseydin şimdi şu gençler de sana yardım ederlerdi.
İhtiyar adam şöyle cevap vermiş:
- Ben gençliğimde yaşlılara yardım ederdim ama zamane gençliği şimdilerde yardım etmez olmuş.
Hz. Hızır (As) ihtiyar adamın sırtını keselemeye başlamış, bir taraftan da konuşmaya devam etmiş:
- Demek ki yaptığın yardımları içinden gelerek yapmamışsın, Allah’ın sevgisini kazanamamışsın; yoksa ettiğin o hayrın karşılığını Allah’tan görürdün…
İhtiyar adam şöyle demiş:
Eğer yaptığımı Allah için yapmasaydım, O'nun sevgisini kazanmasaydım; Allah bugün benim sırtımı Hızır'a keseletir miydi?
Hızır (As.) duydukları karşısında çok şaşırmış.
"Allah'ım demiş; bana verdiğin seni sevenler listesinde bu ihtiyarın adı yok, bu nasıl olur?"
Yüce Allah şöyle demiş:
-"Ey Hızır..!
Sana bizi sevenlerin listesini verdik. Bizim sevdiklerimizin listesi bizim yanımızdadır..."
Kötülükte Son Nokta…
Üç arkadaş bir gün eski terk edilmiş bir fabrikada toplanıp, sürekli aynı şeyi yaptıkları için canlarının çok fena sıkıldığını ve değişik bir şey yapmak istediklerini dile getirirler.
Düşünürler; ne yapabiliriz derken içlerinden birisinin aklına öyle bir şey gelir ki:
-"İddiaya girelim…
İddianın konusu da –en kötü kim olacak– olsun…
Ne dersiniz, sizce de çok süper bir fikir değil mi?" der.
Arkadaşları da bu fikri çok beğenir ve iddiaya girerler.
Sıra bu iddiayı uygulamaya gelmiştir.
İçlerinden birisi:
-"Şimdi size en kötü kimmiş göstereceğim" der ve aralarından ayrıldıktan sonra hemen arka sokaktan hiç tanımadığı masum küçük bir çocuğu yakalar.
Başına da çuvalı geçirip arkadaşlarının yanına getirir ve çocuğu çok kötü bir şekilde tokatlamaya başlar.
Çocuk ne olduğunu anlamadan birden yere yığılır ve ağlamaktadır.
Diğer kişi ise;
-"Hayır, ben daha kötüyüm" der ve ağlayarak yerden kalkmaya çalışan çocuğu tekrar yere yatırıp tekme tokat ve öldüresiye, daha beter şekilde dövmeye başlar.
Çocuk, acı ve korkudan ölecek gibidir.
Avazı çıktığı kadar bağırıp çığlık atsa da tenha bir yer olduğu için kimse duymaz.
Yine de çocuğun çığlıklarına aldırmadan işkenceye devam eder ve:
–"Gördünüz mü, işte en kötü benim…" der..
Sıra gelir üçüncü kişiye…
Bir anda başlar bağırmaya:
-"En kötü beniiimm, en kötü beniiim.."
Diğer ikisi:
-"En kötü nasıl sen olabilirsin?
Bizi izlemekten başka hiçbir şey yapmadın…! derler.
Üçüncü Kişi ise, insanın kanını donduran bir cevap verir:
– "Bütün bu kötülükleri yaptığınız çocuk benim kardeşim ve ben bunu bildiğim halde hiçbir şekilde müdahale etmedim!
İnsanın kanı donuyor değil mi; okuyunca bunları..
Donmasın bence…
Gelin bunları, yaptıklarımıza/yapmadıklarımıza bakıp; kendimize uyarlayalım.
Kaçımız geçip, kaçımız sınıfta kalacağız. Ama unutulmasın ki; kötülüğe susan da, yapan gibi eninde sonunda daha beteriyle karşılaşır.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
İhtiyar kendi kendine yıkanmaktaymış.
Hz.Hızır(As) demiş ki:
- Ey ihtiyar..!
Gençliğinde yaşlılara yardım etseydin şimdi şu gençler de sana yardım ederlerdi.
İhtiyar adam şöyle cevap vermiş:
- Ben gençliğimde yaşlılara yardım ederdim ama zamane gençliği şimdilerde yardım etmez olmuş.
Hz. Hızır (As) ihtiyar adamın sırtını keselemeye başlamış, bir taraftan da konuşmaya devam etmiş:
- Demek ki yaptığın yardımları içinden gelerek yapmamışsın, Allah’ın sevgisini kazanamamışsın; yoksa ettiğin o hayrın karşılığını Allah’tan görürdün…
İhtiyar adam şöyle demiş:
Eğer yaptığımı Allah için yapmasaydım, O'nun sevgisini kazanmasaydım; Allah bugün benim sırtımı Hızır'a keseletir miydi?
Hızır (As.) duydukları karşısında çok şaşırmış.
"Allah'ım demiş; bana verdiğin seni sevenler listesinde bu ihtiyarın adı yok, bu nasıl olur?"
Yüce Allah şöyle demiş:
-"Ey Hızır..!
Sana bizi sevenlerin listesini verdik. Bizim sevdiklerimizin listesi bizim yanımızdadır..."
Kötülükte Son Nokta…
Üç arkadaş bir gün eski terk edilmiş bir fabrikada toplanıp, sürekli aynı şeyi yaptıkları için canlarının çok fena sıkıldığını ve değişik bir şey yapmak istediklerini dile getirirler.
Düşünürler; ne yapabiliriz derken içlerinden birisinin aklına öyle bir şey gelir ki:
-"İddiaya girelim…
İddianın konusu da –en kötü kim olacak– olsun…
Ne dersiniz, sizce de çok süper bir fikir değil mi?" der.
Arkadaşları da bu fikri çok beğenir ve iddiaya girerler.
Sıra bu iddiayı uygulamaya gelmiştir.
İçlerinden birisi:
-"Şimdi size en kötü kimmiş göstereceğim" der ve aralarından ayrıldıktan sonra hemen arka sokaktan hiç tanımadığı masum küçük bir çocuğu yakalar.
Başına da çuvalı geçirip arkadaşlarının yanına getirir ve çocuğu çok kötü bir şekilde tokatlamaya başlar.
Çocuk ne olduğunu anlamadan birden yere yığılır ve ağlamaktadır.
Diğer kişi ise;
-"Hayır, ben daha kötüyüm" der ve ağlayarak yerden kalkmaya çalışan çocuğu tekrar yere yatırıp tekme tokat ve öldüresiye, daha beter şekilde dövmeye başlar.
Çocuk, acı ve korkudan ölecek gibidir.
Avazı çıktığı kadar bağırıp çığlık atsa da tenha bir yer olduğu için kimse duymaz.
Yine de çocuğun çığlıklarına aldırmadan işkenceye devam eder ve:
–"Gördünüz mü, işte en kötü benim…" der..
Sıra gelir üçüncü kişiye…
Bir anda başlar bağırmaya:
-"En kötü beniiimm, en kötü beniiim.."
Diğer ikisi:
-"En kötü nasıl sen olabilirsin?
Bizi izlemekten başka hiçbir şey yapmadın…! derler.
Üçüncü Kişi ise, insanın kanını donduran bir cevap verir:
– "Bütün bu kötülükleri yaptığınız çocuk benim kardeşim ve ben bunu bildiğim halde hiçbir şekilde müdahale etmedim!
İnsanın kanı donuyor değil mi; okuyunca bunları..
Donmasın bence…
Gelin bunları, yaptıklarımıza/yapmadıklarımıza bakıp; kendimize uyarlayalım.
Kaçımız geçip, kaçımız sınıfta kalacağız. Ama unutulmasın ki; kötülüğe susan da, yapan gibi eninde sonunda daha beteriyle karşılaşır.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Ertan Karaman
Kadir Ay
Mustafa
Ebru Aygun
M.B