Biri (Liyakat) mı dedi?
Cumhurbaşkanı Danışmanı olarak görev yapan Milli sporcumuz Hamza Yerlikaya ve son günlerin en çok eleştirilen isimlerinden biri olan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi olarak atanması, birçok sıkıntının önüne geçerek ülkenin birinci gündem maddesi haline getirildi. Birçok televizyon yorumcusu ve gazetecinin gündem yaptığı "Liyakat" tartışmaları, uzun yıllardır ülkemizin gündemini meşgul eden bir konu aslında.
Bürokrasi zincirinin neredeyse her halkasında varolan liyakat tartışmaları yıllardır bizim gündemimizi meşgul eden meselelerin başında gelir. Tartışırız, eleştiririz, ahkam keser hesap sorarız ama hiçbir şey değişmez.
Üzülerek söylüyorum ama; Türkiye olarak bu kavramı konuşup tartışacak son ülkelerden biriyiz. Bu konunun AK Parti hükümetiyle de bir ilgisi yok. Cumhuriyet'imizin kuruluşundan bu yana geçen sürede hangi hükümet iş başına gelirse gelsin "Liyakat" kavramı asla olması gerektiği gibi uygulanmadı, bundan sonra da uygulanmayacak. O yüzden asıl gündem maddelerimizden uzaklaşıp boş işlere kafa yormaya gerek yok.
KASTAMONU BU İŞİN KİTABINI YAZAR
Eğer tek gündemimiz "Liyakat" olacaksa, bizim memleket bu konuda kitap yazar. Sadece atanmış isimler değil, seçilmiş birçok ismin de geçmişiyle şu anda yapmış olduğu görevleri kıyasladığımızda haftalar süren bir yazı dizisi hazırlamak mümkün. O yüzden liyakat konusunu Kastamonu özelinde tartışmayı, özellikle şu kritik süreçte tamamen saçma ve yersiz buluyorum.
Gelelim asıl gündemimize...
HEDEFLERİMİZDEN UZAKLAŞIYORUZ
Son birkaç gündür bu iki atama kararını ve beraberinde "Liyakat" kavramını tartışan Türkiye, asıl gündemi olan koronavirüs salgını, ekonomik kriz, işsizlik ve 2023 hedeflerinden hızla uzaklaşıyor. Bu tip gündemleri abartarak yeni bir algı operasyonu hazırlayan birçok isim, gündem değiştirme çabalarıyla kaş yapayım derken göz çıkarıyor aslında. Asıl tartışmamız gereken konuları bir kenara bırakıp "Yönetim Kurulu nedir ve ne iş yapar" başlıklı tartışma programı yapacak kadar küçülen gazetecileri gördükçe meslekten soğuyor insan.
Gazeteci büyüklerimiz; Bu ve buna benzer olaylara kafa yordukları kadar ülkenin gerçek gündem maddeleri üzerinde tartışsalar çok daha verimli ve yararlı bir iş yapmış olacaklar aslında.
Sosyal medya hesapları üzerinden kaplan kesilen ve benim "Klavye delikanlıları" olarak tanımladığım bazı isimler, bugüne kadar memleket menfaatleri doğrultusunda bırakın bir adım atmayı, her başarılı insana bir kulp takıp itibarsızlaştırma yoluna gidecek kadar da vicdansızlar. Yakın bir zamanda memleketimizde türeyen bu isimlerin birkaçına da bazı sorular yönelteceğim. Bakalım gazetecilik anlamında ne kadar dolular? Ne kadar bilgililer? İsimlerinin sonuna "Gazeteci-Yazar" yakıştırmasını koyup ona buna sataşan bu tipler, hiçbir zaman dikkate alınmadığı gibi bundan sonraki süreçte de hep kendileri yazıp kendileri okumaya mahkum olacaklar.
Bakın yine başladığımız yere geldik. İki kelimeyi dahi yanyana getirip konuşmaktan aciz olan insan müsfettelerinin gazeteciyiz diye ortalıkta cirit attığı ülkemizde hangi liyakattan bahsediyoruz?
Kalın sağlıcakla...
Okuyucu Yazısı - Barış Kılınçkıran
*"Okuyucu Yazıları" OGÜNhaber ilkelerine göre kontrol edilmiş ancak editör düzenlemesi yapılmadan yayınlanan, okuyucularımız tarafından yollandığı şekilde paylaşılan, sorumluluğu yazıyı yollayan okuyucuya ait olan yazılardır.
Bürokrasi zincirinin neredeyse her halkasında varolan liyakat tartışmaları yıllardır bizim gündemimizi meşgul eden meselelerin başında gelir. Tartışırız, eleştiririz, ahkam keser hesap sorarız ama hiçbir şey değişmez.
Üzülerek söylüyorum ama; Türkiye olarak bu kavramı konuşup tartışacak son ülkelerden biriyiz. Bu konunun AK Parti hükümetiyle de bir ilgisi yok. Cumhuriyet'imizin kuruluşundan bu yana geçen sürede hangi hükümet iş başına gelirse gelsin "Liyakat" kavramı asla olması gerektiği gibi uygulanmadı, bundan sonra da uygulanmayacak. O yüzden asıl gündem maddelerimizden uzaklaşıp boş işlere kafa yormaya gerek yok.
KASTAMONU BU İŞİN KİTABINI YAZAR
Eğer tek gündemimiz "Liyakat" olacaksa, bizim memleket bu konuda kitap yazar. Sadece atanmış isimler değil, seçilmiş birçok ismin de geçmişiyle şu anda yapmış olduğu görevleri kıyasladığımızda haftalar süren bir yazı dizisi hazırlamak mümkün. O yüzden liyakat konusunu Kastamonu özelinde tartışmayı, özellikle şu kritik süreçte tamamen saçma ve yersiz buluyorum.
Gelelim asıl gündemimize...
HEDEFLERİMİZDEN UZAKLAŞIYORUZ
Son birkaç gündür bu iki atama kararını ve beraberinde "Liyakat" kavramını tartışan Türkiye, asıl gündemi olan koronavirüs salgını, ekonomik kriz, işsizlik ve 2023 hedeflerinden hızla uzaklaşıyor. Bu tip gündemleri abartarak yeni bir algı operasyonu hazırlayan birçok isim, gündem değiştirme çabalarıyla kaş yapayım derken göz çıkarıyor aslında. Asıl tartışmamız gereken konuları bir kenara bırakıp "Yönetim Kurulu nedir ve ne iş yapar" başlıklı tartışma programı yapacak kadar küçülen gazetecileri gördükçe meslekten soğuyor insan.
Gazeteci büyüklerimiz; Bu ve buna benzer olaylara kafa yordukları kadar ülkenin gerçek gündem maddeleri üzerinde tartışsalar çok daha verimli ve yararlı bir iş yapmış olacaklar aslında.
Sosyal medya hesapları üzerinden kaplan kesilen ve benim "Klavye delikanlıları" olarak tanımladığım bazı isimler, bugüne kadar memleket menfaatleri doğrultusunda bırakın bir adım atmayı, her başarılı insana bir kulp takıp itibarsızlaştırma yoluna gidecek kadar da vicdansızlar. Yakın bir zamanda memleketimizde türeyen bu isimlerin birkaçına da bazı sorular yönelteceğim. Bakalım gazetecilik anlamında ne kadar dolular? Ne kadar bilgililer? İsimlerinin sonuna "Gazeteci-Yazar" yakıştırmasını koyup ona buna sataşan bu tipler, hiçbir zaman dikkate alınmadığı gibi bundan sonraki süreçte de hep kendileri yazıp kendileri okumaya mahkum olacaklar.
Bakın yine başladığımız yere geldik. İki kelimeyi dahi yanyana getirip konuşmaktan aciz olan insan müsfettelerinin gazeteciyiz diye ortalıkta cirit attığı ülkemizde hangi liyakattan bahsediyoruz?
Kalın sağlıcakla...
Okuyucu Yazısı - Barış Kılınçkıran
*"Okuyucu Yazıları" OGÜNhaber ilkelerine göre kontrol edilmiş ancak editör düzenlemesi yapılmadan yayınlanan, okuyucularımız tarafından yollandığı şekilde paylaşılan, sorumluluğu yazıyı yollayan okuyucuya ait olan yazılardır.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Halil B.