Fethin 566. yılı münasebetiyle Türkiye tarihinde bir ilk gerçekleştirildi ve 300 bin kişiyle teravih namazı kılınarak fetih anıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul'un Fethi'nin 566. yıl dönümünü Yenikapı miting alanında "Enderun Teravihi" organize ederek Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilki gerçekleştirdi.
İstanbul'un Fethi'nin senei devriyesi münasebetiyle ülke genelinde ve İstanbul'da yıllardan beri çok değişik anma etkinlikleri düzenleniyor.
Fethin 566 yılı olan bu yıl, fetih tarihinin Ramazan ayına da denk gelmesi münasebetiyle İstanbul Yenikapı Miting Alanında 316 bin kişinin katılımı ile, Osmanlı mirası, 'Enderun Usulü' teravih namazı eda edildi.
Diyanet Tv tarafından canlı yayınlanan teravih namazına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte toplumun her kesiminden ve devletin her kademesinden vatandaşımız katılarak omuz omuza saf tuttular.
Diyanet Tv ekranlarından canlı yayından verilen Enderun Teravihi, Kastamonu'muzun yetiştirdiği değerli hafızlarımızdan, İstanbul Laleli Camii müezzini olarak görev yapan Şaban CALAYOĞLU hocamızın okuduğu sala ile başladı.
İstanbul'un değişik camilerinde görev yapan seçme hafız hocalarımız tarafından salalar, ezanlar, Kur'an-ı Kerimden ayetler, değişik makam ve usulde ilahiler, salavatlar okundu.
Altı değişik imam tarafından değişik makamlarda kıldırılan teravih namazının öncesi ve sonrasında yatsı ve vitr namazını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş kıldırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 'Amaner-Rasulü' diye bilinen Bakara Suresi' nin son iki ayetini okudular.
Yenikapı Enderun teravihi'ni halkımıza sorduk.
Fikrine başvurduğumuz vatandaşlarımız, bu programdan çok etkilendiklerini, mutlu olduklarını, her şehrimizde ve Kastamonu'da da önümüzdeki yıllarda büyük meydanlarda, stadyumlarda bu şekilde teravih namazları kılmayı umduklarını, bizim yetkililerimizin de bu uygulamayı örnek alıp benzer programlar tertip etmelerini umuyoruz, bekliyoruz dediler.
Görüşlerini almak için aralarına girdiğim topllukdan birtanesi önemli konulara değindi. "Nolur bu işe en kısa zamanda el atsınlar" diyen vatandaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, adeta birlikte namaz kılmayı unutmuştuk.
Eskiden bizler cuma ve bayram namazlarını Salatin Camileri adı verilen büyük camilerde, namazgah denilen meydanlarda topluca kılardık. Salatin Camileri diye, Namazgah diye bilinen camilerimiz, meydanlarımız vardı.
Bunları kaybettik.
Yenikapı'da 300 bin kişiyle namaz kılınması, eski geleneğimizin yeniden canlanması adına bana çok mutluluk ve ümit verdi. Bu programın çok hayırlı bir örnek teşkil edeceğini umuyorum.
Zira, cuma ve bayram namazlarımız, milli birlik ve kardeşliğimizin göstergesi ve sigortası sayılacak etkinliklerin belki en önemlisidir.
Malesef son yıllarda, bin dört yüz yıllık İslami ve toplumsal geleneklerimizin aksine olarak, ve hatta bildiğim kadarıyla ictihadlarının, fetvaların da aksine olarak her cami ve mescitte cuma ve bayram namazları kılınmasına izin verilmeye başlandı.
50 - 60 haneli bir köyde bulunan iki-üç değişik camide üçer beşer kişilik cemaatle namaz kılınmaya başlandığını herkes biliyor, görüyor.
Artık camiler ve namazlar köylerdeki, mahallelerdeki birliğe bile hizmet edemez hale geldi. Hatta çok yazık ki ayrılığa, bölünmelere hizmet eder hale geldi.
Benim çocukluğumda, gençliğimde bile beş on köy, cuma ve bayram namazlarımızı bir camide kılıyorduk.
Müthiş bir kalabalık olurdu. Genç yaşlı camiler, bayram alanları cıvıl cıvıl olurdu. Gerçekten bayram olduğunu hissedebiliyorduk..
Eskiden beş-on mahallede bir cami varken şimdi bu mahallelerin her birinde cami var ve hepsinde cuma ve bayram kılınıyor. O cemaat artık ona, on beşe bölünmüş durumda.
Herkes kapısının önündeki camide, üç kişiyle bayram namazı kılmak istiyor. Bu gidişle, yakında herkes evine özel imam ister hale gelecek.
Yazık oluyor.
Valiliğimizden, Müftülüklerinizden bu duruma el koymalarını, eskide var olan 'Divan Camileri'ni esas alarak
Cuma ve bayram namazı kılınacak camilerin yeniden belirlenmesini talep ediyorum.
Yalvarıyorum her camiye cuma-bayram namazı beratı verilmesin artık.
Nolur camilerimizi, hiç olmazsa cuma ve bayram namazlarımızı toplumsal barışa, kaynaşmaya, birlik ve beraberliğe hizmet edecek bir hale dönüştürsünler.
Amerikayı yeniden keşfetmelerini istemiyorum.
Zor, imkansız ve faydasız bir şey istemiyoruz.
Dinen zararlı, kanunen zararlı, yasak bir şey istemiyoruz.
Nolur bu işe en kısa zamanda el atsınlar."
diye konuştu..