Erciyes Üniversitesi ERÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, hematüri olarak adlandırılan idrardan kan gelmesi durumunun enfeksiyon, taş gibi hastalıklarda görülebileceği gibi mesane kanserinin de habercisi olabileceğini belirtti.
İHA - Ürolojik rahatsızlıklarda bu durumunun hafife alınmaması ve mutlaka bir üroloji uzmanına başvurulmasına gerektiğine vurgu yapan ERÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demirtaş, yaptığı açıklamada, mesane kanseri ve buna yol açan etkenler konusunda ise şunları kaydetti:
“Mesane (idrar kesesi) kanseri, mesanenin duvarını yapan dokularda kaynaklanan kötü huylu tümör (kanser) hücrelerinin oluşumudur. Mesane kanserinde en sık karşımıza çıkan ilk belirti idrarın kanlı gelmesi ya da ağrılı idrar yapılmasıdır. Mesane kanseri erkeklerde kadınlara kıyasla daha yaygın olarak görülmektedir.
Mesane kanseri gelişimi genellikle uzun zaman alır ve en yaygın olarak da daha yaşlı kişilerde görülür. 40 yaş altındaki kişilerde çok nadirdir. Sigara, bazı meslek grupları, sağlıksız beslenme mesane kanserine yol açan etkenlerdendir. Özellikle 50 yaşın üstünde sigara içicisi olan kişilerin idrarında ağrısız hematüri varlığında mesane kanseri hastalığından şüphelenmesi ve bir üroloji uzmanına başvurmak gerekir. Çünkü sigara içenlerde mesane kanseri riski 3-4 kat daha fazladır. Ancak sigara içiciliğinin süresi ve yoğunluğuna göre de bu risk değişir.
Günlük 15-20 sigara içimi riski 4,5 kat artırır. Sigaranın bırakılmasıyla risk giderek azalır, fakat hiçbir zaman sigara içmeyen kişilerin düzeyine inmez. Pasif sigara içiciliği de benzer şekilde mesane kanseri için risk faktörüdür. Sigaranın yanında özelikle kimya sanayi, petrol, boya, lastik endüstrisi, alüminyum ve demir işletmesi çalışanları yüksek oranda aromatik aminlere maruz kalmaktadır ve risk altındaki meslek grubunu oluşturmaktadır.
Besinsel olarak mesane kanseri oluşumuna etki yapacak yiyeceklere gelince; tuzlu, közde et, yağ miktarı fazla, salamura sebze, soya ve baharatlar risklidir. Bu nedenle sağlıklı beslenmek bu hastalıktan korunmada etkili çözümlerdendir”
Doç. Dr. Demirtaş, tüm kanser hastalıklarında olduğu gibi ürolojik kanserlerde hastalıktan değil, geç kalmaktan korkulması gerektiğini sözlerine ekledi.