Kim çıkardı, nereden çıktı bilinmez ama COVİD-19'un hayatımıza kattığı yeni normalin biraz maliyetli olacağı kesin.
Hepimizin bildiği üzere COVİD-19 geçen sene Kasım - Aralık aylarında ilk olarak Çin'de görülmeye başladı ve hızla tüm dünyayı etkisi altına aldı. Bu yazıyı yazarken Dünya genelindeki vaka sayısı 71.503,497, ölüm sayısı ise 1.602,509. Toplam iyileşen hasta sayısı ise 49,692,019. COVİD-19'un çıkışı ile ilgili farklı farklı senaryolar çizilse de ben resmi olarak kanıtlanmayan, sadece bir söylemden ibaret olan bu senaryolara itibar etmemeyi tercih ediyorum. Zaten bugün sizlerle paylaşmak istediğim iş hayatının yeni normali. Yani o senaryolara hiç de ihtiyacımız yok.
Pandemiden önce de yeni neslin evden çalışmaya daha istekli olduğu, buna geçilip geçilmeyeceği zaten konuşuluyordu. Pandemi bu süreci hem hızlandırdı hem de zorunlu hale getirdi. Ben de kısa bir süre de olsa evden çalışmayı denemiş birisi olarak şunu söylemeliyim ki; evden çalışmak zor bir durum. Ofisten istediğim dokümanlara ulaşamadım, toplantılar problem oldu tüm bu durumlar zaten dört duvar arasına sıkışmışlık psikolojisine kapılmış insanları daha da strese soktu. Şimdi tüm bunları düşündüğümde bana “Evden çalışmak ister misin?” diye sorsalar, çok büyük bir ihtimalle cevabım “Hayır” olacaktır.
Pandemiden sonra hiç şüphesiz evden çalışma sistemi daha da yaygın hale gelecek. Fakat bunun şirketlere maliyeti bir hayli fazla olacak. Çünkü her ne kadar şuanda ücretsiz toplantı programları iş görse de, ilerleyen süreçte online ortamda dosya gönderme, dosya üzerinde ortak çalışabilme, toplantı yapabilme, geçmişe dönük evrakların arşivine ulaşabilme gibi özelliklere sahip programlara ihtiyaç duyulurken, tüm bunları güvenli ve olası bir siber saldırıya karşı korunaklı halde tutan bir program beklentisi içerine girilecek. Bu da ekstra maliyetlere neden olacak.
Ayrıca evden çalışma ile birlikte insan kaynaklarının temel görevlerinden olan çalışan iletişimini, mutluluğunu ve bağlılığını arttırmak gibi önemli konularla ilgili çalışmalar yapmak da şirketleri hem zorlayacak, hem de yeni maliyetler üstlenmek zorunda bırakacak. Tüm bunları incelediğimizde de her ne kadar evden çalışmaya hazırlıklı işletmeler, şirketler, holdingler Türkiye'de var olsa da aynı hazırlığa sahip olmayan işletmeler bu sürece adaptasyonda zorluklarla karşılaşacaklar. Tüm bunları göze almak istemeyen bir şirket "Biz evden çalışma sistemine geçmeyeceğiz, geleneksel metoda devam" dese bu seferde personelini korumak için bir maliyete göğüs germiş olacak.
Özetle; COVİD-19 nedeniyle hayatımıza giren yeni normaller hem çalışanları hem de işverenleri bayağı zorluyor, zorlayacakta. Umudumuz bu illetten bir an önce kurtulup, bir daha bizi bu hale getirecek risklerle karşılaşmamaktır.