Okumak sayıdan ibaret olmamalı!

Günümüzde teknolojinin büyülü dünyası ile birlikte maalesef ki her geçen gün kitap okuma oranlarımızın düşmekte olduğu bir ortamda kitap okuyabilmek bana göre cidden önemli bir husus. Çok kitap okumak takdire şayan. Ama sorgulamamız gereken bir husus var; okuduklarımızı sırf "Ben şu kadar kitap okudum" diyebilmek için mi okuyoruz, yoksa okuduğumuz her kitaptan en az bir bilgi alarak hayatımıza entegre edebiliyor muyuz?

Bazen maalesef ki sayı uğruna çok iyi anlaşılmadan okunarak tozlu raflara kaldırılmış çok önemli eserler biliyorum. Kitap okumak bir marifettir; ama okuduğumuz kitaptan hayatımıza yön verecek, işlerimize katkı sağlayacak veya bizi daha kaliteli bir insan yapacak ana fikirler çıkarmak, -tabiri caizse- kitabı hazmetmek daha büyük bir marifettir. Çünkü pratiğe dökülemeyen bir bilgi sadece hantallık yapar. Bunu şöyle düşünebilirsiniz: Bir spor branşına inanılmaz bir yeteneğiniz var ama o sporu yapmıyorsunuz. Bu yeteneğin size faydası olur mu? Kitabı hazmetmek için aceleye getirmeden okumalı ve okumamız bittikten sonra üzerine düşünmeli, sorgulamalıyız.

Edebiyatımızın duayen yazarlarından Peyami Safa Yeni Mecmua'daki 28 Şubat 1941 tarihli "Onbeş Kaide" adlı yazısında bir kitabın nasıl okunması gerektiğine yönelik çok önemli onbeş kuralı bizimle paylaşmış. Peyami Safa'da bu kuralları anlatırken 2-3 kez hazmederek okumanın önemini vurgulamıştır. [1] Nitekim okullarda böyle değil midir? Bazen bir sürü okul okumuş insanlar görürüz ama teorik bilgileri hazmederek pratiğe dökemediği için bilgi hantallığının ağırlığı omuzlarına yığılmıştır. Çünkü okulu bir sosyalleşme ortamı olarak görmekten ziyade sadece ders alınıp sonra kaçar gibi çıkılacak bir yer olarak görmüştür, bilgileri ise sadece sınavları geçmek için bir araç olarak görmüştür. Oysaki okullar bizleri sınavdan ziyade hayata hazırlayan, daha iyi ve daha gelişmiş bireyler yapan yapılar olmalıdır.

Sözü fazla uzatmadan özetlemek gerekirse; kitap okumak bizler için bir sayı yarışı olmaktan ziyade anlam yarışı olmalıdır. Yani kaç kitap okunduğuna itibar etmek yerine okunan kitaplardan nasıl bilgiler, nasıl çıkarımlar elde edilip, bunların hangi alanlarda kullanıldığına daha fazla ehemmiyet gösterilmelidir.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Saygılarımla…

 

[1] SAFA Peyami, Eğitim Gençlik Üniversite, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2018

OGÜNhaber