Birkaç gündür bu konu üzerinde düşünüyorum.
Kendi hayatımdan örnek vermek gerekirse; türkülerin üstadı Neşet Ertaş'ın değerini maalesef ki vefat haberini aldıktan sonra yaptığım araştırmalarla onu daha iyi tanıdıktan sonra anladım.
Keza ülkemizin önemli değerlerinden biri olan tarih profesörü, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğünü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevlerini yürütmüş Prof. Dr. Ahmet Hâluk Dursun hocamızın değerini de bu yıl katıldığım Zeytinburnu Belediyesi Gençlik Merkezi'nin düzenlediği bir sertifika töreninde hediye edilen Hâluk Dursun hocanın "Gençlerle Hayat Bilgisi" kitabını okuduktan sonra anlayabildim.
Onları tanıyanların onlar hakkında yazdıkları yazıları, makaleleri okudukça onlara olan hayranlığım daha da arttı. Onları yakından tanıyamadığıma, Kırşehir'e gidip Neşet Ertaş'ın elini öpemediğime, Haluk Hoca'nın öğrencisi olup onun bilgilerinden istifade edemediğime bin pişman oldum onları daha da tanıdıkça.
Şimdi düşünüyorum; acaba şu an belki de burnumuzun dibinde olan ama kıymetini anlayamadığımız, değerini bilmediğimiz kimler var?
İyisi mi sızlanmayı bırakıp, yanımızda, dibimizde olanın kıymetini bilmeli.
Sağlıcakla kalın…