Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, bu sözlerle emanet etmişti biz gençlere bu aziz vatanı. Onun umudu gençlikti. Gençliği bu ülkenin geleceği olarak görmüştü. Gençlere bir bayram, bir de mektup mahiyetinde emanetinin belgesi olan hitabe bıraktı. Şimdi biz o bayramın 101. yılını kutlayacağız. Onu anacağız, onu anlamaya çalışacağız. Türk gençliği olarak onu anlamalı ve onun bize verdiği emanetin sorumluluğunu üzerimize alarak ilerlemeliyiz. Elimizde her türlü bilgiye ulaşabilecek araçlar varken bunları fayda yaratmak için kullanmalı; ülkemizin kalkınmasına, milletimizin gelişmesine katkıda bulunmak için projeler, fikirler üretmeliyiz.
Günümüzde birçok durumdan dert yakınıyoruz. Yanlış giden birçok şey sayıyoruz. Peki bunlar için biz neler yapıyoruz? Şimdi bazılarınız “Sen de abartıyorsun, biz ne yapabiliriz ki? Devleti biz mi yönetiyoruz?” diyeceksiniz. Şuan yönetmiyoruz ama yönetebiliriz sevgili arkadaşım. Bunca insan gençliğin dinamizmine boşuna inanmıyor. Büyük insanlar boşuna gençliğe ümit bağlamıyor. İllaki şikayet ettiğimiz durumların çözümüne ilişkin fikirlerimiz vardır. Bu fikirleri yasalara uygun olarak savunduğumuz zaman kazanabiliriz. Bugün engelli dernekleri, kadın dernekleri yasalarla ilgili fikirlerini savunup, TBMM’de milletvekilleriyle, bakanlarla görüşerek onları ikna ettikleri takdirde yasalara etki edip gerekli düzenlemeleri yaptırabiliyor. Peki gençlik derneklerinin kaçı bunu yapabiliyor? Yapmayanlar neden yapmıyor? Genç olmak sokaklara dökülerek hak aramak değil. Yasal yoldan hak arayanlar er ya da geç haklarını alırlar.
Yetişme tarzımızdan dolayı kendimizi küçük bir çocuk gibi hissediyoruz ama değiliz. Küçük bir çocuk değiliz artık. Bizler ne istediğini bilen, kendini iyi yetiştirmiş aydın gençler olmalıyız. Senelerce liselerde seminerler verdim. Gördüğüm tablo vahimdi. Bırak hakkını aramayı, soru soramayan gençler gördüm. Atatürk böyle bir gençliğe mi emanet etti bu ülkeyi? Yaşamak istediğimiz güzel hayatları birinin bize altın tepsiyle sunmasını mı bekleyeceğiz, yoksa o altın tepsinin gelmeyeceğinin farkında olup kalkıp adım mı atacağız?
Gençler! Altın tepsiyle kimseye hayat sunulmaz. Şehzadelere bile sunulmadı. Tahta onlar geçecek olmasına rağmen onların bile kendini iyi yetiştirmesi, bilgi seviyesinin yüksek olması gerekiyordu. En başta da dedim ya; biz Atatürk’ün bu ülkeyi emanet ettiği gençliğiz. Projeler üretmeli, okumalı, araştırmalı, aydın olmalıyız. Sosyal medyada, orada, burada bize dayatılan ve hiçbir kaynak gösterilemeyen bilgiyi sorgulamadan kabul edip de kullanmamalıyız. Bu aziz vatanda yetişen bir genç olarak; geleneklerine sadık, yeniliklere açık olmalı, ülkemize katkıda bulunmak için birbirimizle yarışmalıyız. Şimdi sizlerle Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ne cevaben yazılan Gençliğin Ata’ya Cevabı’nı paylaşacağım. Okumanızı, anlamanızı ve hayatınıza uygulamanızı temenni ediyorum.
“Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımız olacaktır.
Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.
Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.”
Türk Gençliği
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'mız kutlu olsun…