Doğal güzellikleri Allah'ın verdiği en büyük nimetlerinden olan şehre bir de tarihi güzellikleri ve zenginlikleri de katarsak eşi emsali yoktu bence. Ama artık ben sokağa çıktığımda aynı hususu ve güveni bulamıyorum. Ancak bazı semtler, bölgeler haricinde çok nadir rahat gezebiliyorum.
Eskiden öyle mi idi?
Bir işin çıksa Taksim, İstiklal Caddesi, Kapalı Çarşı, Eminönü zevkle giderdim hem işlerimi yapar sağ sola bakınır dönerdim, keyifti...
Şimdi Allah korusun sabah çıkıp akşam sağ salim eve dönmek bir şans oldu. Başta trafik stresi olmak üzere ulaşım imkansızlığı, ortalıkta dolaşan ne olduğu belli olmayan garip bakışlı, garip kılıklı kişiler. İnanın ki gündüz bile bazı semtlerde dolaşmaya korkuyorum. Bunlar genellikle dışardan gelmiş çoğu Türk olmayan işsiz güçsüz insanlar bakışları ile ürküten insanlar oluyorlar. Duyduğumuz bir takım olaylar, hırsızlıklar, katliamlar, cinayetler de beni doğruluyorlar zaten.
En kötüsü de her tarafta dilenen kadınlar ve çocukların yollarımızı kesmesi, otomobil içindeyken dahi önümüze atlamaları kaza yapmamak mümkün değil. Üzücü moral bozucu bir yaşam haline geldi. Üzüldüğüm bir nokta da bu memleketimin güzel insanlarına yollarda yardımcı olamamak. Eskiden yollarda yokuş başlarında kısa mesafelerde yardım isteyen, arabaya binmek isteyen talebeler, yaşlılar olurdu ve hemen gidecekleri yere kadar götürüp yardımcı olurduk hele hele paket taşıyan ablalarımıza, büyüklerimize yardımcı olabilmek bizi mutlu ederdi.
Şimdi ben asla durmuyorum, yavaşlamıyorum bile, kapılar kilitli gideceğim yerde açıyorum. Bu da beni çok ama çok üzüyor insanlığımdan kayıp etmiş gibi hissediyorum kendimi. Fakat inanın kabahat bende değil...
Ben artık kendimi bütü güzel İstanbul'umda bir çok değerlerin kaybolduğunu gördüğüm için acı gerçeklerle yüzyüze kaldığım için böyle oldum....
Gülümseme kadar mutlu, sağlıklı, huzurlu kalın...