İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sözkonusu olduğunda Türkiye bu ülkelerle ile ilgili karşı bir tavır ortaya koymuş ve bu iki ülkenin NATO üyeliğini veto etmişti. Tabi ki her iki ülkenin teröre desteğini düşünürsek bu haklı bir çıkıştı.
Görüşmeler iki tarafın da imzaladığı anlaşmaya göre İsveç ve Finlandiya’nın Suriye’deki terör örgütleri PKK-KCK,PYD-YPG ve bunların Türkiye’deki uzantılarının ve özellikle FETO terör örgütünün de resmen terör örgütü olarak kabul edilmesi ve Türkiye’nin de vetoyu kaldırması, bu kararların masada imzalanması ile son buldu.
Osmanlı'nın son zamanlarında 1915'ten, daha doğrusu 1916'dan sonra Sultan Abdülhamid Han tahttan indirildikten sonra masada yapılan anlaşmaların neredeyse çoğu aleyhimize işlemiş, çoğunu kaybetmişiz. Fakat bakıyoruz ki bu yaptığımız anlaşma abartmıyorum Türkiye için son yıllarda elde etmiş olduğu en iyi başarılardan biridir.
Her ne kadar muhalif partilerin işine gelmiyorsa da – ki onlar aka da kara demeyi adet edinmişlerdir- ben bunu bir başarı olarak görüyorum bu benim şahsi kanaatimdir.
Burda önemli olan o masada, o ülkelere bu imzayı attırmış olmaktır. Ha ne kadar sözlerinde dururlar, sözlerinde dururlar mı durmazlar mı bu tartışılır. Bugüne kadar AB ya da diğer Avrupa ülkeleri ya da ABD sözlerinde ne kadar durmuşlardır? Bu bizim devletimizin hezimeti değil Avrupa’nın ikiyüzlülüğüdür.
Biz bugün o masaya oturtup onlara o imzayı attıradıysak, orada bir misyon ve vizyon sahibi olarak duruşumuzu gösterdiysek bu devletimiz adına önemli bir başarıdır.
Şimdi gelelim bu konuda muhalif partilerin tutumuna. Maalesef muhalif partiler yine her zamanki gibi sırf AKP düşmanlığı ile hareket edip bunu bir hezimet, bir kayıp, bir boyun eğme gibi göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunun bir ülke meselesi, vatan –millet kazanımı olduğunu asla idrak edemeyecekler, etmeyecekler. Onlar için vatan millet yok, ülke çıkarları yok tek bir şey var AKP ve onun nezdinde Erdoğan ve O da ne yapsa yanlıştır. Böylesine bir at gözlüğü tarihin ve günümüzün hiçbir muhalif kadrosunda göremezsiniz.
Evet bu bir vatan meselesidir, orda gördüğümüz itibar milletimize itibar kazandırır. Siyasette bizim bilmediğimiz bazı şeyler vardır, her şey açıklanmaz devlet sırrı denen bir şey vardır, illa çıkıp da insanlara biz şunu yaptık diye de açıklanmaz. Bu böyledir
Bundan 20 sene önce iktidarda olan, şimdiki muhalif partilerin dış siyaset kapsamında yapmış oldukları görüşmeleri hepiniz bilirsiniz. ABD karşısında, Avrupa liderleri karşısında ezik duruşlar, el bağlamalar, en arkalarda adeta formaliteden bir dekor gibi durmalar..
O dönem dış politikaya başarılı imzalar atan rahmetli Sayın Özal hariç bütün siyasilerde durum böyleydi.
Bugün Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa'da liderler karşısındaki duruşu nerede, o ezik duruş nerede? Recep Tayyip Erdoğan'ın İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un omuzuna elini koyması, ikili arasındaki davranışlar her şeyi anlatıyor. Beden dili denen bir şey var Türkiye'nin Avrupa karşısındaki duruşu bu dil ile kendini ifade ediyor zaten.
Neredeyse son 10 senedir dış politikamız mükemmel olarak gitmektedir. Evet belki içeride, ekonomide sıkıntılarımız var en kısa zamanda bunu düzelteceklerini beklemekteyiz ama gerçekten dış politika söz konusu olduğunda Türkiye hiçbir zaman bu kadar güçlü olmamıştı. Varsın gitsin F36'lar bize verilmesin, verdikleri sözleri de tutmayacaklar belki, bu onların ayıbı ama orada dik duruşumuz ve masaya yumruğu vurmamızla "Artık bu sahada biz de varız!" diyen bir Türkiye var. Şu anda bunu yapabilmemiz çok önemli.
Bu durum karşısında bizim ülkemizi karalamak, kötülemek yerine gurur duymamız, tek vücut olmamız lazım.
Muhalif partiler bir kere olsun Türkiye’nin itibarının milletin itibarı olduğunu, bunun partiler üstü bir durum olduğunu seçmenlerinize anlatsanız, bir kere olsun dış mihraklara içerideki görüntülerimizi çirkin görüntülerimizi servis etmeseniz, "kol kırılır yen içinde kalır" hesabı bir kere olsun devletin başarısını, milletin başarısı bilseniz ne güzel olur.
Bu bir millet meselesidir, beka meselesidir. Devletin uluslararası arenadaki başarılarını aramızdaki partizanlıkla gölgelemek o partiye, bu partiye, iktidara, şahıslara değil komple bütün millete zarar verir.
Umarım en kısa zamanda bu yanlışınızdan döner milli düşünmenin, partizanlıktan önemli olduğunu idrak edersiniz.
Allah'a emanet olunuz!
Değerli görüş ve önerilerinizi ogünhaber.com ve sosyal medya hesaplarım üzerinden bana iletebilirsiniz.