Bugünkü yazımı başlıkta okuduğunuz üzere ecdadımızın,Sultan Abdülhamid Han’ın yaptırmış olduğu bir mekan üzerine yazmak istedim.
2.Sultan Abdülhamid Han’ın Arnavutköy Hadımköy’de 1891 yaptırdığı bu muhteşem eser o dönem askeri hastane olarak kullanılan eşsiz yapılardan biriydi.
Peki neden Hadımköy?
Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek “
Abdülhamid Han’ı anlamak herşeyi anlamaktır" diyor. Neden Hadımköy’de bir hastane açılması lazımdır 1900 lü yıllara baktığımızda daha iyi anlıyoruz.Hadımköy’ün o yıllarda sadece küçük bir köy olmasına rağmen ileri görüşlü Sultan’ın neden oraya bir askeri hastane yaptığını birlikte hatırlayalım;
Yıl 1891 Yunan Harbi olarak da bilinen Teselya Savaşı sırasında büyük bir öneme sahip hastanenin temelleri 1887 yılında atılmış 1891 de açılmış. 1897 Yunan harbi patlak verdiği sırada ise kullanıma açılmış olan hastane, sonrasında büyük Balkan harbi ve Ruslardan gelecek bir tehlike için hazır tutulmuştur.
Sultan’ın bütün bu savaşlar için muhteşem bir ileri görüşlülükle yaptırdığı bu hastane tam da düşündüğü gibi olmuş, Balkan ve Çanakkale savaşlarında çok önemli hizmetler vermiştir. 1985 yılına kadar hastane olarak kullanılan yapı ve o tarihten 2012 ye kadar da kışla olarak kullanılmıştır.
Sultan’ın askerini bu derece düşünmesi ve ileri görüşlülüğü daha öncesinde vuku bulan Rus Harbinde bazı eksikleri tesbit etmesinden gelir. Hatta Sultan sadece bu hastaneyle kalmaz, seyyar hastaneler, mescidler ve tabyalar yaptırarak askeri istihkam konusunda çok titiz davranır.Sultan Abdülhamid Han Çanakkale Savaşlarının gizli kahramanıdır.
Birgün paşalar, Beylerbeyi Sarayında Sultan’ı ziyarete gelip vahim olan hadiseleri (1915 hadiselerini) anlatınca Sultan “
ben her ihtiyaca karşı tabyaları yaptırdım” demiştir.
İşte Hadımköy’deki bu hastane de bu nedenle yaptırıldı ve Yunan harbi ve sonrasında büyük istifade sağlandı.
Dostlarım,ben bu mekanla ilgili olarak bütün sosyal medya hesaplarımda 21-08-2018’de bir paylaşım yaptım. Bir gün öncesinde Mustafa Armağan Bey konuyla ilgili bir paylaşımda bulunmuş ve bana da bir video göndermişti.
Ben de hemen bu videoyu Twitter, Facebook ve İnstagram hesaplarımdan paylaşmıştım. Bize düşen yetkilileri bilgilendirmekti.
Üç gün sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi beyaz masadan beni arayıp durumu sayın Başkan’a ileteceklerini bildirdiler.
Benim cevabım “
en azından binanın duvarlarındaki yazıları silelim, ve mekanı tel örgülerle çevirelim ve başına bir bekçi bir güvenlik koyalım” idi.
Bu mekanda yaptığımız araştırmalarda yapının tinerciler ve esrarcıların mekanı olduğunu tesbit ettik. Allah devletimizden razı olsun ülkemizde ve yutdışında bunun gibi pek çok eser TİKA tarafından restore yapıldı ve halen yapılmaya devam ediyor.
Devlet Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu tür eski eserlere karşı çok duyarlı olduğunu biliriz. Lakin İstanbul’un çok da uzağında olmayan,artık neredeyse şehirle bir bütün haline gelmiş semtindeki bu değerli eserin unutulmuş olmasına bir anlam veremedim ve kendi kendime dedim ki “
Kendi imkanlarımızla bir iki arkadaş bulup önce o çirkin yazıları silelim, bi tel örgü çevirip bir bekçi tutup vazifelendirelim.” Fakat sonrasında bir müddet daha beklemeye karar verdim.
Fakat henüz bir işlem yapılmadı. Oysa yaptığımız paylaşımlar sosyal medyada ses getirdi, Habertürk, Cnn, A Haber gibi kanallarda gündeme getirildi.
Sayın devlet büyüklerimizden, bilhassa Sayın Başkanımızdan talebimizdir, bir an önce bu mekanla ilgili bir girişimde bulunulmasidir. Biz bugüne kadar ailemiz ve şahsımla ilgili kişisel olarak tek birşey istemedik. Ama söz konusu ecdadın eserleri ve onlara sahip çıkılması gerek.
Allaha emanet olun!
Not: Değerli dostlarım biz bu yazıyı kaleme aldığımız sıralarda henüz yayınlanmadan önce, bir grup askerin hastaneye gidip temizlik çalışmalarına başladığı haberini aldık. Burdan şahsım adına hepsine tek tek teşekkür ediyor, en kısa zamanda devletimizin de bu işe el atmasını umuyorum.
Şu da olabilir; kurulma aşamasindaki derneğimiz burayi yetim çocuklar adına hizmet eden bir merkez haline getirebilir. Biz halkımızın da desteği ile burayı ayağa kaldirabiliriz inşaallah.