Fransa ile tarihte bir çok müsbet ilişkilerimiz olmuştur. Osmanlı Fransa'ya kapitülasyonları verdi, aslında o bir strateji
idi İngiltere'ye karşı. Fransa ve İngiltere, birbirini sevmeyen iki toplumdur. İkisi de birbirini işgalci olarak görür.
Kıyamete kadar sürecek kadim bir düşmanlık var.
Son gelişmelerden anlaşılan malum güçler Eliza Sarayına bayağı hakim. Bu süreç kanlı Fransız ihtilaline kadar gider.
Malum güçler "toplumları imparatorluklardan kurtaracağız, toplumlar kendi kendilerini yönetecek" dediler ve bu
yalanın adını "aydınlanma" koydular. Bu sayede firavun meşrep bazı aileler dünya kaynaklarına el koydu demokrasiyi
makyaj olarak kullanarak. Ardından "ulus devlet" yalanını ortaya attılar.
Bu sayede:
1- Senelik 850 milyar dolar petrol ve doğalgazı,
2- Ve bilumum diğer maden gelirlerini, insan kaynaklarını kontrol ediyorlar,
3- Ve bugün Yunanistan 500 milyar avro, Kuzey Irak devleti 30 milyar dolar borç faturası buldu masasında.
4- Her sene Suud en az 20 milyar dolarlık silah alır. Nükleer silah var bahanesi ile Irak'tan giden tarih ve Suriye'den kaçırılan altının haddi hesabı yok.
5- Ve dahi İslam Ülkeleri pazar haline geldi. İslam Ülkeleri boyalı demir yığını lüks araç ve saat çöplüğü halinde.
En büyük Rolls Royce araç filosu Dubai de Bulj el arap otelinde. Ve İslam ülke zenginleri buna özendirildi.
6- Terörden kafasını kaldıramadı İslam ülkeleri, biz dahi 500 milyar dolar para harcadık. Ortalama hükümet ömrümüz 1.5 sene idi.
7- 1 trilyon dolara yakın faiz ödedik son kırk senede. Bu, 8 ketrilyon demek. Yani 900 katrilyon vergi toplanıyor
yıllık, 9 sene yemeden içmeden faize çalışmışız 83 milyon olarak (eski değerlerle ifade).
Şimdi ellerinden kayan, artık tutmakta zorlandıkları bazı gerçekler var:
1- Kendi toplumlarının islamlaşması, özgürleşen devletler
2- Dünya toplumların her konuda bilgilerinin artması
3- Kurdukları sistemlerin doğal ömürlerini tamamlaması
4- Ve gerçekleşmesini engelleyemedikleri ikinci Rönesans. Peygamberimize yapılan hakaret kabul edilemez. Fransa boykottan çok zarar görecek. Pandemi sürecinden de yaralanan Fransa ekonomisi daha da çöker. Kurşun asker olmadan önce iyi düşünün. Bu yolun sonu çıkmaz sokak.
Eski yalanlar da prim yapmıyor. 100 sene önceki bir istihbaratçının bildiği şeyleri artık sıradan insanlar biliyor.
Gerçeklerden kaçamazsınız. Yalan, bir seçenek değildir. Yalan, korkakça ve acizce çözümdür. Aksi takdirde toplumsal
siyasî mahşerle karşılaşacaksınız. Kazanımlarınız zafer değildir. Sindirin bunu artık.
Hak şerleri hayreyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Kalın sağlıcakla.