Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Ha bugün ha yarın, belki başka baharlara kaldı, biz de görebilecek miyiz acaba… derken Ayasofya'mıza kavuştuk. Vuslata erdik çok şükür.
Cenab-ı Allah hicrî sene içine mühim günleri, ayları serpiştirmiştir.
O mühim aylar; Receb sonra Şaban sonra Ramazan. Sonra Şevval ay’ı. Sonra Zilhicce ve Muharrem.
O mühim günler; Regaib, Berat, Mirac, Kadir gecesi, arefe ve Ramazan Bayramı.
O Zilhicce'nin ilk on gecesi arefe ve Kurban günleri. Sonra yılbaşı ve Muharrem. Malum muharrem ayında da mühim olaylar gerçekleşmiştir. Aşure günleri olmazsa olmazımız.
Bayramlar bizim için farklı anlamlar ifade eder. Ama bu bayram çok daha farklı. Çünkü farklı bir bereket ile geldi.
Bereketin adı: Ayasofya. Yeni umutlar getirdi.
Bazı hak dostları Ayasofya'ya çok çok ehemmiyet verir.
Ayasofya erkan-ı devletin sabah namazını kılıp toplantıya gittiği, padişahların ayrı bir önem verdiği, bir çok protokolün gerçekleştiği âli makamdır.
Bundan sonra daha fazla ileri bakmamız gerek
Çünkü sorumluluklarımız daha da arttı
Daha çok iştişareli kararlar almalıyız
Ben değil, biz daha çok kullanmalıyız
Daha çok okumalıyız
Cehalet her kötülüğün başı
Ayasofya üzerinden başka tartışmalara girmeye gerek yok. Sulh'a, huzura, adalete ihtiyacı var dünyanın. Bizim için Ayasofya tarışması bitmiştir. Emeği geçen herkesten Mevla razı olsun. Maksad hasıl olmuştur.
Kurban yılbaşının habercisidir ve Ayasofya bereketi ile yeni miladlara vesile olması temennisi ile hürmetlerimizi arz ederiz.
Not: Kurbanlarınızı eğer kendiniz kestirmeyecek iseniz yüce devletimizin kurumları olan, T.C. Diyanet ve Kızılay vasıtası ile ehil ellerde ihtiyaç sahiplerine gönderebilirsiniz.
Trafik kurallarına riayet ederek, dinlene dinlene gidelim. Acele giden ecele gider.
Allah'a emanet olunuz. Hayırlı Bayramlar