Dolmuş muavini..

Muavin, Arapça kökenli bir kelime, yardımcı manasına gelir.
Muavin yani (yardımcı), genelde devlet dairesinde, şirketlerde ve hatta evde ev hanımlarının yanında çalışan yardımcılar olarak karşımıza çıkar. Ancak ben size bugün dolmuş muavinini anlatacağım.

Peki neden mi dolmuş muavinini seçtim?
Yazalım dostlar. Dolmuş Muavini 1960-70’li yıllar ve şahit olduğum muavinlik.

O yıllarda bildiğim kadarıyla tek tip dolmuş vardı. O dönemin meşhur Ford marka minibüsleri. Bu 12 kişilik minibüsleri kullanan şoför hiç bir şeye karışmazdı, sadece direksiyonun başında durup, hangi güzergahta yolcu alıp bırakacağını bilirdi. Para toplama işlerine karışmaz, yolcularla konuşmazdı. Onun işi direksiyon başında arabayı kumanda etmekti. Muavin ise işin zahmetini çeker, parayı toplar “pamuk eller cebe, bozuk olsun lütfen, varmı ücretini ödemeyen üstünü alamyan?”der, her yolcunun tek tek takipçisi olurdu.

Minibüs 12 kişilik dediysek yolcu ayısı asla 12 olmazdı en az 17 kişi doldurur, muavin hiç durmaz “beyler biraz sıkışalım” diye daha çok yolcu almaya çalışırdı. Muavin uygunsuz tipleri dolmuşa bindirmez, minibüsteki güvenliği sağlar, edebe aykırı davrananları engellerdi. Hanımlara öncelik tanır, bilhassa yaşlılara dikkat eder, ayakta kalırlarsa gençlerden birilerini kaldırır ve “buyurun Bey Baba oturun”der, yüksek sesle konuşanları uyarırdı. Muavin dolmuşa binenleri gözlemler, kız kaçırma, hırsızlık gibi olaylar için dolmuşa binenleri engellerdi, gerekli yerlere iletirdi. Çalıştığı müessenin yararına hareket eder, menfaatini gözetirdi. Minibüste bir dedikodu duyarsa hemen uyarır “Hacı Teyze aile konularını evde konuş lütfen” derdi.

Yolculardan biri cumhurbaşkanına hakaret ya da eleştiri yaparsa ya da sağ-sol siyasi meselelere girerse uyarır ve “burası yeri değil”der, ısrar edenleri ise minibüsten indirirdi.

Başta dedik ya şoför yani kaptan yolunu bilir, sadece gideceği mevkiyi, ulaşacağı hedefi bilirdi. Muavin kaptanın her işte yardımcısıydı. Muavinsiz bir minibüsün nasıl olacağını son yıllarda gördük. Dolmuşların vazgeçilmezi muavin, saygılı hürmetli, küçüklere sevgi, büyüklere saygılı, edepli, cesurdur. İki üç kuruşa kaptanını satmazdı, vefalıydı.

Evet dostlarım şimdi diyeceksiniz bu yazı nedir neden çıktı şimdi muavinlik? Kardeşiniz kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleği, muavinliği anlatırken bir yandan hem unutulmuş değerleri hatrlatıp hem de bu konuya bir benzetme yaparak konuyu ülke gündemine bağlamak istiyorum. Şöyle ki; Minibüs ülke, kaptanı ülke lideri. Liderin görevleri bellidir, ülkeyi yönetir ancak burda da mutlaka muavine ihtiyaç vardır. Bu ülkenin değerlerine sahip, tarihine, dinine, örf ve adetine saygılı, konuşmasını bilen, arada bir kaptanı sakinleştirecek yolcularla dostluk kuran bir muavin lazım. Dostlarım son aylarda ve 15 Temmuz darbesinden sonra bu ülkenin muavini olarak bu işe gönül koyan, ülkesini seven, Türkiye’nin yetiştirdiği siyasi şahsiyet sayın Devlet Bahçeli Bey’i görmekteyim. Acizane derim ki bu kaptana böyle bir muavin yakışır. Biz millet olarak bu muavinden çok memnunuz. Konuşmalarına, vatan sevgisine ve Milliyetçi düşüncenin emanetine sadık kalmasından memnunuz.

Dostlarım bu yazımı da fazla uzatmadan burda bitirmek istiyorum. Sizlere unutulmaya yüz tutmuş bir meslek üzerinden, ülkemize lazım olan, olması gereken çok önemli bir hususa dikkat çekmek istedim. Allaha emanet olun.
OGÜNhaber