Değerli dostlarım sevgili okurlarım,Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızdan bir randevu talebimiz oldu. Allah razı olsun en kısa zamanda bize olumlu olarak geri döndüler.
Biz derken burada kastettiğim kendilerinde hatırı çok olan babam Harun Efendi'dir. Sayın Cumhurbaşkanımız 90'lardan bu yana babamızı ne zaman görse kendisine
"Harun Abi" diye hitap eder. Belediye başkanı olduğu dönemlerde de babamız onun Harun abisiydi, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğunda da Harun abisiydi. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı olarak babamız yine kendilerinin Harun abisidir.
Bu yakınlığı kendileri o dönemden bu yana bu şekilde tesis etmiş sürdürmüşlerdir.
Bizim görüşme talebimiz de bu nedenle gecikmeden cevap buldu ve Sayın Cumhurbaşkanımız dün bizleri kabul etti. Görüşmeye ben, babam Harun Efendi, kız kardeşim Nurhan Sultan ve Eşi Muhammed Osmanoğlu olmak üzere dört kişi katıldık.
Cumhurbaşkanlığı Sultan Vahdettin Köşkünde 28 Temmuz Perşembe saat 16.30 yapılan görüşmenin başlangıcında rutin sağlık kontrolü ve hızlı bir şekilde yapılan korona testi sonrasında köşke alındık.
Bu bekleme sürecinde bizler çeşitli ikramlar eşliğinde çay ve kahvelerimizi yudumladık.
Bu süreç 15 dk. kadar sürdü 16.50 gibi görüşme salonuna alındık ve bizi burada arkasında Cumhurbaşkanlığı forsu ve Türk Bayrağı bulunan özel bir masada Sayın Cumhurbaşkanımız bekliyordu.
Çok güzel diyaloglar yaşandı, güzel bir görüşme oldu. Neler konuştuk;Cumhurbaşkanımız babamı çok samimi karşıladı kedisine
"Harun Abi" hitabıyla halini hatırını sordu.
"Maşallah seni çok iyi gördüm." diyerek çok samimi bir başlangıç yaptı.
Babamın kendilerine hitaben
"Allah sizden razı olsun. Allah başımızdan eksik etmesin, yaptığınız hizmetleri tek tek takip ediyoruz, yaptığınız hizmetler çok gurur verici." diyerek düşüncelerimizi ifade etti.
Sonrasında Babamız Harun Efendi sosyal medyada, TV'lerde Cumhurbaşkanımız hakkında söylenen hakarete varan sözler ve ona yapılan haksızlıklar karşısında ne kadar üzüldüğünü ve bu nedenle Osmanoğlu ailesi olarak kendilerine destek olmak ve yanında olduğumuzu, belirtmek için uzun zamandır kendisinden bu görüşmeyi talep ettiğini ancak pandemi nedeniyle bu talebi askıya aldığını belirtti.
Yine devletimizin yapmış olduğu çalışmalardan konuşarak özellikle sondaj çalışmaları için sahaya indirilen geminin isminin Sultan Abdülhamid Han konması bizler için gurur kaynağı olduğunu belirten babam kendilerine teşekkür etmek istediğini belirtti. O sırada çok duygulu anlar yaşadık, babam gözyaşlarını zor tuttu. Cumhurbaşkanımıza bunun için teşekkürlerini, iyi temennilerini dile getirdi. Ve özellikle bu teşekkür ve taktirlerimizi sizlere sunmak için bu ziyareti talep ettiğimizi ifade etti.
Evet kendileriyle tam 16.50'de masaya oturduk. Bu görüşme yaklaşık 1 saat 12 dk sürdü. Kendilerinden neler talep ettik, neler istedik merak ediliyor. Az bir süre değil. Normalde Sayın Cumhurbaşkanımızla ayaküstü birkaç dakikalık bir görüşme yapabilmek bile zordur. Bu görüşme bir saatin üzerinde olunca haliyle merak edildi.
Neler talep ettik acaba yalılar mı istedik, yatlar katlar mı istedik, aile fertlerine maaş mı istedik?Elbette değil biz Osmanoğlu'yuz, biz bu şekilde hiç kimseden hiçbir şey talep etmeyiz, etmedik.
Benim her zamanki sözümdür ki bunu kendilerine de söyledim; "Sayın Cumhurbaşkanım bizden istediğiniz bir şey var mı?"
Evet dostlarım biz bir şey talep etmedik. Çevremdeki arkadaşlarım dostlarım der ki
"Senin bir soyadın var sen Osmanoğlusun, hanedan mensubusun, bu adı kullanarak bir şeyler yapabilirsin, menfaat elde edebilirsin bugün Türkiye'nin sayılı iş adamları arasına bile girebilirsin ama sen bunu yapmıyorsun." Allah'a binlerce şükür olsun ki beni seven sayan, beni gönülden seven isterse maddi durumu zorda olsun, makamı mevkisi önemli değil simitçi, inşaatçı fark etmez o kadar seven var ki benim en büyük zenginliğim bu. Ben sadece soyadımdan dolayı asla şahsi menfaat peşinde düşmedim, düşmem de. Biz Osmanoğluyuz, biz her zaman veren el olduk inşallah hep öyle oluruz.
Durumumuz ne olursa olsun kol kırılır yen içinde kalır ama biz her zaman yoksula koşarız.
Bir derneğimiz var Cumhurbaşkanımızla da bu derneğimiz hakkında konuştuk. Kendilerinin bundan haberi var, bundan memnun olduğunu, takip ettiğini belirtti.
Kendilerine derneğimiz kapsamında Afrika'da, Suriye'de yapmış olduğumuz faaliyetlerimizden bahsettim. Suriye'de bir okul yapma gayretinde olduğumuzdan bahsettim. Yurt içinde yapmış olduğumuz faaliyetleri de anlattım.
Çok memnun oldu, yapabilecekleri bir şey olup olmadığını sordu. Kendilerinden dualarını, desteklerini istedik.
Bir mevzu daha vardı özellikle de kendileri tarafından bu konuda yanlış anlaşılma endişelerimizi de dile getirdik. Çünkü bizler en son kendisiyle yaptığımız görüşmede bizlere biraz kırgınlığı vardı. Bunun sebebi olarak da bizleri başka yerlerde, başka siyasi yollarda gördüğünü ifade etmişti. Bahsettiği Fatih Erbakan'ın yanında danışmanlık yapan kardeşim Kayıhan. Sayın Cumhurbaşkanımız bu olaydan biraz rahatsızdı. Biz bu konuya açıklık getirerek kardeşimin sadece danışman olarak orada bulunduğunu, hiçbir siyasi talebinin, milletvekili olmak vs. gibi olmadığını ifade ettik. Dışarıdan her kim bununla ilgili ne anlattıysa kendilerine yanlış aktarıldığını Kayıhan kardeşimin kendilerine saygısının hürmetinin çok olduğunu kendilerini çok sevdiğini de ekleyip bu konuda kendilerini bilgilendirdim.
Olabilir, Cumhurbaşkanımızın çevresinde de bizleri sevmeyen birileri olabilir kendilerine bu bağlamda söylemler iletilmiş olabilir, ya da sehven yanlış aktarımlar olabilir bu konularda konuşarak bunları düzelttik, ailemizin duruşunu netlikle ifade ettik.
Daha önce Ak Parti içinden bir isim şu an ismini zikretmek istemiyorum, kız kardeşim Nurhan Sultan'a Twitter üzerinden hiç hoş olmayan Tweet'ler atmıştı. Bu şahsın da orada konusu geçti bu yakışıksız durumdan rahatsızlığımızı dile getirdik. Cumhurbaşkanımız içimizde olan bu tür durumları kendisinin de tasvip etmediğini, rahatsızlık duyduğunu belirtti Nurhan'ı sükunete davet etti.
Çok güzel bir görüşmeydi, çok samimi ve içten bir görüşmeydi. Babamızla zaman zaman şakalaşarak içtenliğini sergileyerek bütün nezaketiyle bizleri ağırladı. Çoğunlukla biz konuştuk kendileri daha az konuştu.
Bir ara nasıl geçindiğimi, neler yaptığımı sordu. Kendisine emekli olduğumu ve aynı zamanda
ogunhaber.com da arada bir köşe yazıları yazdığımı söyledim. Sayın
Cengiz Aygün Bey'e ve kurumun yönetim kuruluna çok selamlarını iletmemi istedi. Yazılarını yakından takip ettiklerini söyledi. Ben işim, gelirim konusunda detaya inmedim, öyle olunca kendilerinden bu yönde bir talebimiz var şeklinde bir ima oluşsun istemedim.
Babam da kendilerinden herhangi bir talepte bulunmadı ancak bazı açılışlara davet edilirse memnun olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanımız en son yapılan İstanbul'un Fethi kutlamalarını herkese açık yaptıklarını ve herkesi, bütün halkı davet ettiklerini belirtti.
"Özellikle ismen sizleri çağırmadığım için üzülmeyin." dedi. Ben de orda söze dahil olarak dedim ki,
"Efendim biz gençler olarak koşarız geliriz, babamız 90 yaşına girmek üzere biz onu düşünüyoruz, o kalabalığa, halkın içine girmesi zor olur, davetli olarak protokolde bulunması katılmasını mümkün kılar, o nedenle böyle bir davet talebi söz konusu oldu." dedim.
Kendileri bana dönerek
"Sen böyle durumlarda oraya geldiğinde ve Orhan Osmanoğlu olarak kendini tanıttığında bütün korumalarım, ekibim seni tanıyor asla böyle bir sıkıntı olmaz." şeklinde cevap verdi. Tabi o kalabalığa babamızı getirmemiz mümkün olmadığı için biz kendisine yine davet edilme konusunu ifade ettik. Başka bir talebimiz yoktu.
Çok güzel bir görüşmeydi. Allah razı olsun, devletimiz ebeden daim olsun.Allah'a emanet olunuz! Değerli fikir ve görüşlerinizi bana sosyal medya hesaplarım ve ogunhaber.com üzerinden iletebilirsiniz.