Son devrin yetişmiş en değerli hadis alimlerindendi Emin Efendi. Dedesinin yanında 6 yaşında Kur'ân-ı Kerîm'i hatmederek hafızlığa başlayan Emin Efendi'nin ağabeyi Bahaddin Saraç, kardeşleri Osman ve Yusuf ile kız kardeşleri, anne ve babaları tarafından Kur'ân-ı Kerim okumanın suç sayılabildiği dönemlerde Kur'ân-ı Kerim hâfızı olarak yetiştirilmişlerdi.
Babası Hafız Mustafa Efendi o dönemde çocuklarına Kur'ân-ı Kerîm okuttuğu için mahkemeye çıkarıldı. Hâkim, "Sen çocuklara Arapça okutuyormuşsun. Bu, doğru mu?" diye sorduğunda "Ben çocuklara kimsenin canına, malına ve ırzına tasallut etmeleri için bir şeyler öğretmiyorum; ben Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı okutuyorum" dedi. Ancak mahkeme neticesinde 6 ay hapis cezası aldı.
Böyle zorlu dönemlerde bile ilim tahsilini bırakmamış ve binlerce ilim talebesini ülkemize kazandırmıştı. Kendisine Allahtan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum.
Üzüntümüz büyük. İyiler birer birer gidiyor, yerleri dolmuyor.. İçimizden hangimiz bir Gönenli Mehmed Efendi, Mehmed Zahid efendi Süleyman Efendi, Mahmud Efendi, Sami Efendi olabileceğiz?
Daha çok dertlenmek gerekirken dünya metaı, nefsimiz, hevamız, hırslarımız bizi içine çekiyor. Son 3-4 yılda birçok âlim zât vefat etti. Hangimiz onların bıraktığı boşluğu doldurabilme gayesindeyiz?
Kürsüleri, minberleri aşk ile vecd ile inleten, milyonların imanına vesile olan bu insanların bıraktığı mirasa sahip çıkma niyeti ve gayreti içinde miyiz? Rabbim bizlere merhamet eylesin.
Allah'a emanet olunuz!